Herhangi bir nedeni yoktur. Ezanda bile iki defa Allah'dan başka yoktur tapacak cümlesi geçmektedir. Bunu her gün beş vakit duyan adam ben falanın göt gılıyım demez, dedirtemezsiniz ya da onun bunun karşısına geçip şu resimdeki gibi http://galeri.uludagsozlu...yan-ba%C5%9Fbakan-466344/ kıyamda durmaz. E tabi bu da din tüccarlarının işine gelmez.
Şöyledir efendim yediyüz yıl arap alfabesiyle dolayısıyla ağız yapısıyla türkçe konuşmuş yazmış insanlara latin harflerini türkçe diye itrlersen haklı bir istektir öncesinde en azından kuranı ezanı anlayabiliyordu.
ezan millet nasıl okunmasını istiyorsa öyle okunmalıdır. biri arapça olmaz diyor biri türkçe olmaz diyor. bence bölge halkı nasıl istiyorsa öyle okunmalıdır. din konusunda herkes gelip efelik taslıyor ama allah insana iradesinden dolayı değer vermiş. sen bunu alırsan insanı değersizleştirirsin.
alkol kullanan benim sanane arkadaşım neden karışıyorsun? Türkçe olursa sorgu artar, sorgu artarsa oy düşer, oy düşerse koltuk kaçar, uyuklamaya devam normal bir ortadoğu ülkesine dönüşmeye devam.
El helhele vele hel hele vel vele hel, ver eksiyi şakircim.
büyük sahabe selman-ı farisi hz. muhammet'ten fatiha suresini güzel okuyamayan ırkdaşları için bu sureyi farsçaya tercüme etme izni almıştır.
aynı zamanda imam-ı azam ebu hanife: "Namaz kılan kişi isterse Arapça özgün metni okur, isterse Farsça çevirisini." demiştir.
imam-ı azam'ın öğrencilerinden imam Ebu Yusuf ve imam MUHAMMED söyle demişlerdir:
"Eğer fatiha'yı Arapça metninden güzel okuyabiliyorsa Başka bir şeyi veya fatiha nin çevirisini okuması yeterli olmaz. Ama eğer Arapça metni güzel okuyamıyorsa, Fatiha nin kendi dilinden çevirisini okur. Bu da onun için yeterli olur. "
kaynak: Dimaski, MUHAMMED b. Abdurrahman; Rahmetul-Umme fi Ihtilafil-Eimme, Kiraatu`s-Salat Bahsi
Sureler namaz sırasında eğer arapça'dan başka bir dilde okunabiliyor ise ezan da hayli hayli arapça'dan farklı bir dilde okunabilir buradan da ezanın türkçe okunabileceği sonucuna varıyoruz.
ezanın türkçe okunması, ve hatta ibadetin türkçe yapılması gayet caizdir ve peygamber'in iradesidir.
ama muaviyeci yavşaklar bunu kabul etmez ve hatta "haram" kılıp allah'a şirk koşarlar.
şöyle ki, islam'a en önemli hizmetleri dokunan birisi olan ve peygamber efendimizin "hane halkından" olduğunu söylediği selman-ı farisi hazretleri -ki kendisi cennet ile müjdelenen 3 kişiden biridir- iran'da müslümanlığı yaymak için kuran ayetlerini bu bölgenin halkının anladığı dile çevirmek gerektiğini peygamber'e bildirmiş, peygamber ise bu talebi haklı bularak kuran'ın farsça okunabileceği, aktarılabileceğini kabul etmiş ve insanların ana dilde ibadet etmelerine yeşil ışık yakmıştır.
meseleyi caizlik veya değillik ölçüsünde bakamazsın.
en alt seviyeden ele alsam bile bu bir gelenek. yüz yıllardır arapça okunmuş.
kalkıp bunu milliyetçilik adına "türkçe okunacak" dersen bu dayatman caiz olmaz zaten.
mesele sadece ezanın türkçe okunması değil.
ezan evrenseldir.
Ülkemize gelen, türkçe bilmeyen bir müslüman da ezanı duyduğunda onun ezan olduğunu anlamalıdır.
Biz dilini bilmediğimiz bi ülkeye gidince biz de okunanın ezan olduğunu anlamalıyız.
Ben de din alimi değilim, bu da benim kişisel yorumum.
Bir dildeki bir metni başka bir dile çevirdiğinizde anlamın ciddi manada kaybı nedeniyle olan durum.
En ünlü ingiliz şairin en ünlü şiirinin türkcesini bir okuyun bakalım ne hissediyorsunuz... Ben söyleyim. Hiç bir duygu geçmez size. Ot gibi okursunuz...
''çünkü o zaman gerçekleri anlarlar'' mantığını güden ateistleri tekrar gündeme getiren nedendir.
