Eğitim adı üzerinde bir eğitme uğraşıdır. Eğitim sistemi bireyleri eğitmek için vardır. Eğitmek yani mevcut düzene uyarlamak.
Paulo Freire "Ezilenlerin pedagojisi"nde şunu söylüyor: "Bununla birlikte, insanlar özgürlük korkularını ender olarak
kabul ederler ve daha çok, kendilerini özgürlük savunucuları şek-
linde sunarak bu korkuyu -bazen bilinçsizce- kamufle etme eği-
liminde olurlar. Kendilerine özgürlüğün bekçiliğini yakıştırarak,
kuşkularına ve endişelerine köklü bir serinkanlılık havası ka-
zandırırlar. Fakat özgürlüğü, statükonun sürdürülmesiyle ka-
rıştırırlar: Böylece eğer conscientizaçao, statükoyu tartışmalı
kılma tehdidi taşıyorsa o zaman özgürlüğün kendisi için de tehdit
oluşturuyor gibi görünür."
Evet eğitimin durumu budur.
"Okul içinde veya dışında, herhangi bir düzeydeki öğretmen-
öğrenci ilişkisinin dikkatli bir analizi, bu ilişkinin temel olarak
anlatı (narrative) niteliğinde olduğunu ortaya koyar. Bu ilişki, an-
latan bir özne (öğretmen) ve sabırla dinleyen nesnelerden (öğ-
renciler) oluşur. Anlatılan şeyler ister değerler, ister gerçekliğin
ampirik boyutları olsun, anlatılma sürecinde cansızlaşma ve taş-
laşma eğilimindedir. Eğitim, anlatım hastalığından mustariptir."
Ezilenlerin Pedagojisi
"Eğitim sisteminin kullanıcıları olarak öğrenciler, aynı za manda bu sistemin birer ürünüdürler ve mevcut tutum ve ka biliyetleri, geçmişteki kazanmalarının alametini bu kadar taşıyan başka bir toplumsal kategori yoktur. Zira birçok araştırmanın gösterdiği üzere, toplumsal kökenin tesiri tüm bir tahsil boyun ca ve özelikle de eğitim hayatının büyük dönemeçleri sırasında tatbik olur."
Pierre Bourdieu
"Bir öğrenci örnekleminde kavranılan tek şey, toplumsal kökenden hâsıl olan ve hâlihazırda uzun zamandan beri işle yen bir tesirler bütününün bileşkesidir. Alt sınıflardan gelen ve elenmekten kurtulmuş öğrenciler için başlangıçtaki dezavantaj lar zamanla biçim değiştirirler; sosyal geçmiş, erken ve sıklık la kötü yapılmış bir yönlendirme, zorunlu tercih veya yerinde sayma gibi ara aktarım mekanizmalarının tesiriyle tedrisî borç yekûnuna dönüşür."
Pierre Bourdieu