ilkokulda beni mi yemişlerdi, aslı varmıydı bilmiyorum ama...hikaye şöyleydi;
bir adam varmış. her ezan okunduğunda ne iş yapıyorsa yapsın derhal yaptığı işi bırakıp öylece ezanı dinler bitmesini beklermiş. beklermiş işte yıllar geçmiş ve ennihayetinde adam ölmüş. sonra işte cemaat tabutu götürürken ezan okunmaya başlamış ve birden tabut durmuş. cemaat istemiş ama tabutu ilerletememiş. sonra önlerinden bir soğan yuvarlanmış... cemaat şaşkınmış...
hocanın çıkardığı derse göre bizim de her ezan okunuşunda işimizi gücümüzü bırakmamız gerekirmiş, bense ölünce tabutun önünden soğan yuvarlanmasının çok acayip sevap bişey olduğunu sanmıştım... öyle mi lan yoksa?
insana huzur verir. Rahatsız olduğunu ima eden kendilerine kendi tabiri ile "kafir, ateist, komünistim" diyen arkadaşlara istiklal'de "ergenekon komplosu" diye beyin sikici şekilde bağırıp elindeki dergiyi sallayanları adres göstermekteyim.
hocaların sözleri söylerken'ki vurguları dikkatimi çeker, hocaları kıyaslayıp kendimce not veririm. not verdikten sonra kullandıkları amfi ve mikrofonların markalarını merak eder, kafamda kurduğum ses ve kablo sistemini yerleştirip hocalara tekrar kafamdan ezanı okutturup not veririm.