hamiş: bu başlığa ciddi ciddi bir şeyler yazmak hiç içimden gelmedi. daha "lanet olsun" denilen lafın tek kelime olmadığını idrak edemeyen adama ne diyeyim bilemedim! unutmadan, ezan sesi müzik değildir!
allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir , gözlerinin üstünde perde vardır , göremezler.
(bkz: bakara suresi)
dünyanın en güzel sesini anlayamamalarının sebebi bu olsa gerek.
müezzin güzel okuyorsa ve çok karanlık bir gecenin sabahında dinliyorsanız korkuları silen ve huzur veren bir sestir. ama caminin dibindeyse ev, oldukçada bağıran bir hoparlör varsa işkence de olabilir tabi.
istediği ile istediği yerde düzüşemeyenlerin. sübyancıların. sapıkların. ahlaksızların. eşcinsel bir hayat yaşamayanların. kulaklarını tırmalayan bu sesi dinlemek ve dinletmek istememeleri halde buna mecbur kalanların en doğal hakkı ezan sesinden nefret etmek.
bir kere başlık sorunlu.
ezan sesinden nefret etmek ne demek? ezanın içerdiği manadan mı rahatsızsın?
ezanın hoparlörden yüksek sesle okunmasından mı rahatsızsın?
yoksa ezanı okuyanın sesinden mi rahatsızsın?
bir defa ezanı kutsallaştıranlar şunu bilmeliler ki, ezan allah ın emri değildir. namazsa, oruçsa konu bu bireyi ilgilendirir. hz muhammed zamanında uygulanmaya başlamış ve bugünküyle alakası olmayan ezan uygulaması günümüzde tabu haline getirilmiştir.
insanlar ezan okunmazsa allah ın onları lanetleyeceğini, cezalandıracağını sanıyor. işin esası, zamanında insanları belli bir yerde toplamaya yarayan bu çağrıya günümüzde gerek yoktur. herkesin evinde saat, bilgisayar, cep telefonu, takvim gibi namaz vakitlerini gösteren onca şey varken ezanın gerekliliğini tartışmanın bir mantığı yoktur.
insanlar akıllarını kenara koyup küçük yaşlardan beri ezberledikleri ile konuşunca böyle tartışmalar çıkıyor ve ne yazık ki sonu da bir yere varmıyor.
ezanı eleştirenlere avrupa da çan sesi var diye cevap verenler de alakasız bir çaba içindeler. demokrasiden, insan hakkından söz ediyorsak bir inancı benimseyenler toplumda çoğunluk diye bu onların uygulamalarını haklı göstermez. ezana asıl bu noktadan bakmak gerekir. ezandan da çan sesinden de rahatsız olan insanlar varsa bu uygulama kaldırılmalıdır.
birileri eğlenirken müziğin sesini fazla açıp başkalarını rahatsız etmeye hakları olmadığı gibi birileri de ezanın yüksek sesle yayınından rahatsız olabilirler.
ezan tartışmayı dini, alah ı tartışmayla eş tutanlarla bu konular tartışılmaz tabi ki.
camiinin dibinde ya da minarenin megafonuna cok yakin oturuyorsaniz ve yalitiminiz iyi yapilmamissa olmasi gayet dogal sogumadir. * camiinin dolby surrond yapmamasi hatasindan kaynaklanir.
yatak odanızın penceresinden çok net görünen, minaredeki 4 tane eşşek kadar megafonla her sabah güneş doğarken karşı karşıya gelinirse nefret edilebilir. bendeki durum bu.
ezan müzik değildir. ha bazı hocalar okurlar iken çok kötü okuyabilme özelliklerine sahipler ama, ezanın amacı inançlı insanları camiye davet etmek. bir filmde görmüştüm bu zaman ki gibi makamlı okunmuyordu ezan, normal bir şekilde okunuyordu. tabi namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmazmış diye bir laf vardır. şahsen ben hiç duymamaktayım, nefret edilecek bir şey olduğunu sanmıyorum. bende bangır bangır müzik dinliyorum, bana karışan yoksa bende kimsenin inancına karışmam..
