Yaşasa eminim ki herkesi yine sevecek yine kucaklayacak bir insandı. Evet bunu tanımadan söylüyorum. Homofobikliğiniz, dışlamanız zorbalığınız ve toplum baskınız yüzünden intihar eden trans kadın!
Normal normal normal...
Bırakın şimdi normali. O hayatı seçmediği halde yaşamaya mecbur bırakılan bedeni ile zaten bir uyumsuzluk süreci geçirmiş. Koruyamadık, atladılar köprüden. intihar videosundaki taksici bile durdurmadı. Çünkü nefret ve kininiz o kadar zindan karası ki birilerine ışık olmak sizin için çok zor bir eylem.
Dışlaya dışlaya bir siz kaldınız, bir de taşlaşmış yüreğiniz gibi olan sahte duygular/duygusuzluklar.
Herkes kalbinin ekmeğini yer umarım. Ve az da olsa empati yapmayı, insanları sevebilmeyi (cinsel yönelimlerine, ırklarına, dillerine, dinlerine karışmadan) becerirler.
Eylül 'ün ailesi de Eylül'ün cenazesini kabul etmeyip mal varlığına göz dikmişti. insan keşke doğduğu aileyi, toplumu, coğrafyayı seçebilse. Hoş, kendimizi bile seçemiyoruz...
Yapamadım, olmadı anne.. Köpeğimi sana bırakıyorum hiç zararı yok anne. Sesin gitmiyor kulaklarımdan. Elimden keşke bir şeyler gelseydi. Güzel kalbin her daim kalbimde.
2015 yılında boğaz köprüsünde intihar eden trans birey. Yaşadığı zorluklardan, insanların dayattığı baskılardan ve dışlamalarından dolayı yaşamını 24 yaşında sonlandırmış bir kadın.
Değer miydi diye sormak lazım? Ahlak, değerler vs.. Sırf bu kavram ve diğer saçmalıklar yüzünden bir insanın hayatını yitirmesine değer miydi?
Sanki ona bu kötülükleri yapan ahlak bekçileri çok ahlaklıymış gibi, bir insanın cinsiyet değiştirmesiyle dalga geçip onun yaşamasına izin vermezler. Ne iş verip çalışmasına ortam hazırlarlar ne de rahat bırakırlar. ahlaktan dinden değerlerden bahsederler.
Eylül yapamadı, ona izin vermediler. Geride bıraktığı videosuyla içimizi acıtıp aramızdan ayrıldı. Bize de bu geri kafalı utanç abideleriyle yaşama zorunluluğu kaldı.
Transfobi öldürür. Yapmayın..
3 Ocak 2015 yılında yaşadıklarını kaldıramayan Eylül Cansın acında ki bireyin Türkiyede gözyaşlarıyla veda ederek atlayan insan olarak biliniyor. Vefatının 1. Yıldönümünü acıyla yaşıyor kendisine Allahtan rahmet diliyoruz.
katilleri çok uzakta değildir. Sözlükteki homofobik ve çoğunluk kesimdir. Toplumun hastalıklı homofobik, ahlaki bakış açısından dolayı intihar etmeyi seçen bir trans birey eylül. Kaçıncı ölmeyi seçen trans? Bilmiyoruz.
Dün lgbtlere nefret dolu yazılar yazanlar burda, aramızda. O orospu çocuğu katiller dediğim toplum tam olarak burda, ulu sözlükteler. Bu kanı bozuklar yaşadıkça bu farklı insanlar kendisini çıkmazda hissedip intiharı seçecek hep. ahlaktan bahseden herkes orospu çocuğu. Ahlakınız batsın. Ahlak diye diye insanlıktan vazgeçtiniz hep.
samimiyetsiz entriler yazmadık, üzüntümüzü dile getirdik.
dünyadan nefret etmedik, eylül'ü anlamaya çalıştık, kendimizi bir an için onun yerine koymaya çalıştık, beceremedik daha da üzüldük.
unutmadık da. her gün yazmıyoruz diye unutacak da değiliz.
intihar videosu insanın içini parçalayan şahıs. bir kez izledim, ikinci kez izlemeye elim varmadı.
insanları bu hale sokanlar utansın, onun yaptığı değil sizin yaptığınız yobazlık ve sapkınlık.
