Gerek dtp'nin gerekse diğer bazı sivil toplum kuruluşlarının kürt halkını savunmasını etnik milliyetçilik olarak değerlendirip, adının fasizm* koyulmasının doğru olmadığı gerçeğidir. Milliyetçilik bir etnik kökeni diğerlerinden üstün görmek gibi bir anlama gelir günümüzde*. Oysa bu sivil toplum kuruluşlarının ve bazı siyasi partilerin tek amacı türk halkına nazaran daha fazla ezilen; anadilinde eğitim göremeyen, kültürel değerleri hiçe sayılan, sistem tarafından kiro olmaya itilen kürt halkının diğer ülke yurttaşlarıyla aynı özgürlükte olmasıdır. Aynı haklara sahip olmak, işte gerçek bir demokrasi'dir. Fakat ne kürt adını duyunca çıldıran, ne de nişantaşında boyanan insan modellerinin ne yazık ki türkiyedeki bu eşitsizliği görmesi çok düşük bir ihtimal. Diyeceklerdir ki; türkiye de tek bir halk var; o da türk halkı. Diyeceklerdir ki; 2 halk var demek bölücülüktür. Evet aynen katılıyorum, eşit hak ve özgürlüklere sahip yurttaşların yaşadığı bir toplumda 2 halk var demek bölücülüktür. Fakat günümüz türkiyesinden kürt halkı bu konumda değildir ne yazık ki. Kürt kelimesi küfür olarak kullanılmaktadır, sokakta yürürken duymayanımız yoktur şunu; su kurtlerin hepsini keselim. Bugün kürt halkını savunmayı bölücülük olarak değerlendirenlerin kaçı diyarbakir'da nüfusun yarısının 2 doların altında bir parayla geçindiğini biliyor? Kaçı gerçekten kürt halkı için birşeyler yapıyor yapmasa bile çözümler düşünüyor da sonra onlar için uğraşan kuruluşlara laf atıyor? Eğer şimdi ben bu koşullara mahkum bir halkı temel sorunum görüp*, buna dönük birşeyler yapmaya çalıştığım için faşist oluyorsam, razıyım.
(bkz: kürt halkını savunmak faşistlik değildir) tabiki ama
- imralı kürt halkının önderidir demek,
- silahlı kuvvetlere bölücü demek,
- çoluk çocuk demeden katleden teröristlere dağdaki kardeşlerimiz demek,
- barzani'ye hiçbir kürt kendinden olanı teslim etmez demek,
bunlar faşistliğin ta kendisidir...halkın ezildiği falan yok, halkı ezik göstermeye çalışıp, bunun üzerinden ırkçı siyaset yapan siyasetçiler vardır...önceki hükümetlerin ya da devletin yaptığı hatalar, ötekileştirme vardır belki ancak hiçbir sebep terörizmi ve kendi devletine, milletine silah doğrultmayı haklı çıkarmaz...
sözüm ona, bütün türkiye'nin işi gücü, okulu, öğretmeni, hastanesi var da oranın mı yok?
sözde eziliyormuş gibi gösterilen halkın içindeki bazı kansızların ellerinde silah askere kurşun sıkmasını hazmedemeyen ve bunlara terörist diyen zihniyettir.
Dtp "hangi ezilen" halkı korumaktadır? Kürtleri "ezilen halk" olarak görmek akla ve mantığa uygun mudur? Bölücü başı ve yandaşı olan vatan hainlere "destek veren" her kim olursa olsun ondan farkı varmıdır. PKK'ya yapılan her türlü desteğe ve o desteğe katkısı olan her kim olursa olsun onlara karşı yapılacak eylemin yanındayım.
Bu kişileri savunmaya kalkacak kişilere söylenecek faşist suçlamasının da yanındayım.
dtp'nin yaptıklarını söyleyenlerle ilgisi olmayan zihniyettir. kürt halkını savunmak ayrıdır, ağaların, ağababaların çıkarlarını savunmak apayrı. devletin "bok yedirdiği" insanları savunmak ayrıdır, devlete kafası bozulduğu için silaha, bombaya sarılıp, katliamlara imza atmışları, insanlığını çoktan kaybetmişleri savunmak apayrı. velhasıl devletin görmediği bir halkı savunmak ayrıdır, amerika'nın gördüğü bir kaç kişiyi savunmak apayrı...
kürt liderlerinin kürtlerin cehaletlerini körükleyerek bundan rant kazandığını,tek ekmek kapıları olan türk düşmanlığını ,hak çabasıymış gibi gösterdiğini , bilen kişilerin zihniyeti.kürt halkının başından önce şu aşiret belasını temizleyin .küçücük kızları 60 yaşında adamlara kuma diye satmayın.töre cinayetlerini ortadan kaldırın.önce insanınızın insan olduğunu kabul edin.türk düşmanlığı, bölücülük hak aramak değildir.
