görüntü kalitesi ve o görüntüler içinde kenan imirzalıoğlu gibi, tabiri caizse "kapı" gibi bir adamı, ipek bilgin gibi küçük bir dev kadını ve tuncel kurtiz gibi konuştuğu yeri titreten bir adamı barındırdığı için sevilebilir dizi.
3 tl'lik köpeköldüren şarabıyla tam yağlı köy peyniri yiyen yurdum gurme'lerinin, kelime dağarcığı " ağbicim hükümet gibi hatun mnskym" den ibaret olan genç sosyetenin, "zevkler ve renkler tartışılmaz" lafının arkasına sığınarak bok attığı dizi.
neden beğen(e)mediniz diziyi peki? başlangıcında warner bros yerine ay yapım yazdığı için mi? yine başlangıçta, oyuncuları gösterirken, "oh yeah man, lets go and fuck your mum" sözlerine sahip bir rap parçası olmadığı için mi? yoksa oyuncuların tamamının türk oluşu, ingilizce veya fransızca izlemek yerine altyazısız, türkçe izlemek size cazip mi gelmedi?
hayır bir "emperyalist köpeklerin baskısı altında kalmış ezik kesim, türk varken başkasına gidiyorlar, hepsini sallandıracaksın bunların" muhabbetine girmem. ama şunu belirteyim ki; diziye attığınız boklar sadece ve sadece dizi setinin lağımına gidiyor. sizin diziyi kötülemeniz ne halkı diziden soğutur, ne de dizi yapımcıları eleştirdiğiniz şeyleri umursar. yapmacık olduğunuz, sırf eleştirmiş olmak için eleştirdiğiniz gün gibi ortada.
çünkü sen, daha önce çekilen bir türk filmindeki olayı, bir yabancı filmde gördüğünde; "aa türkler buradan çalmış bunu. hmmffs" gibisinden yorumlar yapabiliyorsun.
yine,aynı sen, yabancı bir filmdeki skindirik bir sahnede hüngür hüngür ağlayıp, ezel'deki anne-ömer sarılmasına " aa ne kadar yapmacık, aptallara bak, ehe" şeklinde yorum yaparsan, rengini belli edersin.
renginin kırmızı olduğunu fazla belli edersen de, piyasadaki boğaların saldırılarına maruz kalırsın, benden söylemesi.
şuan tv de olan diziler içerisindeki en güzel, en akıcı, seyretmesi en keyifli ve her bölümde bir sonraki bölümde ne olacak diye 1hafta bekleten süper bir dizidir.
sagda solda cengizlerin soydugu kumarhanenin sahibi o dayi oldugu soyleniyor. butun mal varligini ezele birakmasinin sebebi ise bunun ocunu almak oldugu soyleniyor.
ilk bölümünü izlediğim kadarıyla gerçekten güzel bir dizi. ama uzunluğuyla felaket derecede bayıyor. televizyon dizisi dediğimiz kavram 20 ilâ 40 dakika arasında olur. bir buçuk saatlik dizi mi olur yahu ?! bunun sadece ezel'e has bir sorun olmadığını da biliyorum. ama bu yapımcılar, televizyon kanalları artık akıllanmalılar. cidden çileye dönü$üyor keyif.
bir de $u toygar ı$ıklı'nın allah belasını versin. hayır $aka değil cidden ediyorum bu bedduayı. bununkini verirken kıraç'ınkini de versin hatta, aradan çıksın o da. ne bu lan dizimi müzikal mi belli değil, bir halta benzese bir de melodileriniz.
$u diziler müziksiz yayınlansa daha fazla rating alır, bu konuda da bahse neyine girerseniz girerim.
pek yakında boku çıkacakmış gibi görünen dizi, heyecanı kalmayacak ve klasik izleyiciyi bağlama yollarına gidilecek, e o zaman da saçmalayacak senaristler...
zaplarken 5 dakikalık bölümüne takıldım. adamın biri kenan imirzalıoğlunun omzuna başını koymuş köprü altı gibi bir yerde oturuyorlardı. ondan sonra ki sahnede iki tane genç kadın aynı yatakta aralarında * bir çocukla yatıyorlardı. ondan sonrasını da seyretmedim *.
