yanlış yapan kişidir. zira ezan okunurken müzik kısılmaz kapatılır. aynı zamanda inanç meselesidir, misafirliğe gittiği bir mekanda ezan okunurken müziğin kapatılmasını isteyen kişi muhtemelen gösteriş yapma eğilimindedir. bu tip durumlara sabır göstermek ve başkalarının inancına saygı göstermek dinimize daha uygundur.
bütün müslümanları olmaları gereken yere olması gereken saatte çağırmak için okunan o yüce, o ulvi sesin son derece sessiz bir şekilde can- ı gönülden dinlenmesi için yapılması gereken harekettir.
Saygı kelimseinin sorgulanması gerekecegini dusunduğum baslık.. Ezan okunurken camiiye gitmeyen biri evindeyse kesmemesi nasıl saygısızlık olarak ele alınıyor anlamıyorum...
iste ince nükte de tam burada.. Mazlum ve saygı mantıgıyla karsıdakine saygısızlık olmaz mı bu?
Ayrıca muzigin sesini kısmayan kisi saygısızlık yapmadıgına inandıgı icin kesmiyordur.. bu da onun inancıdır. inanc özgürlüğü yok mudur yoksa...?
büyüklerimizin anlattığına göre önceden -ve muhtemelen küçük yerlerde- ezanlar o kadar melodik, o kadar güzel okunurmuş ki insanlar ibadethanelerine gitmiyor olsalar bile o esnada işlerini bırakırlar ve o sessizlikte okunan bu güzel ezanları dinlerlermiş. ezan okunurken onun ne de huzur verici olduğunu hissedenler vardır. örneğin bu konuda sultanahmet benim favorimdir ancak farkettiğim diğer bir konu ise artık ezanların bile özensiz ve baştan sağma seslendiriliyor oluşudur. anlaşılan bu tarz kadrolarını yine kendi adamları ile dolduran akepeliler'in çok ta umurunda değildir bu durum. herşey özde ve sözde olmakta zaten.*
ancak ''müziği duyan kişi aynı zamanda ezanı da duymakta ise'' oluşabilecek bir durumdur, ve aslında sorun yok demektir; ezan amacına ulaşmaktadır; yani bu durumda da ezanı (yani namaza çağrıyı) duyan ve namazında olan kişinin, müziği çalanla uğraşacağına vakit kaybetmeden camisine gidip namazını kılması gerekir. ya da balkona çıksın dinlesindir çok seviyorsa aynı şeyi günde 5 kere.
ama bunların derdi o değil tabi; amaç bir çeşit baskı kurmak, otorite yaratmak. sanki bu kişinin allah'la arasındaki muhabbet öyle normal allah kul muhabeti gibi değil de özeldir; sanki işçi işveren ilişkisi gibidir de bu kişiye özel görev verilmiştir; yukarıdan ''ey kul git ezan sırasında müzik çalanları kör testereyle doğra'' denmiş gibidir ona. bu kadar da azılıları vardır hani.
bu hastalıklı veya militan ruhlu yobazlardan şunları da bekliyorum (şimdilik güçleri yetmiyor ve bizim kıçı kırık radyoyla uğraşıyorlar ama yakında belli olmaz) :
- (bkz: ezan okunurken trafik dursun kampanyası)
- (bkz: ezan okunurken fabrikalar dursun kampanyası)
- (bkz: ezan okunurken uçaklar motorlarını kapatsın kampanyası).
ezan konusunda bu kadar hassas kişinin kilise çanlarını duyduğunda da aynı tepkiyi vermesi gerekir kanaatimce. ne de olsa ibadete çağrıdır, allah'ın evine çağrıdır.
vicdan masturbasyonudur müslüman olmanın temel şartlarından biri olan namaz ibadetini yerine getirmeyip de bu ibadete yapılan çağrıyı duyup müziğin sesinin kısılmasını istemek.
uyarılan kişi dinibütün bir müslümansa doğru bir davranış biçimidir. aksi takdirde denmesi son derece saçmadır. kimsenin, kimsenin inancına ya da inançsızlığına karışmaya hakkı yoktur.