iki cami arasında kalan evinizde istemedıgınız halde her sabah birbirine back to back yapan iki müezzinin ezan sesını dınledıgınız taktırde bır noktadan sonra bu hıs yasanır..ama sevılmeyen sey ezanın kendı degıl yasanan hadısedır..ezan yerıne kılıse canı yada baska bırsey olsa aynı konumda ondan da nefret edılır.
herkes her şeyi sevmek zorunda değildir elbette ama herkes nefretini ya da sevgisini dile getirirken bazı şeylere dikkat etmelidir, bu bir zorunluluktur.
böyle bir müzik olur mu yaauuuv, kafam zikildi, bööğ, ııııh... vs gibi gerzek gerzek beyanlarda bulunursan, ben de senin seviyene iner, bir güzel kalaylarım, kulaklarının arkasına kadar.
sevmiyorsan sevme, hatta nefret et, nickimde değil ama insanların değerlerine boklu dilini uzatma.
ezanı layıkıyla okuyamayan görevlilerin ve iyi ayarlanmamış ses sisteminin hesaba katılması gereken durumdur. mesele bu tip olumsuzluklarla ilgili değilse konuya daha fazla vakit ayırmanın lüzumu yoktur. çünkü sevmek de nefret etmek de sorgulama alanı dışındaki kişisel tercihlerdir. kişiyi bağlar.
toplum anayasasının 13 maddesinin a bendi şöyledir
ezanın iyi veya kötü olduğu fark etmez kişilerin dini inancı veya inançsızlığıda fark etmez bütün türk vatandaşları ezanı yüksek desibellerde kulak zarı hoplatılarak dinlemek zorundadır her türlü eleştiri dine hakarettir ve "siktir git lan o zaman bu ülkeden" şeklinde söz öbeğiyle cezalandırılır.
ek madde : Dinde hiç bir zorlama yoktur.
ek madde2: Dinde zorlama olduğunu söyleyenler bu ülkeden siktirsin gitsin.
ek madde3: Bu dünyada ezan sesini beğenmeyip son çare olarak uzayda yaşamaya karar veren zengin kafirlerin ordada ezan sesinden kurtulamayacağı astronotumuz Neil Armstrong tarafından teyit edilmiştir.
nefret etmek o dine mensup olanlar için agır bir hakarettir, ama kimsede sevmek zorunda degil ezan sesini bir inançsız yada başka bi din mensubuna anlamsız gelebilmesi normaldir.
bir hak olduğunu kabul ediyoruz. Ama hakların sınırlarını iyi bilmek lazım.
ne oldu demokratik toplum ? Ne o içinize mi sindiremediniz demokrasiyi ? Çoğunluğun istekleri fazla mı geldi size ?
Bir toplulukda çoğunluk bir istek de bulunuyorsa katlanmak zorundasın. Yani bir anlamda senin isteklerin için ben toplumun geri kalanının isteklerini gözardı edemem. Bu ülkenin 90% ı ezan sesi duymak istiyorsa ezan sesini duymak zorundasın. Üzgünüm yapacak bişey yok. Senin özel bir ayrıcalığın yok.
kafam güzel marmaris sebze pazarında limon ariyorum, bir tezgaha yanaştım muhtemelen 40lı yaşlarda hollandalı bir çift, alış veriş yapıyor. sarı limonlara daldım sıramı bekliyorum. cızırtılı bir haparlör sesi ile irkildim ezan okunmaya başladı, mma dövüşcülerini andıran turist ayı, yanındakini şebeklik olsun diye yukarı karşı alu ahoa gibi yüksek sesle ulumaya başladı pazarcı güldü, sonra turist ayı yüzüme dönerek bendende aynı tepkiyi bekledi sanırım, hayatımda kimseye o kadar sert bakmadım bir süre gözlerle birbirimize sövdük, sonra ziktirip gittiler orda kapışsaydık bende geri vites yapmazdım, garanti beni oraya gömerdi. her nekadarda dini vecibeleri yerine getiremesekde hassas bir konu tamam kimileri sevmez hatta nefret eder ama dalga geçemez...
evinizin bahçesinin duvarı ile cami duvarı ortaksa bu, travmatik olayların yaşanacağına delalettir. özellikle sabah ezanı beni benden alır. çünkü bitmek bilmeyen ezandır. hele de sevgili imam mikrofonda balgam temizliyorsa.
