"hayyarel felah" dendiği zaman değil de "haydi kurtuluşa" dendiği zaman bir durur düşünür insan olan.
ama arapları kutsal millet, arapçayı cennet dili sanan gerizekalılar ile mümkün olamayacak hadise.
dinleyen varsa bilir, türkçe ezan kulağa da daha hoş geliyor.
not: peygamberimiz biz türklere inseydi, kuran türkçe olsaydı sizce araplar türkçe ezan okuyup, türkçe ibadet ederler miydi?
sorusunu akla getirir.
edit: "Macar halk edebiyatı bilgini ignaz Kunoş, 1885'te istanbul'u ziyaret eder ve Şehzadebaşı'nda dolaşır. Onun 1926 yılında istanbul Üniversitesi'nde verdiği konferansında Osmanlı istanbul'unu anlatmıştır. Konuşmasında Türkçe ezan'ın Osmanlı'da da var olduğunu belirtmiştir. "
--
Gel Şehzadebaşı'ndakı sakin kahveler. Direklerarasındaki kıraathaneler... Biri söylerse öbürü dinler. Akşam da oldu ikindi, mumlar şamdanlara dikildi. Şerefeye çıkmış müezzinler, Kıble tarafına dönüp ellerini yüzlerine örtüp ince ince ezan okumaya başladılar: Yoktur tapacak, Çalabdır ancak
--
islam global bir din olduğu içindir. Aksi takdirde namazda okunan sureler ayet değil meal olurdu. Meal anlamında zaten dünyanın istediğin diline çevirebilirsin ancak arapça her dilde ve her tercümede kendisi gibi tek kelimeye eşit anlamları olmayan bir dildir. Orada biraz değişik burada biraz çelişik mealler ile anlamlar bozulmaya başlardı. Oysa şu anda dünyanın her yerinde aslından hiç bir şekilde uzaklaşmamış değiştirilmemiş bir şekilde aynı ibadet aynı kitap varlığını sürdürmekte. Kuranın da istediği zaten ilk yazılanı doğrular. Ölülere değil dirilere indirilmiştir. Herkes kendi dilinde okuyup anlayıp ona göre hayatına yön versin diye, ancak ezan ayet değildir. istersen cep telefonu melodisi çal minarede, ha, kaç kişi anlar kaç kişi gelir orası sıkıntı .)
bence arapça anahtar gibi... bide ezanın türkçe anlamını bilmiyorsan zaten bi durup düşün nasıl müslümanım diye. anlaman icin turkçe mi okunsun? aynı mantık kuranı da okumaz ama saçma sapan eleştirir. konu din ile türkce olunca herkes milliyetci. geçin bu ayakları ülkeyi bi yokla ne değerler yitiriliyor.
fussilet 44: eğer biz onu yabancı dilden bir kur'an kılsaydık, diyeceklerdi ki; ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi?
arab'a yabancı dilden (kitap) olur mu ?
türkçe okunduğunda makam olarak uymaz ilk olarak. kaldı ki arapça olarak devam etmesi neden rahatsız ediyor? arapça okunsun, böyle devam etsin nolur ki? diye neden düşünmüyorsunuz?
bu türkçeleştirme işi sadece uzaklaştırmadan ibaret olacağı için herkes tepki gösterirdi.
kimse kimseyi kandırmasın şimdi, türkçe ezan diyip ezanın içindeki en anlamlı kelimeleri arapça bırakıyosan, kuran kurslarını kapatıp hocaları asıyosan, kimse seni samimi bulmaz bu isteklerinde.
diyelim ki kabul edildi devlet tarafından bu ezan işi, hükümet demiyorum bak diyanet işleri başkanlığı da devletin bi parçasıdır, halk sünni. kolay kolay değiştiremezsin bu halkın ibadet şeklini, adamlar sünnete bağlı.
sen h diye tabir ettiğin harf arapçada 3 farklı şekilde söyleniyor ve hepsi anlamı çok değiştiriyor. Senin küçük beynin bunu anlamadığı için sen öyle yap bişey diyemem.
büyükannem abdest almaya başladığında türkçe dualar okumaya başlardı. 'biliyorum ne dediğimi' derdi. 100 yaşını geçkin rahmete kavuştu, bizde kadınlar çok yaşar. ölene kadar da yanı şekilde devam etti. ezan türkçe okunmalı, namaz da türkçe dualarla kılınabilir. mühim olan o anda yaşanan huşu ve allahın huzurunda olmanın verdiği keyif...
suudların yörüngesinden çıkmayı başaran her müslüman hür ve gerçek müslüman olmaya hak kazanır. vahabinin çöl kumlarını üzerimizden temizlemeliyiz derhal.
uyuşturucudan kurtulmak gibi pislikten kurtulmalıyız.
bazıları demiş ki arapçayı başka bir dile çevirsen meal olur, dil uymaz. Peki allah için meal mi önemli mana mı? Meal insanların anlaması için yapılan bir çeviri değil midir? Ben arapça'dan abyad kelimesini ak olarak çevirsem allah onun beyaz olduğunu anlamayacak mi? Yahut bir ingiliz white dese abyadın manası mı değişmiş olur?
Evet katılıyorum. Hiç bir dil başka bir dile yüzde yüz tercüme edilemez. Lakin yukarda da dediğim gibi tercüme insanlar için. Siz bir sureyi orjinaliNe en yakın şekilde çevirseniz ve orjinal niyetiyle kendi dilinizde okusanız allah bunu anlamayacak mi, kabul etmeyecek mi?
yapılması gereken degisikliktir. allahın ilk emri okudur. bizde kurani kerimi okuruz. ama anlamiyoruz ki? istersen kurani kerimi her gün bitir, hic bir şey anlamadiktan sonra sana ne katkisi olacak? veya camide hoca, namaz duası diye slow sekilde arapça bi şarki söylese hic kimse anlamaz. ibadetin temel amacı nedir? allaha yakinlasmaktir. e sen söylediğini anlamadan nasil yaklasacaksın?
bunu diyen insanların 1 vakit bile kılmamasıda ayrı bir ironidir. Zaten namazı kılmıyorsun, kuranı okumuyorsun, sana giren çıkan nede rahatsız oluyorsun.
cehalet; bilmemezlik bilgisizlik değil, aksine çok bilmek, herşeyi bilmek herşey hakkında fikir beyan edebilmektir. ve beyan ettiklerine de delicesine iman etmektir. yanıldığına, yanılabileceğine ihtimal vermeden hemde.
bahsi geçen mesele filolojik bir durum değilki, pozitif bilimin çizdiği sınırlar ve kabuller üzerinden değerlendirilsin.
ayrıca neden varolduğuna inanılmayan, olmadığı iddia edilen, -ki olmadığı hala ispat edilememiştir- allaha
insana ait olan özellikler ( anlamak, duymak, görmek vs.) yani ihtiyaçlar yüklenir ki.
allahın ne varettiği insana ihtiyacı vardır, nede onun ibadetine
insanın ise kendisini vareden allaha ihtiyacı çoktur,
hadsiz ihtiyaçlarından ziyade...