şu koca dünyada kendine bir yer bulamayan genç insan. daha 23 yaşında tüm ümitlerini tüketmiş, gram ümit bırakmamış insanlar ona. en temel insan hakları olan yaşamak ve onurlu bir iş bulmak çok görülmüş ona.
anacığına bile tam güvenemiyor, küçük köpeciğine bakar mı bakmaz mı ? kendini geçindirecek bir iş bile bulamamışken köpeciğine bakmaya çalışmış.
giderken tüm kırgınlıklarının yanında onun endişesini de götürüyor. vasi rahmet üzerine olsun, nur içinde yatsın.
haberlerde geçen "trans birey" ifadesi bile çok rahatsız ediyor. aklı sıra vicdanlı arkadaşlar üzülüyor falan. üzülürken bile ötekileştiriyoruz. trans birey.. hey gidi hey. bu dünyayı sevmiyorum. net.
ellerine başka şans verilmedikten sonra seks işçiliğiyle savaşına dil uzatılmaması gereken kişi.
travestilerin eli kolu yok diye mi markette bankada okullarda çalışmıyor sanıyorsunuz siz? gerizekalılar.
bu ülkenin çivisi çıkmıştır, bu ülkede cinsiyetlere de hiçbir şeye olmadığı gibi saygı ve olması gereken vatandaşlık bilinciyle sahiplenmişlik yoktur o da doğrudur.
ancak söylemeden edemiyorum eylül cansın üstünden dönen tartışmaları hepsi, aşırı duyarlılık falan hep boş beleş gereksiz işlerdir. bir insanın intiharı tamamen kendisini bağlar. sebebi de tamamen kendi verdiği karardır. kendisinden beter durumda olan insanlar hayata sarılmakta veya kendisinden çok iyi durumda olanlar da intihar edebilmektedir. moralfaglere diyecek lafım zaten yok da, açıkçası onun yaşadığı zorluklar sizi ne kadar ilgilendirdi, yaşamı ne kadar ilgilendirdi de ölümü ilgilendiriyor onu anlamıyorum. sokakta görseniz arkadaş olmak için vakit mi harcayacaktınız yada intihar etmeden önce yardım istese sizden, dinleyecek miydiniz kızcağızı? yoo.
bu insanın ölümünü trans olduğu için bu kadar konuşmak, transları daha ilk dakikadan ayırmaktır toplumdan. o da artık bir başka intihar eden gibi, senin olacağın gibi bir ölü. tıpkı yaşıyorken senden farkı nasıl yokduysa, hala yok. dirisini onurlandıramadınız bari ölüsüne kıymayın, hakettiği normal davranışları sergileyin, belki bi ihtimal görür de sevinir.
bu ülke öyle bir bok çukuru haline gelmiş ki, intihara sürüklenmek için birazcık "farklı" olmak artık yeterli. insanların kafasında belli kalıplar var (artık dindar nesil mi dersiniz, tipik türk insanı mı dersiniz bilemem) ve bu kalıba büyük veya küçük gelen herkes kısa veya uzun vadede yok ediliyor. ya arkadaş, bir grubun varlığından son derece rahatsızsan uzak durursun olur biter. sana bir zararı dokunmadığı müddetçe de uzak durmaya devam edersin. bu kadar basit. madem bu konuda hassassın, uzak dur lan o zaman! aşağılayıp dalga geçmek, iş vermemek, doğrudan veya dolaylı olarak öldürmek de ne demek fıtratını siktiğim?
gerçi artık insanların nefretini kazanmak için illa ki "farklı" olmanız da gerekmez. içinizde insan sevgisi, hayvan sevgisi, vicdan, ahlak gibi kavramlardan bir veya birkaçını bulundurmanız yeterli. ülkede ve de iktidarda bu kavramlardan ciddi anlamda tiksinen ezici bir çoğunluk var.
edit: internetin azizliğine uğrayıp imla hatalarının bokunu çıkardım, affedin.
içinde bulunduğu ruh halini bırakalım yaşamayı, hayal bile edemeyiz bir çoğumuz. ama ne kolay buraya yazıp kelimelere dans ettirmek, cümlelere takla attırmak. değil mi?
kimbilir neler yaşadı? bir hayattan vazgeçebilme cürretini gösterebilecek benim diyen kaç kişi var burada?
asmak kesmek kolay amına koduğumunun ülkesinde. bir insan da demez ki seni yaşatmak adına bir şeyler yapalım?
midem bulanıyor hakikaten bu sahte müslümanlıktan, bu yavşaklıktan. bu iğrençlikten. bu yüzeysellikten. ölen öldüğüyle kalıyor eyvallah da yaşarken de pislik gibi yaşıyoruz birader bu mu müslümanlık? bu mu vicdan?
bir reddetme bir ötekileştirme aldı başını yürüdü ne ara nefret ettik toplum olarak birbirimizden. 12 senede bunu da mı yaptılar bize? vicdanlarımızı da mı körelttiler ceplerimizi sessiz sedasız soyup, vatanı satarken.
şimdi burada ah , vah yazanların çoğu eminim gerçekte bir trans görseler karşı kaldırıma geçerler burada yufka yüreklilik taslıyorlar. bizim tek derdimiz bu mu? ülke elden gitmiş bunlar sıradan bir transın ölmesine ağlıyorlar. amk sizin!
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
Saçların uzundu, omuzlarına akardı
Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın
Gülerdin, içimize aylar doğardı
Görünmez dağların arkasından
Eski gülümsemeni beyhude aradım
O sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
Bir çay içer misin, yoksa kahve mi
Kibritim yok, demek cigaraya başladın
Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
Böyle bir kız değildin sen eskiden
Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.