Gök nûra gark olur nice yüz bin minareden,
Şehbâl açınca rûh-u revân-ı Muhammedî;
Ervah cümleten görür Allahu Ekberi,
Aks eyleyince arşa lisân-ı Muhammedî.
(Yahya Kemâl)
az sonra okunacak olan çarğrıdır. ve bu saatte okunanında ki sabah ezanıdır şöyle der müzezzinler "essaletü hayrun minen nevm." yani namaz uykudan hayırlıdır. bu çağrıya kulak verilmelidir.
arapça okunması kötü olmayan namaz çağrısıdır.Kötü müezzinlerin bu çağrının ruhunu kaybettirdiği(ki bazıları gerçekten ezandan soğumanıza,kulağı tıkamanıza neden oluyor)iyi müezzinlerin ise makamı tutturduklarında(akşam için rast,sabah için saba makamı)çok güzel okuyabildiği kesindir.
özellikle elektrik kesintilerinde,megafonsuz çıplak sesle güzel sesli hafızlar tarafından icra edildiğinde insanın içini hoş eden. bazen de kotü cami tesisatlarıyla katlanılması zor olan islamiyetin namaz çagrisı.
arapçamı, türkçemi okunsun gereksiz tartışmalarına son verip amacına dikkat edilmesi gereken namaz kılma daveti. ayrıca ezan okunurken yaptığımız şeye ara verip dinlemek insana gerçekten derin bir huzur verir. tabi eğer hoca da aynı fikirdeyse.
müslüman bir ülkede yaşadığımız için günde beş vakit okunan ezanın sesini her daim duyuyoruz. bu çağrı bir zaman sonra artık normal ve sıradan bir hal alıyor. ezanın ne kadar da muhteşem bir şey olduğunu uzaklara, ezan sesinin duyulmadığı yerlere gidince anlıyor insan. ciddi anlamda bir eksiklik hissediyor önce. ne olduğunu anlamıyor, bir gariplik hissediyor. anne, baba, arkadaş ya da sevgiliye duyulan özlem değildir bu, biliyor. sonradan farkediyor neyin eksik olduğunu. kulaklarında günde beş kez duyduğu o aşina ses yankılanmıyordur artık. gurbet ellerde kişinin daha da garip hissetmesine neden olan bir sestir ezan, daha doğrusu onun yokluğu...