meclisin en kral yerlerinde onlar, en kral memuriyetlerde onlar, başbakanlarıda oldu cumhur başkanlarıda oldu ,en kral paraları meşruda gayri meşruda kazanan onlar,ama bunlara rağmen şımarıp yüz değil ikiyüz isteyen kansızda onlar. nerde kaldı eziklik? bu nasıl bir tutum davranış onları ezen sadece ve sadece kendileri başkaları değil.bu durumda kendi kendilerini ezerek asıl faşist değil mozoşist olanda kendileridir.
içerik olarak hiçbir şey anlatmayan, mazlum edebiyatına ( nişantaşı'nda boyanan insanlar ) devam eden tanımlamalar ve sanki kürtlerin bu ülkede yaşaması harammış gibi bir söylem.
kürt halkı için bir götümüzü vermediğimiz kaldı. ne zaman isteyecekler onu merak ediyorum.
edit : kökeni kürt olan dostlarımız kürt halkı sözcüklerine takılmasın. kastım kürt halkı adına terör estirmeye çalışan yavşaklara.
faşizm demek, bir gücün, bir fikrin diğer fikirleri ve güçleri, iktidarda iken ezmesi demektir. italyan milliyetçiliği anlamına da gelmekle beraber dünyada şuanda kullanılmakta olan anlamı budur. Bu durumda ortada ezilen bir halk varsa ve onların hakkını savunmaya faşizm, savunanlara faşist deniliyorsa, bu bilgisizliktir, cahilliktir. Bu zihniyet ise cahil bir zihniyettir, onu kazımaya gerek bile yoktur, zaten günümüzde böyle zihniyetlere yer yoktur, zira düşünemeyen, cahil, kendini yenileyemeyen bir güruh bu şartlarda hayatta kalamamaktadırlar.
Bu başlığa uygun tanımı yaptıktan sonra Türkiye'de Kürt halkının hakkını savunan kişilerin faşist diye nitelendirilmesi konusundaki tanıma gelelim. Burda Kürt halkının hakkını savunan partinin DTP olduğu açıktır. Çünkü başka hiç bir parti seçim bildirgesinde kürt sorunundan bahsetmemiş, bu sorunu görmezden gelmişlerdir. Bu şartlar altında, Kürtlerin hakkını en fazla savunan partinin DTP olmadığını iddia etmek, gülünç bir iddiadır kanımca.
Ayrıca, her DTP, Kürt konusu açıldığında, "ayy çocuk katilleri, pkk ıyy iğrannçç" diye söze girişme geleneğinin herhangi bir sorunu çözmede hiç bir işe yaramayacağını söylemek gerekir. Bu eylem, şiddeti eleştirmek olarak görülebilsede aslında öyle değildir. Bu eylem şiddetin taraflı olarak eleştirilmesidir. Yani bir tarafın uyguladığı şiddeti eleştirmektir. Bu soruna en ufak bir çözüm olmayacağı gibi genelde bu tarz meselelerde taraf olan kimselerin kullandığı bir yöntemdir. Yani bir meselede, 2 taraf varsa siz bir tarafın yanındaysanız, karşı tarafın yaptığı yanlışlıklardan dem vurursunuz. Kendi görüşünüzü haklı çıkarmak için ve karşıt görüşün yandaşlarını o görüşten soğutmak için.
Bu konu ile ilgili şiddet eleştirisi ancak ve ancak nesnel bir bakış açısı ile yapıldığında faydalı olabilir. Sonuçta çözümün silahla arandığı bir mesele var karşımızda. Ve bir çok insan bu mesele sonucu hayatını kaybetmiş. Öyle bir anda hadi oturup barışalım diyerek, teslim olun bitsin diyerek bu mesele bitmez. Ortada 2 taraf içinde görülmesi gereken bir hesap var. Bu hesap görülmeden, kimsenin içi rahat etmez. Herkes oturup hatalarını kabul edecek. Daha fazla insan kaybının olmaması için tavizler verecek. Ve bir orta çizgide buluşulacak. silahlar ancak o zaman susar. Fakat uygulanması gereken insani çözümün bu olduğu halde, olaya özeleştirisiz yaklaşmak, sorunu çözümsüzlüğe itmektedir. Günümüzde kürt meselesine her iki tarafında yaklaşım tarzı budur. Her iki tarafta bu olayda kendi dediklerinin olacağını, düşman yenilene kadar savaşın süreceğini söylüyor. Bunun adı çözüm değildir. Bunun adı düşmanı yok etmektir. Bunun ne kadar insancıl bir çözüm olduğu tartışılır. Hoş ben tartışmam bile bunu...
