Antep'te, dul kaldığı ve yoksul olduğu zamanlarda evde kalan malzemeleri karıştırarak yapmış ilk kez bu çorbayı. Bir başka hikaye de der ki Ezo Gelin, savaş zamanı yaşanan kıtlıkta bulur bu tarifi, yine evde kalan malzemelerle
Bir gece vakti uzun yolun sonunda vardığım memleketimde ev ahalisini o saatte kaldırmamak için girdiğim 7/24 açık paçacıda içtiğim çorba. Başlığın ilk sayfasında bir arkadaş yıllar önce söylemiş, geceleri daha güzel gidiyor demiş. Hakikaten öyle. Akşam yemeğinde içemiyorum nedense ama gece saat 2'den sonra ezogelin dışında bir çorbaya da ağzımı sürmem.
Yanında soğan, limon ve acı biber ile size buz gibi bir kış gecesinde sokakta kaldığınızı unutturacak yegâne lezzettir.
Mercimek iyice yıkanıp üstüne 2-3 parmak geçecek şekilde tencere konur.
içine bir orta boy patates bir orta boy soğan bir tane de havuç dört parçaya bölünerek katılır.
Arada köpüğü alınarak ve sık sık karıştırılarak pişirilir.suyunu çekerse yeterli miktarda su ilave edilir.
iyice piştiğine emin olunca bir tuzu ilave edilerek tavada az biraz salça ,birazcık pul biber birazda nane yağ ile yakılarak (burada ki yakma deyimi adı üstünde deyim. Gerçekten yakmiyoruz. Birazcık pişiriyoruz.) tencereye katılır. iyice karıştırılarak sıcak sıcak servis edilir.
Servis edilirken yanında mutlaka limon da verilir.