tanrının en küçük yapı taşı keşfedildiğinde (bkz: cern deneyi), yani insan beyni evreni tam anlamıyla keşfedip algılayabilir hale geldiğinde tanrı'nın da sırına erişilmiş olacak.
ve bu insanlığın gelebildiği son aşama olup bir çocuğun oyuncağıyla oynadığı gibi evrenle oynanmaya başlandığında, çeşitli dönüşümler ve ruh ötesi var edişler aslında aşamalar ile hiçliği meydana getirecek. çünkü varlığın kaynağı hiçliktir. her şey de bir anda yok olup varlığın hikayesi yeniden yazılmaya başlanacak.
bu hikaye de insanın yeniden tanrılaşması üzerine kurulu.. aynı şimdi olduğu gibi..
mikhail bakhunin'in de charles bukowski'nin de bu ikisi gibi sırf farklı olmak ve toplumdan aykırı görünmek için götlerinden fikir uydurup fantazi kuran ve bu ikisini göklere yükselten birini filozof diğerini yazar ilan eden bütün herkesin de çok ciddi amına koymak istiyorum.
Belki çok sert bir entry oldu, belki trollükle yaftalayacak gören herkes. Ama tam anlamıyla içimden geçenler budur. Çok kişinin de hissedip dillendiremediği bir şeye tercüman olduğumu zannediyorum.
Edit: Dur daha dinmedi sinirim. Tanrı vardır yoktur o senin bileceğin iş senin inancın. Ona karışmam karışamam, ayrıca çok da skimdeydi amına koyayım istersen krem peynire tap bana ne. Benim kızdığım sözlerdeki mantıksızlık... be amına kodumun çocuğu; Tanrı derken kastettiğin sonsuz bir güç değil mi? Eğer varsa bu sonsuz gücü yok etmek lazım diyorsun. Eğer varsa o sonsuz güce kafa tutmak lazım diyorsun. Be yavşak az mantıklı düşün. Sırf kendini ulaşılmaz anlaşılmaz bir yazar veya ne bileyim çılgın falan gibi göstermek için götünden felsefe uydurma. Şu yıllarda ergenler yapıyor senin o yaptığını da taşak geçiyoruz biz. Demek ki aynı ergenler bundan 100 sene önce doğmuş olsalar "büyük yazar, üstad, deha" falan olacaklarmış... Vay amına koyim...