tahminimce sadece bize özgü bir durumun kahramanlardır.
medyadan takip etmişsinizdir, etmediyseniz de edin, enteresan, hoş şeyler bunlar. uzatmayalım, edirne'deki olaylardan sonra şehre sokulmayan göstericiler, şehir dışında bir dinlenme tesisinde bekliyorlar, beklerken de herhalde ısınmak için falan halay çekiyorlar. e bunlar tam medyalık görüntü.
tabi bu görüntüler ekrana düşüyor, ekranda o gösterilerde çoluğunu çocuğunu gören anneler, babalar soluğu edirne'de alıyor.
ya olayın güzelliğine bakın, sen aslında sisteme karşı bir hareketin, bir gösterinin içindesin, orda sloganlar atıyorsun falan , çat annen, baban geliyor seni ordan çekip alıyor. hani küçüklüğümüzde maç oynarken akşam olurdu da bizi eve çağırırlardı ya o hesap.
bana göre işin en güzel kısmı, ailelerin her ne olursa olsun, yaşları kaç olursa olsun evlatlarının peşini bırakmamaları. işte bizi her şeye rağmen ayakta tutan da bu çoğu zaman burun kıvırdığımız aile bağlarımız.
hem de karnında taşımaya başladığı o güzel günden bu yana.
bebekken kucağında, çocukken elinden tutarak, büyüdüğünde yan yana.
liseliyken başka, üniversiteliyken başka kortejlerde belki.
anneyle babayla beraber, o eylemin haklılığına duyduğu inanç ta yanlarında...
ben bir birey olarak şöyle düşünüyorum. " çocuklarımıza, inançlarına saygı duymayı öğrendiğimiz gün çok şey değişebilir. "
ya eylemden çocuklarını toplayan ebeveynler?
tanımadıkları, bilmedikleri bir dünyadan çekip almak istiyorlar çocuklarını. kurtarmak istiyorlar kendilerinin de tanımadıkları o düşüncelerden!
egemenlerin ağzıyla " terörist " lerden.
soldan yana olanlar açısından da bu durumu çok görmemeli o ebeyenler için.
binbir çileyle büyüttüm oğlumu
yemedim yedirdim bugüne getirdim
cesurdu mertti kaya gibi sertti
bir gün geldi ki vay... vurdular onu
beni kınama arkamdan ağlama
ne yaptıysam bil ki halkım için derdi
aslan gibiydi sözünün eriydi
bir gün geldi ki vay... vurdular onu
yaşlı gözlerle beklerdim yolunu
oğlum gider de ya dönmezse diye
göz bebeğimdi beni her şeyimdi
bir gün geldi ki vay... vurdular onu
sabır taşından yaratılmış insan
güle güle oğlum kalanlar sağolsun
yaşı yirmiydi canımın içiydi
bir gün geldi ki vay... vurdular onu
kurşun değildi top tüfek değildi
zulüm yılanıydı boğan oğlumu
bir can gitse de binler var geride
bir gün gelir ki hey... ezerler onu
geçenlerde izlediğim bir haber sonrasında anne kızını gezide zannetmektedir fakat kız edirnede eylemdedir anne kızını televizyonda görmüş ve almaya gelmiştir fakat orada bir avukat car car car aneye ötüp durmaktadır alamazssın götüremezsin diye anneyle didişip durmaktadır, kadıncağız annelik içgüdüsüyle kızını korumaya çalışmaktadır, sanırım böyle bir ebeveyndir.
bana dokunmayan yılan bin yaşasıncı ebeveynlerdir. bencilliğin tavan yaptığı ve hak arayanın terörist, seçim isteyenin vatan haini ilan edildiği bir toplumun acı gerçeğidir.
bugün çocuklarını eylemden toplamaları, yarın torunlarını toplama kamplarından toplamayacakları anlamına gelmez. ve ne gariptir ki, linç grubundakilerin ebeveynlerini çocuklarını toplarken asla göremeyiz.