öncelikle acayip bir rahatsızlık var bazılarında. kuzum kafayı mı yedin sen ?
dizilere, dizi ve televizyon kültürüne, popüler olana yakın durma, antipati besleme, popüleri kötüleme ve dahası dizi, kitap, film gibi bir takım eserlerden anlam çıkartma, çıkarttığı anlamlardan felsefe türetme gibi aktiviteleri yanlı$ bulmak tamamen ama tamamen o ki$inin sorunu.
bu diziyi henüz izlemedim. türk dizi tarihinde sit-com fenomeni avrupa yakası'nı es geçtiğimde izlediğim en iyi dizi çemberimde gül oya idi. bunun pek de deği$eceğini sanmıyorum. fakat izlemeye değer bir dizi olduğundan $üphe yok ezel'in. kastettiğim hiçbir $ey ezel'le alakalı değil, öyle sanılmasın.
sen bir kitap okursun, hayatla ilgili derin çıkarımlarda bulunur kendince tespitler bellersin kafanda. gider budist olursun falan. bu sana kalmı$. biri bir $arkı icra eder, sen dinler beğenirsin. dahası içip içip o $arkıyı dinlersin. sonra kafana eser gidip atarsın kendini camdan. bu da sana kalmı$.
aynısı bir film yahut diziden çok da farklı değil. hatta hiç farklı değil ulan. yani cidden $u televizyon dizilerine ve filmlere atılan boka, bu eserlerden esinlenen insanlara yapılan yakı$tırmalara artık neremle gülüyorsam loblarım ağrıyor a$ağıdaki.
yani mirim, senin kalkıp kurgulanmı$ bir eserden, her ne olursa olsun, etkilenip etkilenmemen sana kalmı$ bi$eydir. fakat eğer bir eserden etkilenmiyorsan, bu dedim ya, bir kitap, bir $arkı yahut bir film farketmez; otsun benim nezdimde. evet bildiğin ot.
insanoğlunun yüzyıllarca uğra$ verdiği, $u amacını kavrayamadığı hayatını nasıl geçirmeye çalı$tığını, nelerle uğra$tığını bilmiyorsun da mı, yani hiç kafanı çalı$tırmıyorsun da bu tespitleri sıçıyorsun; fena merak konusu yahu.
tamam okey, git uğra$ daha faideli i$lerle. evet bir sanat eserini yer, izleyenleri itin götüne sok, hele bir hafta 'ay bilmem kim ne yapcak bu hafta acaba' diyen sanal karakter için hayıflanan adamdan tiksinti duy; git üret bi$eyler lan tutan yok!
varmıydı $u dünyada 'daha faideli'yi nargilesinden bir nefes çekerken cariyesinin memi$iyle elle$en sultandan daha ha$metlisi ? sen japon genleri ta$ıyor olabilirsin ya itirazım yok, ta$ı. ama itin erojen bölgeleriyle temasa soktuğun adamın sırf senden daha 'renkli' bi' adam olması seni rahatsız etmesin. çünkü hangi boyayla boyarsak boyayalım renksizsin.
ps: evet dizi film müessesesinin daimi müdavimiyim. lost en sevdiğim dizi. radiohead dinliyorum. en sevdiğim yazar dostoyevski.
$imdi git ve tespit sıç. belki azıcık kasarsan bir filme replik çıkarabilirsin. antilop seni!!1 (kızdım çok)
cengiz'in "her şeyi ben bilirim lan, ben asiyim, kabayım, agresifim, kodum mu oturturum laaan" tavırları insanın cinlerini tepesine çıkartmaktadır. (bkz: kendini bir bok zannetmek)
orta halli derecede bir 6. bolumu olan dizidir. gecen haftanin telafisi konusunda eksik kalmislardir. eksi verdim. haftaya idmanli gelin. cayimi tomurcuklan demlemis, sizi bekliyor olacagim.
