şu ucuz kritikleri bırakalım artık. ezan üzerinden namaz üzerinden, dini akide üzerinden yapılan teolojik eleştiri, ayakları yere basan eleştiri olmaz.
ezan bir içtihattır, gelenektir. ben rahatsız olmuyorum, müslüman bir ülkede yaşadığım sürecede olmam, olamam. ülkenin dinamikleri bu. buna göre de yaşamak gerek.
ses kirliliği olduğu düşünülüyorsa gerekli yerlere şikayet edilmelidir fakat nasıl yabancı yerde bir müslüman çan sesine tahammül ediyorsa türkiye'de de çoğunluk müslüman olduğu için geri kalan azınlık ezan sesine tahammül etmek zorundadır. şikayet edilse bile hukuk alanında yapılabilecek herhangi bir şey yoktur.
tam en huzursuz anında, "hayatım bok gibi", "her şey çok samimiyetsiz", "neden bu kadar katılaşmış kalbim?" diye düşünürken ezan sesini duyup da bu dünyaya gelme amacını hatırlayan biri için olmayan gerçekliktir.
bu yüzdendir ki ezan kaldırılmamalıdır, bu uyarı sürekli devam etmelidir.
tam en huzurlu anında, hayatım işte bu, çok sessiz, nirvana geliyorum sana derken bir anda başlayan ezan tüm türkiyenin malesef en büyük sorunu olmuştur. Bu yüzdendir ki ezan kaldırılmalıdır, ses kirliliğine son verilmelidir. insanları rahatsız eden ve insanların kulaklarında birer acı bırak ezanın ses kirliliği olduğu gerçeğidir.