Sanırım çok da farklı olmazdı. Yine savaşlar olurdu din değil de ırk yüzünden olurdu bu kez. Ahlak kuralları ve gerekli birtakım toplumsal kurallar yine olurdu çünkü bunlar toplumla var olan şeyler. Dünya ne daha iyi ne daha kötü olurdu sadece ibadetler olmazdı.
şimdiki halinden çok daha kötü olurdu. Tek eşlilik gibi bir kavram olmazdı. insanlar sadece bu hayatı yasayacaklarını düşünüp en mutlu şekilde yaşamaya çalışırlardı. Birtakım toplumsal değerler varolmazdı. Belki daha mutlu insanlar olurdu ama bir yanları da eksik birşeyler hissederdi.
beyni siklerin de akılları sürekli kadının vajinasında olan şakirtlerin seks dünyayı işgal eder herkes tudduğunu bilmem ne yapar gibi saçmalamalırana sebep olan başlıktır.
dinin tarihsel sürecin biçimlenmesinde önemli etkileri olduğundan, din olmasaydı bugün nasıl bir dünyanın biçimlenmiş olabileceğini tahmin etmek imkansızdır. sadece tahminler yürütebiliriz:
din, sitelerin ortaya çıkmasıyla birlikte toplumu yöneten ruhban sınıfının doğuşuna ön ayak olmuştur. rahipler, tanrılarla insanlar arasında köprü olmak, tanrıların "gazabını" yatıştırmak, doğal afetlere ve kıtlığa karşı kurban törenlerini ve diğer dini ayinleri yönetmek gibi ruhani işlevlerinin toplumda kendilerine sağladığı korkuyla karışık saygınlığı, kralı kutsamak ve iktidarı onunla paylaşmak için kullanmışlardır. bu ikili, asker sınıfıyla birlikte ruhani ve dünyevi gücü toplumu yönetmek için kullanmışlardır. böylece ilk devletler kurulmuştur. ticaret, tarım, zenaatin gelişmesiyle, sınıflar ve kastlar ortaya çıkmıştır. dinin sınıfların ortaya çıkışında en önemli bir faktör olduğu, sınıf savaşımının da tarihsel süreci belirlediği, birbirinden ayrılmaz gerçeklerdir. din olmasaydı, şehir devletleriyle birlikte sınıflaşma ve üretim araçlarının belli sınıfların elinde geçmesi süreci yine de yaşanır mıydı bilinmez.
ancak, din olmasaydı haçlı seferleri olmaz, araplar ispanya'ya kadar yayılamazlar, fransa'da saint bartholemy katliamı gibi sayısız politik-askeri olaylar gerçekleşmezdi. insanlar savaşmak için dinden daha güçlü bir silaha sahip olmasaydılar bile, din dışında, şimdi tahmin edilmesi son derece zor etkenlerle ortaya çıktıkları varsayılacak egemenler, çıkarları gerektiriyorsa, savaşmak için başka nedenler elbetteki bulurlardı. bu bağlamda, din kadar etkili bir silah olan milliyetçilik, insanlık tarihinin son 200 yılına hakim olduğundan, milliyetçilik son yüzyılları belirleyen bir faktör olurdu.
tabii dinin olmadığı bir tarihsel süreç milliyetçiliği ortaya çıkarır mıydı, orası da belli değildir.
sonuç olarak, tarihi fiktif olarak ve sıfır noktasından başlayarak yeni baştan tasarımlamak imkansızdır.
aklı bacak arasından başka yeri düşünemeyen şakirtler cennette tasvir edildiği gibi 7/24 cima ederlerdi.
ayrıca tayyip fetoş gibi adamlar da aç kalır bir lokma ekmeğe muhtaç olurlardı.
bundan uzun bir zaman oncesini ele alirsak insanların daha mutlu olabileceğini söylerdim fakat insanlığın suanki gidişatı ve sistemini dinin yokluğu bile kurtaramaz.
düşünmeye çalıştımda, korktum. asla dindar bir insan olmadım ve olamayacağımı biliyorum. ha elhamdülillah müslümanımdır o ayrı. ancak her ne kadar dini üst tepeye taşımak isteyen bir insan olmasamda şunu söyleyebilirim ki, sizin özgürlüğünüzü kısıtlayan din olmasaydı, özgürlük kavramını çoğu insan yaşayamazdı.
düşünmesi beyin fırtınası yapması biraz ürkütücü. Çünkü insanların çoğu dinine bağlıdır ya da her hangi bir dine bağlıdır. Böylelikle insanlar belkide yapabilecekleri hataları yarıya ya da daha aza indiriyor olabilirler. diğer bir taraftan ise din bazen insanların arasındaki iletişimi de kötü etkileyebiliyor fazlasıyla.
dinsizlik olurdu, sonra o dinsizlik de din olurdu. dinsiz dünya zor be dostum.
para dini, ev dini, zevk dini. dinden çok ne var dünyada. tapın babam tapın.
ahlak ilkelerini kendimiz koyar ve zorlandığımız durumlarda hiç bir suçluluk duymadan ilkelerimizi değiştirerek yeni ahlak edinebilirdik. böylece ölçü insan olduğunda insanı yüceltmiş ve adı konulmamış bir insanlık dini içerisinde kimseyi yargılama hakkımız olmazdı. özgürce ahlakını oluşturan biri ahlakını kötü ahlak olarak seçmişse mesela ona ceza vermek haksızlıktır. özgürlük sunup özgürlüğüne dokunmak ta neyin nesi? modern bir tanrı kurulup evrensel değerler diye kimse bana yutturamaz. kaypak zeminlerde hoş fanteziler kurmanın büyüsünde gerçeği anlamsallık boyutunda değil de hormonal boyutta gören insan, sen okuduğun kitabın sadece harflerinde dizigisinde, kapağındasın. kitabın bir anlamı olabilir mi diye düşündüğünde önüne koyduğun zihinsel engeller yeter hakikati arama isteğinin samimi duruşuna. hayır, siz hakikati aramıyorsunuz, nefsinizin isteklerini meşrulaştırmanın derdindesiniz.
değişen bir şey olmazdı. çünkü din olmasa bile, insanlar başka bir şeye inanacaktı. belki bir düşünce olurdu ya da başka bir şey. ve fikirler çeşitlilik kazanır, doğamız bu. o fikirlerin uç savunucuları ya da ne bileyim o düşünceyi hayatının odak noktasına geçirmiş insanlar olurdu. ötekileştirme başlardı. bu yüzden "düşman" kavramı tekrar ayyuka çıkardı. bu sebepten belki de kavgalar, isyanlar hatta savaşlar olurdu. sanırım sorun insanda. belki ajan smith haklıydı, bir virüsüz belki de. dinozorların neslini bir meteor bitirdiğine inanılıyor. bizi ne bitirecek çok merak ediyorum.