Kürt halkının hiç hakkının yenilmediğini iddia etmek, ne kadar doğrudur tartışılır. Ama bu ülkede bazı insanların anadillerinde eğitim göremediklerinin, hatta bir dönem anadillerinde konuşmalarının bile resmi olarak yasaklandığının bilinmesinde fayda vardır.
Bizler Türkiye'nin batısında yaşayan insanlar olarak, kürtlerle aynı paraya çalışıp, aynı evlerde oturan, aynı ortak geçmişi taşıyan, birbirimize gelin damat olan insanlar olarak Kürt sorunun Türk sorunu olduğunu bilmekteyiz.Sağduyulu yaklaşıp PKK'nın yaptığını savunmazsak, gereksiz şiddeti onaylamazsak sorunumuzuda çözeriz.
ezilen falan yokki! bu ülkede ne imkanı türkler kullanıyor da kürtler kullanamıyor? seçme seçilme hakkı? okula gitme hakkı? yaşama hakkı? kürtlerde fakir var da türklerde yok mu? böyleayrım mı olur ezilen halk yokki neyi savunuyorsunuz? asıl ezilen halk amerika'daki zenci halkıydı zamanında bizde öyle birşey yok hangi imkan verilmiyor kürtlerede bukadar ses çıkarıyor bu dtp'liler? anlaşılacak gibi değil. ezilmek yokki savunmak olsun ezilen filistin halkı ezilen almanya'daki türklerdi zamanında amerika'daki zencilerdi ezilenler görünüyor ortada.
türkiye cumhuriyeti'nde birşey gözlemledim;
herkes olmasada bazıları insanlara piskolojik zulum yapıyorlar. o benden değil, o benim görüşümde değil diye onun insan haklarına saygı duymuyorlar. bazı şanslı kesim herşeyi yapmaya sadece onun hakkı varmış gibi davranıyor. bu şanslı kesim kendisini en dindar, en milliyetçi, en üstün varlık gibi görüyor. unutmamak gerekir ki hoşgörüsüz insan insan değildir. dinimizce de böyledir.
sense öbürlerini biraz savun hemen vatan hainisin, yoldan çıkmışsın gibi lafları duyuyorsun.
çok insan tanıyorum ki ben şuyum ben buyum diyemeyen...
Aptalca bir zihniyettir.Lakin burda ezilen halk sınıfı mensuplarının ortak yanlarına dikat etmek gerekir eğer ki bu halk sadece tek bir saf ırktan oluşuyorsa(kürt,rus,alman vs.)ve kişi bu saf ırkı savunup ezilen halk derken sadece kendi ırkının,milletinin bireylerinin ezildiğinden bahsediyorsa evet bu faşizmdir.Ama ezilen halk derken burdan bireylerinin tek ortak yanının hiyerarşik piramitte en alt sırada olması kastediliyorsa ve buna bi de faşizm deniyorsa ben gülerim arkadaş.Git bi faşizmin sözlük anlamına bak derim ( uludağ sözlük diil ;) ) .
ezilen bir halk ne şekilde ezilmektedir, ben trabzonluyum en milliyetçi en kapalı diye senelerdir nitelendirilen şehirdenim. ben bir trabzonlunun ne trabozn'da ne başka bir şehirde kürt olan birine kötü bir muamele yaptığını görmedim. karadeniz bölgesinde lazı var gürcüsü var türkü var. bu topluluklardan oluşan karadeniz bölgesinde refah en üst düzeyde mi? insanlar kıçlarını gere gere mi yaşıyor. hop hakkımız yeniyor hadi kendi devletimizi ya da özerkliğimizi mi kuralım diyor. dağa çıkıp ekmek yediği yerin askerine kendi askerine silah mı sıkıyor. bırakılsın allah aşkına ya... neyin ne olduğunu görüyoruz biliyoruz. ezilmiş halk ezilmiş halk, halkları bırak ülkede hangi insan yaşadığı şekilden memnun ki.. ezilen bir halkı savunmak olayı eskide kaldı. artık olay kendini kürtçülük olarak göstermektedir. en basitinden okullarda bunu görüyoruz. bunları anneannemin muş'lu olduğunu da göz önünde bulundurarak söylüyorum. kürtleri bir genellemeye tabi tutmuyorum. lakin neyin ne olduğu ortadadır. artık öyle bir bir zihniyete bürünmüş durumdaki eylemleri, okullarda abdullah öcalan'nın doğum gününde rahat rahat karanfil dağıtabilcek yüzsüzlüktedirler. türk bayrakları beni tahrik ediyor diye konuşabiliyordurlar. bu ezilen bir halkı savunmak değil, faşistliktir.
