çok fazla reklamının yapılmasından mütevellit sıkılganlık yaratma olasılığı artan devam filmi. doğan grubunun yaptığı reklamlar her yerde karşımıza çıkmakta. hiçbir masraftan kaçınmamışlardır efendim. ayrıca, ankara'nın birçok caddesinde film afişlerini ve fragmanlarını görmek mümkün.
kişisel görüşüm: ilk filmi çok beğendim ikinciyi tabii ki merak ediyorum ama yüzleri eskidi ve heryer spoiler oldu.
edit: imla.
öncelikle (bkz: buna gülenler recep ivediğe de güldü)
ata nın mimikleri dışında gülecek bir şey bulamadım desem yeridir..ilkini izlememiştim buna da sırf kafa dağıtma amaçlı gideyim dedim, giden 15 lirama yanıyorum.. bu filmi izleyeceğime gider 1980 yapımı herhangi bir kemal sunal filmini takar izlerim ve daha çok eğlenirim..hayır senede topu topu 10 tane eser verebilen türk sinemasına böyle gereksiz filmler ne katabilir onu anlamıyorum.. ata demirerin senaryo yazmayı bırakıp stand up yapmaya devam etmesi dileğiyle..
girip çıkınca farklı hissetmiyorsunuz, eğlenceli bir yapım olmuş, filmin özellikle ikinci yarısından itibaren yüzünüzde kocaman bir gülümseme ile seyrediyorsunuz.
ata yine güzel bir şey yapmış, ama beklentileri büyütmeyin, müthiş bir film diyemem. ama eğlenceli bir devam filmi. her şey güzel, çanakkale, ayazma, geyikli, bozcaada, güzel insanlar... özledim izleyince amk.
az önce izlediğim ve çok beğendiğim film. özellikle ilk film izlenmeden gidildiğinde, gözlerden yaş gelecek kadar güldürmekte kendisi. izlenmesi şiddetle tavsiye edilir.
--spoiler--
çanakkale bölgesinin, kaz dağları'nın doğasına ve yerel kültürüne hayran bırakmıştır bir kez daha.
"uçun kuşlar uçun izmir'e doğru."
--spoiler--
kesinlikle ilkinden daha güzel olan filmdir. senaryoda hiç kopukluk yok, her şey birbirine bağlı. espriler ise bütün salonu kahkalara boğarak kalitesini göstermiştir. kısaca ata demirer'i tebrik ediyorum. uzun zaman sonra çekilen en iyi türk komedi filmidir.
efendim sıpoylırlı mıpoylırlı bi şeyler anlatmıycam. zira filmdeki esprileri küüt diye buraya döşenip, izlediğinizde etkisini kaybetmesine neden olan adamdan tiksindiğim kadar hiçbir şeyden tiksinmem.
fazla beklentiye de sokmak istemiyorum ama gayet keyifli bir film olmuştur. hatta bana kalırsa, ilkini aratmamıştır. gidin iki saat eğlenceli vakit geçirip gelin.
çok eğlenceli film, ilkinden daha güzel olan ender devam filmlerindendir. her karesi çok keyifliydi, geyikli o kadar sevimli göründü ki gidip gezesim geldi.
hüseyin (ata demirer) ve firuzan(demet akbağ)'ın ormanda kayboldukları sahnelerden birinde firuzan'ın hüseyin'e söylediği
--spoiler--
trakyalı şirek
--spoiler--
beni benden almıştır.
birincisini aratmayan , gerçekten düzgün esprilerle bezenmiş , yine muhteşem olmuş bir filmdir. sonunda da filmlerde pek rastlamadığımız bir isim de yer almaktadır. yine de "biraz daha iyi olabilirdi" demekle beraber ayakta alkışlıyoruz.
--spoiler--
ayazma , bataklık ve eşek sahneleri en iyileriydi. bi de teknede ingilizce konuşma.
--spoiler--
az evvel izlediğim ve pek beğendiğim film , insanı resmen çanakkale ' ye çağırıyor . ata demirer gözleminde ve taklidinde çok iyi olduğu kuzey ege , trakya şivesi olayını başarıyla tamamlamış oldu artık . demet akbağ ' ın oyunculuğu , özge borak ' ın şirinliği , salih kalyon ' un " nabıyon " demesi filmi izleme sebebi kılan ilk sebepler . ilkine göre konu ilerlemesi biraz daha ağır olsa da yine de izlemeye değerdir efenim . tadında sonlanması da ayrı bir güzellik olmuş .
memleketim diye diye yandım durdum ilk filmde ki gibi daha ilk gününde gidip yerinde tespit ettim ve şöyle tanımlanabilir film hahahahaha. * gayet kaliteliydi bazı yerlerde ki kopukluk -yarım kalmışlık- dışında göze batan hiçbirşey yoktu.
hüseyinle müjganın uyumu ayrıca müjganın göz süzüşleri mimikleri bu kadar yerinde olabilirdi. kız nerdeyse konuşmadan oyunculuğunu koymuş ortaya. gerçekten tebrik edilmesi gerek. ve tabii ki salih kalyoncu bu kadar mı şiveye uydurulabilir. bu kadar mı bir trakyalı gibi gözükebilir bir insan.
tüm kadro sağolsun ki beni memleketime hasret olduğum dönemde tekrar memleketimin insanıyla yüz yüze bıraktılar.
bende memleket fetişi yaratan filmlerden biri oldu eyvah eyvah.. bu trakyalılık hususu , zaten gurbete gidince iyice kendini göstermeye başlamıştı bende.. misal , yurtışında bi türk görüp bi de edirneli olduğunu öğrenince ona koşulsuz duyduğum güven ve sevgi , kendimi ne kadar mantıklı gerekçelerle dizginlemeye çalışsam da bi türlü geçmedi.. ben de artık koyverdim..
trakyalıları diğer insanlardan daha çok seviyorum.. kendimi onlara daha yakın hissediyorum.. bu demek değil ki , gidip bi angaralıyı vurucam ama bi ankaralıyla asla paylaşamayacağım hisler varmış gibi geliyor bana..
eyvah eyvah ilk çıktığıında çocukça bi kıskançlıkla , ben bu filmi trakyalı olmayan bi dolu adamla aynı salonda izlemem demiştim.. ben trakyalılarla gülerken güzel ama eyvah eyvahta sanki benle değil , bana gülüyolarmış hissi oluşmuştu bende..
o yüzden ikincisini de izlemeyeceğim..
işte insan böyle bi canlı.. biraz koyversem kendimi , bi kaç kadeh daha içsem kimbilir içimden nası canavalar nası faşistler çıkıcak..
bu arada edirnelilere de selam ederim.. diğerlerine etmem..
belden aşağı tek bir esprisi olmadan da gülmekten yerlere yatıran film. gerçekten tam kadığı yerden devam etmesi; 1. filmi daha dün izlemişsiniz hissi yaratıyor. zaten an itibariyle Demet Akbağ'ın Beyaz Show'da söylediği ; " filmin ilk sahnesinde görülen burnumdaki yara izi; 1. filmde yaptığımız boyacı kazası nedeniyledir " cümlesi gerçekten de kalındığı yerden devam edildiğinin en önemli göstergesi.
ilkinde birazcık daha fazla gülmüştüm sanırım ama ikincisi de oldukça güzeldi. yalnız filmin sonuna bakacak olursak üçüncüsü de çekilir mi bilemiyorum çünkü sonu devam etmeye de durdurmaya da açık.
