dayı: mesele karşılaştırmak değil yeğen mesele iktidarda olmaktır. hayalet: ne diyo la bu akbaba: ne bilim lan ben hiçbirşey anlamadım, iktidarsızım mı diyo ne harun:öfff çekil hele akbaba, ne diyon dayı sen hele bana de dayı: önemli olan çok gelmek değil yeğen, önemli olan sağlam çıkmaktır. harun: haa.. akbaba: ne diyo lan harun: emekliliği gelmiş para yetmiyormuş onun gibi birşey dedi ne bilim ben akbaba ya git kendin sor.
aptalca bir karşılaştırma.
elbette revaçta olan, popülaritesi yüksek olan behzat ç. seçilecektir çoğu kişi tarafından.
la mal mısınız?
farklı diziler bunlar.
ayrıca ikisi de candır, birbirinden güzeldir, farklıdır.
sırf ben tikky değilim, solcuyum, popüler kültüre karşıtım mantığıyla( bunlar anti kapitalistler ya; o yüzden che tişörtleri ile gezerler. özenti ergenler.) behzat ç. izleyen( ben de severim behzat ç.'yi ama başka sebeplerle) özentilerden daha mal olamaz kimse herhalde. ulan ezel gibi bir diziyi siz bir daha türk televizyonlarında zor görürsünüz. ama sanattan anlamayan, her şeyi siyasallaştıran andavallar, herhalde kanal d'de oynasaydı, ezel'i izlerlerdi.
çok zoruma gidiyor çok... anti-ezelci, behzatçılardan( behzat ç.yi ne kadar seviyorum oysa. nefret ettirecekler nerdeyse şimdi.) nefret ettiğim kadar kimseden nefret etmiyorum. ne nietzsche'yi sosyalist perspektivden ele alıp adeta sosyalistmiş gibi gösteren moronlardan ne yapılan başarı işleri bile eleştiren, koyun-robot ergen ruhlulardan...
ramiz: aşk, sadakat ve tomurcuklanmanın aşşağı tabakada yarattığı diyalektik bir kavram gibi gözüksede, sümüklü böcekler cebimizdedir. behzat ç: saçma sapan konuşma be ramiz: şimdi söyle bana, gurur mu, savaş ve cezanın panorama haremi mi ? behzat ç: senin ağzına sıçarım ha ramiz: bak yeğen.. behzat ç: bebeye bak la
seyirciyi dumura uğratmak ve sürekli şaşırtmak yönünden ezel in önde olduğu karşılaştırmadır.
oyunculuklar bakımından ikisi de zirvededir. ama ezel in kadrosu biraz daha isim yapmış, tecrübeli oyunculardan oluşmuştur.
behzat ç. de amatör gibi, ama kesinlikle samimi bir hava vardr. izlerken 'aha olum bunlar bizim gibi la' dersiniz ister istemez. candır, canandır kısacası.
ezel kaliteyi, behzat ç. de samimiyeti getirmiştir ayrıca.
özet geçersek, ikiside kalitesiz dizilerin arasından sıyrılıp gelen, izlenmesi gereken dizilerdir.
kıstas; gerçeklikse, oyunculuksa, yalınlıksa behzat ç her türlü hoplatır.
ezel, hikaye kurgusuyla, sürprizleriyle, süslü replikleriyle, intikam duygusu ve sonunda iyilerin kazanacağı umudu ile güzeldir. ama aslında eyşan kadar yalandır. yine de bazen, yalanı duymak ister insan, yeğen...
ama mesela, behzat ç'de, sonunda iyilerin kazanamayacağını hepimiz biliyoruz zaten. işte o yüzden o kadar gerçek...
behzat ç oyuncularıyla fark yaratır. her ana karakter yetenekleriyle göz doldurur.
ezel prodiksiyonla fark yaratır. her soundtrack, kamera açısı, dekor, kıyafet, replikleriyle göz doldurur.
behzat ç'de bir araba kurşunlandığında, araba'da hiç hasar oluşmaz ama içindekilerin oyunculuğuyla sanki araba gerçekten kurşunlanmış gibi seyirciyi heyecana verir.
ezel'de bir araba kurşunlandığında, araba darma-duman olur. içindeki oyuncular hiç ses çıkarmasa bile seyirci arabanın kurşunlandığını anlar.
behzat ç'de bir cinayet vakası olduğunda, kamera cesetin dibine kadar girer. ceset gerçek ceset gibidir. bazen seyirci bir ölünün yüzünü görmüş gibi olur. yerde yatan oyuncu nefes almaz, yutkunmaz, üşümez, titremez. sanki gerçekten ölmüştür.
ezel'de bir cinayet vakası oduğunda, kamera ceseti çekmek istemez. çünkü ceset nefes alıyordur, yutkunuyordur, titriyordur, gözünü açıp kapatıyordur (evet bildin eren ve bahar vakası).
bu güne kadar boş vaktimizde internetten açıp lost, supernatural, how i met your mother, friends, the walking dead gibi yabancı yapımların tekrarlarını takip ederken ilk defa bir türk dizisinin internetten de gayet güzel takip edildiğini ve gayet sürükleyici olduğunu fark ettik, yani son derece başarılı bir yapım ve her türli gideri var,
yani EZEL de olduğu gibi eski bir türkiye erkek güzeliyle miss turkey bilmem kaçınıcısını oyuncu diye yerleştirip saçmalatmıyorlar, mantıklı ve türkiyede olabilecek olayları güzel bir oyunculukla bizlere sunuyorlar BEHZAT Ç. de,
sorarım size bir adamın yüzünü alıp değiştirip sonra anasının babasının önüne atacağız ve anası babası onu tanımayacak, böyle bir olay yaşanmış olabilir mi türkiyede hele ki türkiye; teknolojide ne kadar ilerlemişiz değil mi dostlar, hem polat hem ezel yüzünü değiştiriyo kimse fark etmiyo, vay be teknolojiye gel.
bütçeleri karşılaştırıldığın da behzat ç.'nin bu kadar iyi olması bir yerlerde bazı paraların yanlış kişilere gittiğinin göstergesidir. ben derim ki bu iki kaliteli diziyi(ki bence şu an tvlerde olan en iyi iki dizi) birbirine kırdıracağımıza diğer dizilerin niye böyle olamadığını soralım.