2011'de final yapmış olmasına rağmen bugün hâlâ izlenen efsane dizi. Hatta bana göre Türkiye'nin en iyi dizisi veya en iyi ikinci dizisidir. En sevdiğim karakter ise Haluk Bilginer'in canlandırdığı Kenan Birkan karakteridir.
6. Bölüm bitti ama eysanin orospulugunu göremedim açıkçası.
Insanlar tuhaf he,lafa gelince sevgilisi için arkadaşlarını satti edebiyatı yapar insanlar icin,kardeşini ölüme yollayamayan eysani orospu ilan eder.
Kardeşini kurtarıp en azından gitmek istemiş cengiz piçi tehditle şantajla kızı avcunun içine almış beni birakirsan polise giderim diye.
Kız zaten hep yeniden başlamak başka bi hayat yasamak istemiş.
Evet omeri mahvoldu ama önce cinayet olacağını bilmiyordu,sonra yine babası davaya hasta kardeşini getirip kızın vicdanını ezdi.
Şu bölüme kadar ben şahsen hayati mahvedilmis bi kız gordum.
Orospu insanın içinde olur,kızın yakasını kötülük bırakmıyor ki o nasıl kaçsın.
Ne bileyim bu bölüme kadar ben orospuluk göremedim. Tek taraflı bakmayalım.
en sevdigim sahne ezelle sekiz koridor sahnesi video yuklemede sorun oldugu icin yukleyemedim.
sanirim kivanc tatlitugun en iyi performansi 100 kilo ustu en kilolu hali.
dizinin en durgun zamaninda sekiz karakterinin birden diziye girmesi beni heyecanlandirmisti.
Asla Türk filmi-dizisi izlememe konusunda katı kurala sahip biriydim fakat sıkıntıdan ve izlenebilecek olarak düşündüğüm herşeyi bitirip yeni birşeyler aramam sebebiyle birçok kişinin yıllardır iyi iyi diye söyleyip durduğu bu diziyi "ya bu kadar insan yanılıyor olamaz, hepsi zevksiz olamaz" diyerek ilk 2 bölümünü izlemek gafletinde bulundum.
Türk filmi ve dizisi izlememe fikrimde ne kadar haklı olduğumu en iyi Türk dizisi denilen bir diziyi izleyerek anladım.
Abi basit, gereksiz bir sahneyi 15 dk'da gıy gıy iç karartan müzik eşliğinde manalı bakışlarla vermek nedir ya. Ey yönetmen senarist vb. siz şu sahneleri izlerken içiniz bayılmıyo mu.
Müzik, müzik, müzik, gözleri kısıp bakmalar, dalıp gitmeler müzik, müzik...
Kaybettiğim 3 saatimi biri bana geri versin lütfen.
ramiz dayı'nın, necmi abi'ye koyduğu posta'yı ayrı bir sevdiğim efsane dizi. necmi abiyi hatırlamayanlar varsa, vurkaç barındaki eski dostlar konseyinde, içlerinde yaşça en büyüğü ve sözü geçeni, fazla konuşmayan kişi.
yusuf eğir'le ortaklık yapılacaktır ama dayılar tabi ki yusuf'la ortak olmayacaklardır. yusuf eğir elini uzatır ve dayı'dan ısrarla sıkmasını ister. ve olaylar gelişir.
dayı: fırtınada ağaçlar nasıl çatırdar bilir misin?
dayı eğir'in elini tüm gücüyle sıkarak tekerlekli sandalyesinden ayağa kalkar, eğir yere çöker. bunun üzerine iş bozulduğu için necmi abi sinirlenir.
necmi: ramiz! ramiz ne yaptın sen! işi mahvettin!
ve dayının efsane postası gelir.
dayı: tamam kardeşş, tamam! burası eskiden mert insanların diyarıydı. şimdi bakıyorum da çapulcuları doldurmuşsun buraya kardeş. sen eskiden öyle fazla konuşmazdın. şimdi bakıyorum da, biraz geveze olmuşsun.. o zaman git konuş onlara. ramiz karaeski, emaneti olan bu şehr-i istanbul'u geri alacakmış de. de onlara tamam mı..
Türkiye standartlarında gayet de el üstünde tutulması gereken dizidir. Ama siz kim kime atlamış, zengin oğlan-fakir kız, töre, tecavüz gibi konulara aşina olduğunuz için farkı anlamanız güç..
çok abartıldığını düşündüğüm dizi. kadroya almadıkları efsane oyuncu bırakmamışlar. hikayesi vasat üstü, mantık hataları gırla olan dizi. oyuncuları, replikleri ve bazı karakterlerle sağlam bir dizidir sadece. abartmaya gerek yok.