baştan belirteyim ki dizi sevmem. konu devamlılığı olan şeyleri takip etmek canımı sıkıyor. kurtlar vadisi'ni bile izlememişim lan o derece. bir ara lost'a heveslendim birinci sezonda pes ettim. neyse.
konusu, müzikleri, oyunculuğu gayet güzel. eyşan rolündeki hanımefendiyi burada ayrı tutuyorum. bence oyuncu kadrosunun en zayıf halkası. insan bu kadar ruhsuz durur mu kardeşim. git ali rolündeki abimizden ders al biraz.
senaryoyu yazan arkadaş kimse helal olsun abi. adam yeri geldi mi şekspiri de oscar wild'i de yediriyor senaryonun içine. ama konuyu 6. bölümde bitirdi sanki. du bakalım ilerleyen bölümlerde ne numaralar yapacak.
kenan abimizin oyunculuğuna diyecek yok. 6.bölümün son sahnesinde annesi rolünü oynayan hanımefendiyle birlikte burnumun direğini sızlattılar, sadece burnumun direği mi? anneme bir kez daha sarılabilmek için nelerden vazgeçerdim diye düşündüm. cevap veremedim. gözlerimi de doldurdular, neyse ki kimse görmedi. öyle işte. güzel bir dizi. bakalım ilk bölümlerdeki kaliteyi takip eden bölümlerde tutturabilecekler mi? nedendir bilmem bütün barutlarını buraya kadar harcamışlar gibi geliyor.
bir daha belirteyim istedim; müzikleri yapan arkadaş bu işi iyi biliyor.
benimde nacizane takildigim dizidir kendisi. ezel'in anacigina benimde içim gidiyor. bende "anneciimm" diye sarilasim geliyor. amma velakin dizi hos,guzel,karakterler hakkini veriyor (her ne kadar dogallik biraz uzak olsada) gel gelelim. yahuu tanimadigim bir adam çikacak bana habire askla,geçmisle ilgili sorular sorcak "höst ulen noluyoruz" diye çikisirdim.
ayrica cengiz'in yerinde olsam benden daha yakisikli alimli çalimli esmer güzeli bir erkegin,fistik karimin yaninda dolasmasina göz yummazdim. birak göz yummayi "kardesim ne issin sen bi uzaa,bi az yapisma,bi çekill" derdim.
manken eysan'la manken ezel birlikte gecenin bir körü tekne sürsün sen mal gibi izle.
he neyine güveniyorsun onuda anlamadim ki...
not: ezel dizisinden sonra insanlar kendi hayatlarina giren yeni insanlara kuskuyla bakar olmus. hasmim mi acaba estetik olup karimi-kocami goturup banada çelmeyi takmaya mi çalisiyo acaba? diye dusunur olmus.
Allahsiz ezel.. (isim mahmut mu olsaymis ne? yada ednan.. daha hos olurmus herhal)
bugünkü bölümünde dikkat ettiğim şey herkes birbirine paso soru sordu.bu ne lan.diyalogların yarısından fazlası gizemli sorulardı.bu unsur insanı diziden bir anda olsa soğutuyor.annesi ile buluştuğu yerde utanmasam ağlayacaktım lan.
ezel'in annesine sarılıp ağlama sahnesiyle kenan imirzalıoğlunun oyunculuğunun hakkını vermek lazım, çok içtendi. ilk kez bir dizide gözlerimin dolmasına sebebiyet vermiştir. senaryo güzel ilerliyor sonradan sapıtmazsa* aynı kalitede izlenir.
bir kaç dakika önce ezel'in annesine sarılıp ağladığı dizi. haliylen bizde ağladık ailecek. yahu bir insan bu kadar mı doğal bu kadar mı içten sarılarak ağlar. gözlerim doldu lan allahsız. bu hafta bomba bir bölüme imza atmışlar. senaristleri ve tüm oyuncuları sözlük vasıtasıyla kutlarım. hele ezel'in annesi. yok yok yazılarak anlatılmaz izlemeniz lazım.
