bugün

Her vaktin ayrı makamları vardır, malesef günümüzde buna gerekli önem ve özen gösterilmez.Ezanı dğer ilahi dinlerin ibadete çağırış yöntemlerinden farklı kılan insan sesidir ve özellikle ülkemizde inanan ya da inanmayan herkesin içinde hoş duygular yaratılmasına sebep olan bu farklı makamlar artık ezan okunurken icra edilmemektedir.Güzel sese ve yoruma sahip olması gereken müezzinler her vakit için aynı makamda okudukları ezanı kayıt edip ezan saati geldiğinde düğmeye basarlar ki artık güzel yorumu bırakın güzel sesli müezzin bulmak da güçtür.Şahsen, saba makamında okunan sabah ezanının ben de ayrı bir yeri vardır.Eşsiz bir musiki keyfidir herşeyden önce.Geleneğe göre;
-Sabah Ezanı;Sabaaba makamında
-Öğle Ezanı;Rast Makamında
-ikindi Ezanı,Hicaz Makamında
-Akşam Ezanı;Segah Makamında
-Yatsı Ezanı;Uşşak Makamında
-Sala Ezanı,Hüseyni Makamında
okunur,okunmalıdır.Bozuk bir ses ve makamsız düz bir yorumla okunan ezan,kulakta bıraktığı kötü etkiyi bırakınız geleneğe de aykırıdır,Ancak,düzgün bir yorum ve makamla okunan ezan, insana mükemmel bir musiki ziyafeti verir.
(bkz: en tatlı sabahlar sabah ezanıyla başlar)
onu bunu bilmemde evime 15 metre uzaklıkta olan caminin bir müezzini varki okuduğu öğle namazı makamı nirvena makamı o kesin. o kötü sesle 15 dakika ezan. onun yuzunden çok günaha girdim çok.
http://www.youtube.com/watch?v=Ivzp1X9Ijjc&feature=related
Dine inanıp inanmamak değil de önemli olan,şu an bu makamdan keyif almamak mümkün müdür...
sabah ezanı, saba veya hüseyni değil de 'dilkeşhaveran' dan okunursa çok daha etkileyici olur. lakin, 'gönül makamı' olarak da bilinen bu makamın hakkını vermek, öyle! her müezzinin harcı da değildir doğrusu. öğle ve ikindi ezanı; hicaz'dan, akşam ezanı; segah'tan, yatsı ezanı ise; neva'dan geçilirse takım tamamlanmış olur.

sala'ya gelince;

sadece ezanlar değil salaların da belli bir makamdan okunmaları esastır. dilkeşhaveran makamından okunan sabah salasının Buhurizade Mustafa Itri Efendi tarafından bestelendiği düşünülmektedir. ıtri, aynı zamanda cenaze salasının da bestekarıdır ve bu eseri de segah makamında bestelemiştir. cuma salasının bestekârı ise Hatib Zakiri Hasan Efendi'dir ve bu eser de bayati makamında bestelenmiş olmakla birlikte dilkeşhaveran makamından geçilir. bayram ve kandil salaları da aynı makamdan okunurlar.

eski devirlerde, ahaliyi bilgilendirmenin en iyi yolunun cami şerefelerinden sala vermek olması nedeniyle çok kullanılır, önemsenir, hatta bu maksatla haber salaları dahi verilirdi. günümüzde ise daha ziyade, iğrenç sesli belediye megafonları kullanılır oldu, bu maksatla.