--spoiler--
doğuda görev yapan bir doktor mektubu
--spoiler--
buraya ilk gelince insan önce bir şeyler başarmak istiyor ve bütün olanaklarını zorluyor. ancak bir süre sonra bütün isteğini kaybedip ben burada ne arıyorum? diye sorgulamaya başlıyor. malzeme temini yerel firmaların kontrolünde (ki hepsi siyasilerin). hastane yönetimlerine baskı had safhada. siyasiler hastane üzerinden resmen devleti soyuyorlar. 1'e mal olanı 4'e satıyorlar. insanlar doktorlara karşı büyük bir öfkeye sahip. geldiğimden beri darp edilmeyen arkadaşım kalmadı. burada halk aşırı şımartılmış. insanların işini halletmeyince ya kaymakama gidiyor, ya da ben pkk'lıyım, seni vururum diye tehdit ediliyoruz. can ve mal güvenliğimiz sıfır. kimse vergi vermiyor, elektrik-su vb. faturalar ödenmiyor. herkese ayda 150 tl çocuk parası (ki çocuk başına), çocuk ultrasonda görüldüğü andan itibaren de mama ve bez parası ödeniyor. okula giden her çocuğa devlet harçlık veriyor, harçlık gecikince anneler okulu basıp çocukları okuldan almakla tehdit ediyor. o çocuklar ne yapıyor peki? üzerlerinde üniformaları, ellerinde pkk bayrakları ile dtp mitingine gidiyor. herkese, eksin ya da ekmesin, toprak yardımı yapılıyor (ki zaten kimse ekmiyor ya). bu yardımda sadece beyana bakıyorlar. adam 5'i 50 yazdırabiliyor. van'da dağıtılan paraya bakınca, göl bile tarım arazisine sayılsa az gelir. her cuma kaymakamlık elden nakdi para dağıtıyor. buralarda tek vergi verenler devlet memurları... insan içinden ve de dışından lanetler okuyor.
aldıkları verdiklerinden çok olduğu ortamda bu nasıl ezilmek onu anlamadım.Öyleyse beni de ezin ya. Adamların sorunu eziklikse eğitsinler kendilerini, doğu illerindeki köylerdeki herkese şefkatle bakılıyor kim ne derse desin. Sorun büyükşehirlerde kürtçülük yapan, fakir edebiyatı yapan, evet rahatsız oldukları tabirle kıroluk yapan kişilerde. Aynı şehirde aynı şartlarda yaşıyorken ne diye bir de üstüne imtiyaz verilecek ki. Ha derseniz köyündeki insana yaşam hakkı için imkan aktaralım, fon kuralım amenna. Ancak şehirdeki ilginç görüntü ve karakterdeki kaba saba insanlar kendilerine bizim bilmediğimiz onlarca yoldan kazanç sağlıyorken daha ne ezilmesinden bahsediyosun sen bacım?
nedense kürt deyince herkesin birden safa yattığı, anlamazlıktan geldiği durumdan ileri gelen bişiydir. bir teranedir gidiyor; kürtlere karışan mı var, edişen mi var vs.. beyler bunda anlamıycak bişiy yok; kürtler kürt olabilme hakkını istiyor sizden.. realitesinin kabulünü istiyor. sizse onları asimile ederek kabul etmek istiyorsunuz.
hala anlaşılmıyorsa şöyle söyleyeyim: türkmenler, sıradan kuzey ırak vatandaşları mı olmak istiyor, yoksa önce türkmen olarak tanınmalarını, haklarının kabulünü, anayasal güvence altına alınmasını ve bununla beraber diğer vatandaşlık haklarını mı? türkmenler kuzey ırak'ta nasıl tanınmak istiyorlarsa, kürtler de türkiye'de öyle tanınmak istiyorlar.
bu o kadar garip bir düşünce değil bence; sadece şovenizm tarafından boğuntuya getiriliyor ve konuşturulmak istenmiyor; hepsi bu...
faşizm her ne olursa olsun kendi halkını eleştirmemek suçu daima karşı tarafa yüklemektir.kürt politikacılar en alçakça cinayetlerden, katliamlardan sonra bile hiç utanmadan başkalarını suçlayabildiler ,en ufak bir özeleştiriye girmediler.
ayrıca ne hikmetse bu ezilen halkı savunmak için ortaya çıkan politikacılar hep aşiret reislerinin günümüz versiyonlarıdır.