şu ateistlerin, 'bir arkadaşım vardı, 5 vakit namaz kılıyordu, sübhaneke ne demek diye sordum, bilemedi' dedikleri o 'bir arkadaş'ları, nedense hiçbir şey bilmezler.
biz o 'bir arkadaş' tarzı insanlar için 'taklidi iman' tabirini kullanırız ki; okumamış, etmemiş, ancak anadan babadan görme iki rekat namaz kılabilen insanları tanımlamak için kullanılır bu kelime. 'tahkiki iman' ise, bir sorgulama evresinden sonra oluşmuş ve sarsılmaz imandır ki, buna sahip olanlar elbette ki ebedi saadete kavuşacaktır.
tek nedeni insanların gerçeği görmesiymiş de, bilmem neymiş.
kendi uydurduğunuz şehir efsanelerine inanmaya ve 'bir arkadaş'larınızla takılmaya devam edin siz.
sen ezanı türkçe okutursan namaz kılan adam ertesi gün gelir "ulan o zaman kuranı'da, dualarıda, sureleride türkçe okuyalım" diye mızmızlanır.
kafası açılır. kafa açılıp kuran-ı okursa aslında nasıl şeyler dediğini ama insanların bu yazanları nasıl kendi tarafına çekip halkı kandırdığını algılar. o zaman bu kadar ayık adamı yönetmek zor olur.
işte tek nedeni budur.
5 vakit namaz kılan üst düzey bir görevde çalışan arkadaşıma "fatiha suresinin anlamı nedir" diye sorduğumda "işte cenaze namazlarında filan okunuyor" demesi. hani bu arkadaşım bile bunu diyorsa okuma yazma bilmeyen cahil diye adlandırdığımız insanlar için din ne anlam ifade ediyor acaba?
''islam'ın şiarları'' denilen bazı olgular vardır. bunlar değiştirilemez. hani anayasada 'değiştirilmesi dahi teklif edilemez' maddeleri var ya, işte islam'ın şiarlarının da değiştirilmesi teklif edilemez.
ezan, sahabeye rüyada ilham yolu ile öğretilmiştir. direkt uhrevî bir kaynaktan, yani yüce allah'tan gelen bir emir ile, ezanın nasıl okunacağı sahabelere öğretilmiş, bilal habeşi de ilk ezanı okumuş, müslümanların ilk müezzini olma şerefini elde etmiştir.
şimdi, direkt allah tarafından öğretilmiş bir olguyu, ''ya şimdi biz türküz de, kusura bakma tengrim, sana artık tengri diycez, ezanını da kendi dilimizde okuycaz, taam mı'' diyerek değiştirmek, 1400 yıldır süregelen islam sünnetinin suratına tükürmekle eşdeğerdir! aynı şekilde bir ingiliz de, ''dear god, all of us don't know arabic, look...'' diyerek ingilizce ezan da okuyamaz. ezan arapçadır ve aslına uygun okunmalıdır ki, allah'ın eseri tüm dünyada aynı noktaya işaret edebilsin, kabe'ye...
kur'an'ın türkçeye çevrilmesi durumu başkadır. kur'an'ın türkçe meali, zaten fıkıh kitaplarında aslî kur'an olarak ele alınmamıştır. en basitinden kur'an'ın aslına abdestsiz el sürülemez. ancak yalnızca kur'an meali varsa ona abdestsiz dokunulabilir. çünkü allah'ın aslî kelamı değildir meal. ibret almak için okunur, sureler ne anlama geliyor onu anlamak için okunur fakat bu kur'an'ı asıl cüzünden okumak gibi ibadet olmaz. zaten surelerin türkçe mealleriyle namaz da kılınamaz, aynı ingilizce veya süryanice mealleriyle de kılınamayacağı gibi.
islam'ın şiarlarını değiştirmeye kalkanlar, karşısında bizi bulur dostlar.
kimse klasik arabı küçük görme sendromuna kapılan beyaz türkler gibi, şu uygulamaları savunmasın.
ben aslen çerkesim fakat benim elimde bir adige dilinde yazılmış kur'an dahi yok. halinize şükredin.
necip fazıl'ın dediği gibi:
''biz de türkçüyüz! ancak boş kavmiyetçilik olarak türkçü değil. ziya gökalp'in ezan konusunda düştüğü çukura biz düşmeyiz. biz, müslüman olduktan sonraki türklerin türkçüsüyüz!''
bir aracınız var bozuldu ustaya götürdünüz orijinal parça mı takarsınız yan sanayi mi tabi ki orijinal parça
takılır araca. ezanda tıpkı böyle asırlardır orijinal şekliyle okunan ezan türkçeye çevrildiği an kimseyi etkilemeyecektir.
laikliği savunan bir insan olarak benimde karşı çıktığım nedenlerdendir. dünya üzerindeki müslümanları inançları doğrultusunda ibadete davet eden bir çağrı tek dilde olmalıdır ki anlaşılır olsun. din ve inanç özgürlüğü kapsamında ezan arapça okunmalıdır. ki kur'an arapçası normal arapçadan farklıdır bildiğim kadarı ile.