Sendika bugün yine açıklama yapmış. Ama sendika bu kez kesinkes haklı arkadaşlar. Bir sürü masum öğretmeni suçsuz yere açığa aldılar.
Adamın PKK ile alakası yok, sadece sendikaya üye olmuş, ona da arkadaş tavsiyesiyle olmuş ama adamı açığa alıyorlar. şimdi bunun hesabını kim verecek? bu insanların çocukları var, borçları var, hatta aralarında hasta olanlar var. Ama sen ne yapıyorsun? kim varsa hepsini toptan "hain" ilan ediyorsun. şimdi bu hangi vicdana, hangi dine, hangi insanlık prensibine sığar?
Öte yandan zaten senin bir sürü düşmanın var. senden öncekilerin veyahut da senin baskı yapıp, yanlış politika ile öteki yaptığın tonla insan var. şimdi sen durup dururken neden daha fazla düşman üretiyorsun ki?
KASIM 2005 Tarihli eğitimci yürüşünde , sendikalıların ankara ya girişi engellenmiş , eğitimcilerin mücadelesine akp hükümetinin polisleri gaz bombaları ile karşılık vermişti. onlarca eğitimci yaralandı. erkan barikan adlı matematik öğretmeninin bacağına isabet eden gaz bombası onu 1.5 yıldır hala yürütmüyor ve öğretmenlik yaptırmıyor. sayısız ameliyat oldu erkan!
erkan'ın bacağına saplanan gaz bombasını hakedecek talepleri ;
- ikili eğitimden tekli eğitime geçilmelidir
- Sınıf mevcutları 60 değil,24 kişilik olmalıdır
- Tüm anaokulu ve ilköğretim öğrencilerine ücretsiz süt verilmelidir
- Tüm çocukların yılda iki kez sağlık taramasından geçirilmesi
- Eğitimde kadrolaşma değil,demokratik yönetim anlayışı benimsenmelidir
- Eğitimde hazırlık ödeneği tüm eğitim ve bilim emekçilerine ödenmelidir
- Hizmetli ve memurlar için özel hizmet tazminatı ödenmelidir
- Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun olarak belirlenmelidir
- Tüm eğitim ve bilim emekçilerine yakacak parası verilmelidir
- 4688 sayılı kamu çalışanları sendika yasası grevli toplu iş sözleşmesi olarak yeniden düzenlenmelidir
akp diktasının cemaati tasfiye etmek bahanesiyle, ohal bahanesiyle 136 üyesini görevlerinden attığı sendikadır.
'' *Milli Eğitim bünyesinde görev yapan ve açığa alınan üye sayımız 127’dir. Bunların ciddi bir kısmı da sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açığa alınmıştır.
*9 akademisyen üyemiz, görev yaptıkları üniversitelerin yönetimlerince açığa alınmıştır.
*Karabük Üniversitesi’nde görev yapan ve yıllardır sendikamız üyesi olan Yrd. Doç. Bülent Oral, dün itibariyle (01.08.2016) gözaltına alınmış ve öncesinde de açığa alınmıştır.
*9 akademisyenden 4’ü, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için cezalandırılmak istenmiş, Hakkari Üniversitesi yönetimi imzacı oldukları gerekçesiyle 2 üyemizi açığa alınmıştır. “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayan üyelerimize karşı husumet güden Tunceli Üniversitesi yönetimi ise söz konusu cadı avını fırsat bilerek yine iki akademisyen üyemizi açığa almıştır.
*Mersin Üniversitesi Rektörü de OHAL fırsatçılığına soyunmuş, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalamaları nedeniyle 2 akademisyen üyemizin sözleşmesini haksız ve hukuksuz olarak uzatmamıştır. Böylelikle Mersin Üniversitesi yönetiminin barış talep ettiği için işten attığı üye sayımız 8’e yükselmiştir. ''
işin ironik yanı bunu yapanların düne kadar durduğu yer belliyken, eğitim-sen'in cemaatle hiç bir alakası olmaması, her daim solcu hocalardan oluşmasıdır.
Eğitim Sen istanbul 5 Nolu Şube Üyesi erkan barikan ın anlatımından,
--spoiler--
Bu arada hiçbir uyarı yapılmadan doğrudan kitle üzerine gaz bombaları atılmaya başlandı. Yoğun olarak gaz kokusunu almaya başladım ve birden bire bacağımda müthiş bir acı hissettim. Yukarıdan gelmesini beklediğim gaz bombasının bir tanesinin doğrudan bacağıma isabet ettiğini, bacağımdaki korkunç acıdan anladım. Bacağımın kırıldığını hissederek elimle bacağımın acıdığı yere dokunduğumda, burada benden, yani vücudumdan olmayan bir nesnenin varlığını fark ettim. Bomba hala bacağımda saplanmış bir vaziyetteydi. Elimle bombayı tuttum ve çıkardım. Eğer içeride patlasaydı zayiat çok daha ağır olacaktı diye tahmin ediyorum. Pantolonum ıslak olduğu için, bacağıma saplanan bomba hemen söndü. Arkadaşlar beni bir yandan panzerin altından kurtarmaya çalışırken, bir yandan da ambulans çağırıyorlardı. Bacağım kopacak seviyede sallanıyordu, durumun çok ciddi olduğunu anladım. Eğer bilincimi korursam arkadaşlar daha kolay yardım ederler düşüncesiyle, sürekli konuştum ve hatta o anda bana yardım eden öğretmen arkadaşlarıma düşüncelerimi sürekli konuşarak söylemeye devam ettim.ı
ıslak olan montumu, ağırlığını dayanamadığım ayakkabımı soğukkanlı bir şekilde çıkarttırıyordum. Beni ayık ve canlı tutan kitlenin direniş sloganları, şimdi bile hala kulaklarımda çınlıyor. Böyle davranmama neden olan etken Devrimci Öğretmen olmamın yanı sıra, oradaki bulunan arkadaşlarımın direngenliği ve kararlılığıydı. Müthiş bir şey, direnişin ortasında, arkadaşlarınızın kolları arasında, ana kucağındaki gibi güvendesiniz.
Üşümemek için battaniye kullanıyordum. Islak olan pantolonumun yarama yapışmaması için yırttırıyordum. Bu tavırlarım diğer yaralı arkadaşları da rahatlatıyordu. Tüm arkadaşların, dost kurum ve kuruluşların tedavim boyunca gösterdikleri yakın ilgi ve duyarlılıkları kendimi toparlayabilmeme çok yardımcı oldu ve Teşekkür etmeyi yetersiz buluyorum. Her halde "Dostların arasında, güneşin sofrasında olmak" denilen şey bu. işte bundan dolayı "copunuz, panzeriniz, bombanız; vız gelir bize, vız"!
--spoiler--