gördün; doğumdan sonra hayat var, hem de anne karnındaki hayatla kıyaslanamayacak derecede müthiş bir hayat, aynen de ölümden sonra baki bir hayat var bu dünyayı zindan hükmünde kılacak kadar müthiş, sen de gideceksin, şunları dikkatle, sabırla oku ve dünyanın cam parçalarını elmasa tercih etme,
"ey nefis! bütün ahbabın, kabrin öbür tarafındadırlar. burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. ölümden ürküp, kabirden korkup başını çevirme. merdâne kabre bak, dinle, ne talep eder? erkekçesine ölümün yüzüne gül, bak, ne ister. sakın gafil olup ikinci adama benzeme.(ikinci adamın ne olduğunu anlamadınız, başka bir konu açar diye girmiyoruz oraya şimdi)
ey nefsim! deme, "zaman değişmiş, asır başkalaşmış. herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder(taparcasına sever), derd-i maişetle(geçim derdiyle) sarhoştur"
çünkü ölüm değişmiyor. firak(ayrılık), bekaya kalb olup başkalaşmıyor. acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor ziyadeleşiyor. beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peydâ ediyor.
hem deme!! "ben de herkes gibiyim" çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır.
hem kendini başıboş zannetme. zira şu misafirhane-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin?"
gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar.
... Doğa vardır. Ölümden ötesi yoksa doğanın gücü, dengesi, kozmik adaleti vardır. Toprağa karışarak bir papatya'nın ruhu olmak vardır, ayrık otu olmak vardır. Güzellik olup güzelliğe yelken açmak var, mundar olmak var.
Varsa yada yoksa demek meseleyi düşünsel boyutta felsefe yapmaktır. Halbuki akıl kıyas eder. Akıl düşünür ama Varsayım ve ihtimalleri hakikat yerine koymaz. Zincirin halkalarını takip ederek bir ucundan diğerine kadar nereye bağlı olduğuna bakar. Geçmişten gelecek çıkarımı yapar. Sana diyorlar ki ahiret var. Hesap kitap var. iman et ve ona uygun yaşa. Doğmadan önce neredeydin? Madem yoktun hiçtin nasıl meydana çıktın? Madem dünyaya geldin neden yokluğa gittiğini iddia ediyorsun? Madem yokluğa gidecektin bu dünyaya ne yapmaya geldin? Yokluktan geldiğine inandın, yaşadın bu hayatı bir güzel, ölümü de kabul ettin, ee peki hiç mi aklına gelmedi yoktan vareden yine yoktan vareder diye? ölümden sonra başka bir hayatla varolabileceğini neden ihtimal mesabesinde değerlendirdin? Enaz Yaşadığın bu dünya hayatı kadar gerçek olabileceğini niye düşünemedin ki? Sınırları 140 milyar ışık yılı mesafesi kainatı kendi kendine varettin de ahiretin varolacağına ihtimal vermedin öyle mi? Ha aklın erdi de işine mi gelmedi yoksa? O zaman ihtimaller hesabına devam et sen. Belki tutar..
Gerçekten bir insan olarak yaşıyorsan "tecavüz ettim cezam yok" diyemezsin. Şahsi olarak iman etmiş biriyim. Ancak varsayalım ki cennet ve cehennem olmasın. iyi olarak yaşamak isteyen insanlar olmayacak miydi? inanan insanların sadece cennet için mücadele ettiğini veya cehennemden çok fena tirstiklari için mi amel yaptıklarını düşünüyorsunuz. insan yaratılışta iyi olarak yaratıldı. Özünde iyilik vardır. Kötü bir şey yaptığınız zaman bunu kendinize yaparsınız. Gerçekten bu böyle. Ölüme yakın deneyimlerde okursanız birçoğu yaptığı iyi veya kötü bir şeyi sadece aslında kendisine yaptığına şahit olmuş. Sonuç olarak insan herhangi bir dine veya tanrıya inanmıyor olsa da kötülük yapacağı anlamına gelmez ancak kötüler genelde inançsız insan topluluklarında daha fazla görüldüğü için böyle bir algı oluşmuştur.