bir saygıdır, bir gelenektir, dalga geçilecek bir mevzu değildir. isteyen kısar isteyen kısmaz, fakat bunu dalga malzemesi yapmak düzgün bir davranış biçimi de arzetmez.
saçmadır.sonuçta ezan bir çağrıdır.ibadete çağrı e adam ibadetini yapmıyacaksa kapatması şartmı.çevresindeki şahıslarında haddini bilmesi lazım.sanane kardeşim adam müzik dinliyor.sen yapılan çağrıyla namazına gidebilirsin.
(bkz: ezan okunurken muzigi kis diyipde namaz kılmayı bilmemek)
eğer hadise benim evimde,iş yerimde,yani bana ait bir mekanda gerçekleşiyorsa bunu söyleyen arkadaşa kısaca "ezanı dinlemek istiyorsan çık dışarıda dinle" derim.
ancak ben başkasının mekanındaysam ve bu kişi ezan sırasında müziği kısıyor/kapatıyorsa tabiki buna uyarım.misafir olarak ev sahibinin kurallarına uyulur ya da o mekana misafir olunmaz.
buna görgü denir.
ezana duyulması gereken saygıdan kaynaklanan istek.
şöyle ki bunu gayrimüslim bir kişi de söylüyor olabilir pekala. ezanı kıs demek için illa ki ibadet ediyor olmak, yada müslüman olmak gerekmiyor. bu saygıdan kaynaklanan bir gelenektir ülkemizde. nasılki bayrak yere atılamaz her zaman özenle taşınır bayrağa duyulan saygıyla, nasılki bir mekana girdiğinizde selam verdiğinizde biçimsiz oturan yada bacak bacak atan kimseler kendilerine bir çeki düzen veriyorsa -ki bu da selam'a olan saygıdan kaynaklanan bir durumdur, aynı olay ezan için de geçerlidir.
--spoiler--
ezan okunurken, kainatta en büyük hakikat konuşurken, herkes susmalı, her şey durmalı, herkes ve her şey tekbir ve şehadetlerle dolmalıdır. Bütün hamdler senalar sadece O nadır, Tek Bir le beraber olmalıdır. Kur ân okuyan bile okumasını kesip ezanı dinlemelidir. Selam veren selamı vermemeli, namaza durmak isteyen dahi, namaza kalkmamalıdır. Zira ezan, selamdır. Ezan duâdır. Ezan duâ ânıdır. Mü'min buna katılmalıdır. Ezan dikkattir, dikkat ânıdır. Herkes dikkatle onu takip etmelidir. Zira ezan, duâlara mutlaka cevap verildiği ganimet zamanıdır. Af için fırsat ânıdır. Mümin dikkat eder, takib ederse, sükût murakabesine dalar, gönlünün diliyle yalvarırsa kazanır.
işte bu dikkat ve diriliş ânını kaçırmış olan çok şey kaçırmış olabilir. Resûlüllah (s.a.s.) buyuruyor ki: Şu beş şey için semanın kapıları açılır; Kurân okunduğu an, düşmanla karşılaşıldığı an, yağmur yağdığı an, mazlum duâ ettiği an ve ezan okunduğu an.
--spoiler--
ezan sırasında müzik sesini kısmak ezana karşı değil yaratıcıya karşı bir saygıdır. ezan sırasında onun ve peygamberini* ismi zikredilir, ibadete çağrısı seslendirilir.. tüm dinlerin vecibelerine gösterilmesi gereken saygı burada da gösterilmelidir.
bütün dinlerde saçma diye bir şey olduğunu düşünmemekle beraber bununda öyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. din ritüellerden oluşur. islam yahut musevilikte şu güzel ama bu kötü olmuş saçmadır diyerekten yama yapmaya çalışmak abesle iştigaldir. inanırsınız inanmazsınınz ama ne müziğin sesini kıs diyen birine ne de başka bu gibi şeyler rica eden bir insana karşı çıkıp tepki göstermek anlamlıdır. sizin anlamınız yaşantınız inanmamak üzerine olabilir ama tuzluğu uzatırmısından farklı olmayan bir ricaya bile karşı çıkmaya çaşıyorsanız işte o zaman neyi yaşıyor olursanız yaşayın hiçbir anlam ifade etmez o dakikadan sonra. unutulmamalıdır ki gerçek erdem farklı yaşantılara gösterilen saygıdan, hoşgörüden ve empatiden geçer yaşanılan hissedilen ne olursa olsun.
yerinde bir istektir, saygı göstermektir. lakin ilginç olan bir nokta var ki, o da insanlarımız neden bu ezana gereken saygıyı dini duyguların tavan yaptığı ramazan ayında oruçlarını açarken göstermezler. televizyon son ses açılıp hadis, ayet ve bilumum hocaların konuşmaları vaizleri dinlenerek ailece yemeğe yumulunur genelde. iyi tamam güzel ruhun huzur doluyor, kendini maneviyata doyuruyorsun da öbür tarafta senin muhitinde ezan okuyan hocaya göstermen gereken saygı nerde kaldı? "hoca, hadi oku ezanı da yemeğimizi yiyelim" mi saygı göstermektir? hoca "allahu ekber" dedikten sonra herkesin işi bitiyor hocayla, yallah sofraya ve televizyon son ses.
ülkemize gelen yabancı turistlerin bile, ezan okunduğunda eğer bacak bacak üstüne atmışlarsa, ayaklarını indirerek saygı gösterisinde bulunduklarını çok kez gördüm. bunu yapanlar müslüman değil elbet!
sen müslüman olduğun halde bacağını indirsen, müziğin sesini kıssan çok mu?
bunu yapmayanlara da saydı duymak gerekir, sonuçta herkes özgür, herkes kendinden sorumlu.
dini ve hatta allah'ı insanlaştırma çabasının yani kısmen putperestliğin bir örneğidir.
tanrı ya da ezan bir kişi ya da sıradan bir çağrı - ses değildir. mühim olan o sesi duyabilmek. vaktini fark etmek, çağrıyı almak. siz eğer sesi kıs diyebilecek kadar duyuyorsanız zaten vazifesini yerine getirmiştir.
oysa burda bir mesele meydana getiriliyor. sanki bir insan ve ezan da onun anonsuymuş gibi, ona hürmet ediyoruz.
kaldı ki ister insan olsun ister başka bir varlık - tanrı; kimse kimsenin özgürlüklerini ona buna hürmet göstermek için kısamaz. mü'minin yapacağı şey sesini müziğini dinleyene "sesini kıs" demek yerine gidip namazını kılmak ya da sesini kesmektir.
tanrınıza hürmet edeceksiniz diye, insanların özgürlüklerine müdahale etme hakkını peygamber bile sahiplenmedi...
Doğal şartlar altında bu istekte bulunan kişinin kendi sesini ya da gidip ezan sesini kısmasını isteyebileceğiniz bir durumda o insanın sizden önce davranıp müziğin sesini kısmanız gerektiğini söylemesidir . *
tanımadığın, hele de asabi bir izbanduta gidip de "müziği kıs" deyu emir kipiyle konuşursan, o da tutar seni s.ker. ama nazikçe müziği kısabilir misiniz acaba vb. konuşursan, alabileceğin en ağır tepki bir öfffleme olur, o kadar. karşılıklı saygı ilkesi de bozulmamış olur böylece.
