bu gruba dahil olan vatandaşların emeklilik yaşı 1999 öncesindeki ilgili yasaya göre belirli idi.
lakin bu yasaya göre kendini planlayıp , çalışan vatandaşların emeklilik yaşı 1999 yılındaki değişikle birlikte uzatılarak geciktirilmiş oldu. yani bir nevi maç devam ederken kural değişti. yazık .
Tüm şartları yerine getirerek emekli olanlara, büyük haksızlık olan emeklilerdir. AKP seçim korkusuyla, yanlış olduğunu bile bile bunları emekli etti. Şimdi bunların maaşını, bize düşük maaşlar vererek yine bizden çıkarıyor. Hakkımız helal değildir!.
şanlı eyt mücadelemiz meclis genel kurulunda yasalaştı. şimdi tayyip erdoğan'ın onaylamasını ve resmi gazetede yayınlanmasını bekliyoruz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2291588/+
Stajyer ve çıraklar eyt adasına henüz veda etmedi. Yukarıdaki eksik bilgi. Bakan, girişi yapılmayan çıraklık ve stajyerlik durumunun EYT düzenlemesine dahil olmayacağını açıkladı. Yani sigorta girişi olanlarda bir sorun yok. Stajyerlik veya çıraklık yaptın ama sigorta girişin yapılmadı diyelim kapsam dışısın. Stajyerlik ve çıraklık yaptın sigorta girişin yapıldı, iş kazası ve meslek hastalığı primin ödendi ama emeklilik primi ödenmedi. Yeni düzenlemede aynı askerlik ve doğum borçlanması gibi Staj borçlanması da yapılabilecek. Ve bu kesinlikle yapılmalı. Eytli olamasak bile yılı otomatik olarak geriye çekecek, borçlanma yapılırsa prim ödeme gün sayısına faydası olur. Her şeyden öte ben çalıştım ya çalıştım. Staj borçlanması kesinlikle olmalı.
Aralık sonuna kadar eytli sayılırım, şakayla bir de emekli oluyormuşum. O zaman oyumu vereceğim parti belli. Evet.
Güruhun büyüklüğünden ve kesinlikle laf dinlememeye yeminli olmasından kaynaklı, tüm ülkeyi kocaman bir akıl tutulmasına sokmuş olan mevzu eyt.
Mevzuyu hiç bilmeyenler için kısaca açıklayayım, 1999 yılı öncesinde emeklilik şartı 65 yerine gün sayısı olarak hesaplanıyordu, 99 ve sonrasında hala çalışmaya devam edenler de 65 yaş şartı ile emeklilik formülüne geçirildi. Bu sebeple de ortaya bir sorun çıktı, çıkan soruna karşı yapılan eylemin adı eyt.
Şu konuda insanlara katılıyor ve hak veriyorum, 65 yaşına kadar kimseyi çalıştırmak insani değil. Bu zaten bariz şekilde insanlara emekli parası ödememek adına yapılmış bir uygulama. Ama 30-40 lı yaşlarda da emekli olmak biraz ayıp değil mi? Ayıbını geçtim, bunun için bas bas bağıran insanlar acaba zaten bu kadar enflasyonlu bir dönemde bunun ne kadar bir yük getireceğinin farkındalar mı, ya da daha güzel soru, umurlarında mı çok merak ediyorum.
Emekli parası olarak gelecek para zaten daha elinize geçmeden reel anlamda erimiş olacak. Emekli maaşı da her daim enflasyon oranının altında bir zam aldığı için ufak ufak o da eriyecek. Alım gücü inanılmaz düştüğünde de zaten koştur koştur iş aranacak. Paranın değer kaybetmesi haricinde gerçek anlamda hayatımızda hiç bir şey değişmiyor.
Bundan bir sene öncesine kadar Lübnan'daydım. Lübnan bunun öncesinde bizim şu an yürüdüğümüz saçma sapan yolu yürümüş ve şu an bilmem kaçıncı defa iflasını açıklamış bir ülke. Ben ordayken evlere elektrik faturası geldiğinde insanlar şaşırmıştı, oha elektrik için para mı ödeyeceğiz diye. Orada bir emeklilik sistemi şahane. Yok. Şaka bir yana resmi bir emeklilik sistemi var mı yok mu bilmiyorum ama varsa da var demeye bin şahit gerekiyor. Neden, doğru düzgün bir ekonomik disiplin olmadığı için.
Benim yaşım genç, benden de genci var mesela, bizim suçumuz ne? Her jenerasyon kendinden sonra gelecek jenerasyonun hayatını kararta kararta mı ilerlesin? "Analarımız babalarımız bize bunu yaptı biz de çocuklarımıza daha kötüsünü yapalım". Gidişat Lübnan. Canınızdan çok sevdiğiniz her fırsatta ölüp bittiğiniz evlatlarınızı göz göre göre ateşe atıyorsunuz bunun arkasında durarak kusura bakmayın. Yaptığınız şey yüzünden bugünkü ekonomik lale devri bittiğinde birilerinin bu hesabı ödemek zorunda olacağı için belki de emeklilik yaşı 70'e çıkacak. Neden, çünkü büyük bir şımarık insan güruhu 40 2023 yılında emekli olduğu için.
