Ali fuad başgil: "Dinlerin kendilerine mahsus ve bünyelerinin mantığına uygun akîdeleri ve ibâdet usulleri olduğu gibi, birer de ibâdet ve dua dili vardır. Bu dil, o dîne mahsus olarak ve o dînin nasları ile ve asırlar içindeki teâmülleriyle yerleşip kökleşmiştir. Meselâ Hıristiyanlıkta Katolik Kilisesinin ibâdet dili Lâtincedir. Müslümanlığın ibâdet dili de Arabçadır. Çünkü islâmın mukaddes kitâbı olan Kuran, Arabçadır. Müslüman ferdin ibadet hakkı, ibâdeti, islâm dîninde yerleşmiş olan usûl, âdâb ve lisân ile yani Kuran diliyle yapabilmesini îcab eder. islâm dînine mahsus ibâdetlerin usûl, âdâb ve lisânı üzerinde herhangi bir düşünce ile oynamak ve bunları gelişi güzel değiştirmeğe kalkışmak ve meselâ Ezânı asırlardan beri dünyanın dört köşesinde günde beş defa okunduğu dilden başka bir lisanla okutmağa zorlamak, yalnız diyanete değil, aynı zamanda Müslüman vatandaşın ibâdet ve duâ hakkına zâlimce tecâvüzdür."
insanların "neden?, niye?, niçin?" sorularıyla sorgulamaya başlayacağı korkusu nedeniyle.
düşünün sadece anlamadan kur'an okuyarak sevap işlediğini düşünen insanlarımız var ve bunlar özellikle ramazan ayını karşılamak adıyla toplanarak "ne okuyor ve ne anlıyorum" demeden kur'an okuyarak günahlarının bağışlanması için dua ediyorlar. camilerde bu konuyla ilgili özel bir hizmet bile veriliyor.
"oku" diye başlayan bir kitabın sadece bu kısmını itinayla yerine getirmekte bir birimizle yarışmaktan büyük keyif alıyoruz maşallah, inşallah.
hayatı boyu dua etmeyen oruç tutmayan kurban kesmeyen zekat vermeyen (gerçi bunlar aç tarzan) cuma namazı bile kılmayan ibişler ezanla ilgili nasıl fetva veriyorlar .
türkçe ezan anlamsız manasız olur tanrı uludur tanrı uludur diye başlangıç mı olur. siz hangi maddeyi içiyorsunuz ha..
ezandaki telime i tevhidi ve kelime i şehadeti türkçeleri karşılamıyor. mesela türkçedeki gönül kelimesi yabancı bir dile tam olarak çevrilemez. Mesela Saudade Portekizcede “Bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olamayacağını anladığın an yaşadığın his” anlamına geliyormuş. Bir dil tam manası ile diğer bir dile çevrilemez.
Ayrıca hristiyanlığın bozulması ve incilin tahrif edilmesinin en büyük nedeni tercüme edilerek çoğalması olmuştur. ibranice inen incilin aslı yoktur ve tercümeler zamanla bozulmuştur. Ezan da tercüme edilseydi şimdiye kadar çok değişmiş olurdu. Kaldı ki bundan 100 sene önceki kelimeleri anlamayan bizler için 100 sene önce değişen bir ezanı tekrar değiştirmek gerekecekti.
Müslümanlar kardeştir ve ortak dilleri kur'andır. Hac vesilesi ile bir araya gelen çeşitli milletlerden müslümanlar beraber namaz kılabilir, biri müezzinlik yapıp diğeri namaz kıldırabilir. Ana dilde yapılsaydı kimse diğerinin imamlığını ve müezzinliğini kabul etmezdi.
Benim için fark etmez aslında. Türkçe de Arapça da okunabilir. Lakin öyle bir algı var ki kimi insanlarda, sanki ezanın arapça okunması farzmış, Kur'an böyle emrediyormuş gibi tepki veriyorlar.
Bu soru samimiyet çerçevesinde sorulmuştur. googledan araştırmak yerine sizin görüşlerinizi merak ettim, eleştiren arkadaş dönüp bir daha soruma baksın.
-türkçe okursan o ruh ve maneviyat duygusu kalmazda ondan sen 600 sene boyunca arapça okut sonra halkı bu anlayışından vazgeçirt yok ya olmaz .
-Ezan kutsal dır müslümanlar için.
islam dini, dili arapça olan evrensel bir dindir. ibadet çağrısı da elbette ki arapça olacaktır. peki ya türkçe olsaydı?
...çanakkale savaşının o kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş günlerinin birinde, tayyar paşa, ordunun içinde sesi güzel ne kadar asker varsa onlara sabah namazında hep birden ezan okumaları emretti. emri alan yüzlerce asker, şafak kızıllığında, dabvudi sedalarıyla ezanı çanakkalenin kanla karışık buz gibi sularına değin dinletti. çok geçmeden düşman mevzilerinden taşa sarılı bir kağıt geldi. kağıt derhal tayyar paşaya götürüldü. farsça yazılmış mektupta şunlar yazıyordu:
"bizler hindistanlı müslüman askerleriz. ingilizler bize, almanlara karşı osmanlının yanında savaşacağımızı söylediler. biraz önce sizin mevzilerinizden ezan sesi duyduk. siz kimsiniz?"
tayyar paşa ve yanındakilerin kanı donar. tarih kandırılmışlığın böylesine, kalleşliğin bu boyutuna pek az tanık olmuştur. hemen yanıt verilir:
"burası osmanlı payitahtının kapısı, bizler de asakir-i osmaniyiz..."
arapça okunan ezan ile müslüman müslümanla savaşmaktan kurtulur.