Yanlış anlaşılmasın bu arada, ben insanların haksızlığa uğratıldığını düşünüyorum. Ama bu işin doğru çözümü için de oturulup doğru dürüst bir formül bulunması gerekiyordu. 6 yaşında çocuklar gibi ona yok buna yok sadece benim istediğim şey istediğim şekilde olsun şımarıklığı ile yaşayacaklarımız ortada.
Bu suçun en büyük paydası da kusura bakmasın siyaset ve televizyonlar. Muhalefet kendince popülizm yapmak için bağırdı da bağırdı. iyi halt yediniz kardeşim. Gel çık sağda solda ekonomik istikrar anlat, şöyle reform yapacağız böyle yeniliklere gideceğiz diye anlat anlat sonra popülizm derdine eyt savun. Televizyonlar da aynı şekilde, çıkıp eyt diye bağırdılar. Aman eyt şöyle aman eyt böyle. En son seçimin elden gittiğini de farkedince Erdoğan yıllarca vermem dediği şeyi de vereceğim diye dedi zaten, olay oradan kopuyor.
Sevgili EYT'li. Ben bu yazıyı yazarken en son Erdoğan sadece "şartsız şurtsuz herkes eyt li kimseyi mağdur etmeyeceğiz" minvalinde bir laf etti. Ben sana bundan sonra olacakları söyleyeyim.
Bu konuda şimdi ağza bal çalındı, şimdi zafer sarhoşluğu bir kesim için bitmiş olsa da öbür kesim için devam ediyor. Bu hava dağılana kadar beklenir bir ses çıkartılmaz. Sonra insanlar şikayet etmeye başladıkları noktada bunun detayları açıklanmaya başlar, belki bir tarih verilir. Verilirse de seçimden sonrası işaret edilir. Sonrasında bunun propagandası başlar, hele de muhalefetten "eyt bütçeye bir yük" gibi bir laf gelirse üff. Başlar bunun propagandası, işte bakın biz size tarihi de verdik, siz bize oy verin emekli olun denecek. Diğer partiler size bunu vermez siz bizim iktidarımızla devam etmelisiniz denecek. eytli arkadaşlarımız da "aman yıllarca bağırdık bir ihtimal doğdu, biz seçimi bize söz verene verelim de bizim işimiz bozulmasın" diyerek büyük kısmı bunca yaşananı unutup kütür kütür oylarını verecekler.
Sonrası tabii duruma göre değişiklik gösterir.
Kazandığı senaryolarda, ya gerçekten söz verildiği gibi direkt verilir ve piyasadan 20 lira altındaki tüm paralar tedavülden kalkar.
Ya da verilir ama bunun kademeli olması ile alakalı plan program çıkar. Seçim de çoktan geçtiği için artık sonraki seçime kadar sündüre sündüre paraları verirler.
Kaybettiği senaryoda da benzer şeyler olur aslında. Ekonomik genişleme sonrası paralar harcanana kadar lale devrine devam ederiz, harcandığı noktada aşırı bir parasal sıkılaşmaya gideriz.
O laf bir kere ağızdan çıktı, bu iş öyle ya da böyle verilecek. Ben yine söylüyorum, verilmesin demiyorum, sonuçta yolda giderken at değiştirmek ayıp bir şey. Ekonomik olarak düzgün bir durumda olsak keşke, gerçekten belki biraz sıkılarak insanların hakkı verilse. Bu bile aslında dünyadaki şartlara bakılınca ciddi bir şey, internette iki tıka bakıyor dünyadaki emeklilik yaşları, 40'lı yaşların yakınına bile emeklilik için gelen yok. Gördüğüm en iyimser olanı Endonezya'ydı ki o da 58.
1 sene öncesine kadar Türkiye Lübnan, Venezuela gibi olur mu argümanlarına cevabım hep "yok lan o kadar olamayız" seviyesindeydi. Ama gelin görün ki insanlar ülkedeki sistemi o kadar çok zorluyorlar ki yani bu konudaki fikirlerim ciddi anlamda terse dönmeye başladı. Bir nesil mecburen 2000 li yıllarda fedakarlık gösterip önceki zamanlarda yaşanan saçmalıkların bokunu temizledi. Sonra o dönemin başını görenleri evini arabasını aldı, erken emeklilik hakkını da alıp piyasadan çekildiklerini düşünüyorlar. Valla hem kendinize hem de bize ediyorsunuz yaptığınızla. Cidden bu dar boğazı çözecek artık bir maden yatağı falan mı buluruz, petrol mü çıkar, teknolojik bir şeyi mi patentler satarız bilmiyorum da, bu tarz mucizeler olmadıkça freni boşalmış araba gibi bayır aşağı çarpmayı bekleyeceğiz.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Prim günü anlamında bile bir sürü spekülasyon haber çıktı. 7000 gün prim falan diye. Açıklama geldi. 5000 gün prim noktasında bir değişiklik yok. Ben de şu olursa, şu olursa, şu da olursa diye diye emekli ediyorum her gün kendimi. Olabilir yani. Enseyi karartmamak lazım.