kitabı çıkacak olan yazar. yazılarına bir göz gezdirme fırsatı bulamadım dahaca. ama en yakın zamanda okuyacağıma söz veriyorum kendisine. zira, yazan insan değerlidir.
sıkı bir takipçi olduğum için ekşide de burada da blogunun reklamını yaptığını farkettim. ama usta fake aldıysan kendine nickaltı gireceksen 23.59 da değil 00.00 den sonra girmen gerek yalnızzzzzz. zzz ler uyku efekti.
Rastgele bi başlığa girip, entrysine denk geldiğim, entrynin öncesini vermiş ve merak ettirerek bi önceye, bi önceye, bi önceye derken kaç entry geri gittiğimi bilmeden sövdürten, başı bulup okumaya başlamamla birlikte, yazımı ve hikayeleriyle etkileyen yazar. Lan okadar entryi bıkmadan usanmadan 1saatten fazla okudum ha.
garip bi adam, içinde bi yerlerde küçük bi çocuk olmalı,saklanmayı seviyor,biraz yorgun biraz aşık... derdine kederine sarılmayı biliyor. şimdilerde neden evlenmedim bloguyla ünlü olma yolunda, hiç istemiyor gibi ama. garip işte. sağlam yazar,uzun yazar ama hep bi cümlesi eksik... saklanmayı seviyor dedim ya, saklanırken elinde silah gibi tuttuğu bi cümle var, hiç paylaşmadı, hiç paylaşmayacak... ve biz onu okuyan topluluk, hep o cümle için, belki bi gün söyler diye, bekleyip duracağız. okunmaya değer. adam sağlam acı çekiyor e sağlam da yazıyor, daha ne olsun.
"neden evlenmedim" blog'u bugün itibarı ile 4. ayını doldurdu ve başladığımda düşündüğüm "iki bin kişiye ulaşabilir miyim acaba?" (kitapların ilk baskıları iki bin adettir.) merakına tezat ziyaretçi sayısı 136 bini geçti, desteğiniz, ayırdığınız vakit, mesajlarınız ve ilginiz için çok teşekkür ederim.
sona hızla yaklaştığımız şu haftalarda blog'u hazırlarken çok sevdiğim bir şarkıyı da paylaşmak istedim, umarım seversiniz, pazar'ı kapatmak için uygun bence, ben de yarın ki yazıyı hazırlayayım artık...
(02:12'den sonra dolores'i duyacaksın, sakın şaşırma)
yazma becerisi olmayan kişilerin bok attığı yazar. boş bkz ı bile doğru dürüst beceremeyen kişilerin hakkında atıp tutması ne acı.
uzun yazı yazmasını ben bile beceremiyorum. belli bir noktadan sonra bayıyor ve bırakıyorum. zaten topu topu 2 kere denedim ama o olmadı. daha giriş bölümünde hemen olayı sonuca bağlamak istedim.
bu adam hiç üşenmiyor ve uzun uzun yazıyor. kim bilir yazarken rahatlıyor ve mutlu oluyor. bizler onu okudukça, sayfasına girilen kişi sayısı arttıkça hoşuna gidiyor. gitmeli de zaten. orada olağan üstü bir emek var ve bu emek boşuna gitmemeli. yazdığına deymeli.
bak yine sıkıldım yazarken, hemen sonuca bağlıyorum.
ey hayatta hiçbir boku beğenmeyen insanlar, evde oturup sağa sola sataşarak mutlu olan vasıfsızlar, ilgiye aç, aşka aç varlıklar,
iyi okuyun. experimental adlı bu şahıs güzel yazılar yazan, kimseyle işi olmayan iyi bir kalemdir.
hadi şimdi kemirin tırnaklarınızı. yine çok iyi biri yazdım.
an itibarıyla 122.000 kişinin tıkladığı neden evlenmedim adlı blog sayfası olan çok başarılı bir kalem. o kadar güzel betimlemeleri var ki heyecan ile okutturuyor kendisini.
şu sözlükte gördüğüm en iyi yazarlardan birisi. yazarken insanın ruhunu okşayan bir kalemi var. hikayelerin içine giriyorsun ve o karakterleri birebir yaşıyorsun. o kadar yetenekli birisi ki kitap yazsa ve o kitabın reklamını yapsa baya şöhret olur. ün yapar. aşkı çok güzel tarif ediyor. yaşamış veya yaşamamamış olması önemli değil. önemli olan merakla sonuna kadar okutmasıdır. exper bunu başarıyor.
(bkz: hayati 40 çöp) yazısı bunun en güzel örneğidir.
söykü boşuna bu adama emanet edilmemiş. başarılar dileriz.
taksimde stüdyoya gittik yanımızda salca'da vardı uludağ sözlük 5.yıl zirvesi için sahne provası yapıyorduk hafiften kiloluydu(burası nezaketen baya kiloluydu olsun) sevimli bir arkadaştı biraz rock müzik muhabbeti yapıp pentagramdan konuştuk vokali değişmişti o dönem ve pentagram o stüdyoda çalıyordu.
yamulmuyorsam sarışın güzel bir sevgilisi vardı yanında blog onun hakkında mıdır bilmem ama takip edeceğim.
blog işine girmiş çokta güzel tutturmuştur başarılar.
edit:o günden bu yana 20 kilo vermiş ben daha sonra görmediğim için bilmiyordum taş gibi adam olmuş şimdi öğrendim.
--spoiler--
güneş doğdu demez edebiyatçı, güneşin sarı ışıkları ufku aydınlatmaya başladığında der
--spoiler--
doğru tespit yapmış. güneş doğdu diye mühendisler der, süslü cümlelerle ifade ettiği durumu anlamanızı bekler bir edebiyatcı.
hadi bakalım yolun açık olsun.
neslimizin arada kalmışlığını on numara tespit ve tarif eden, yazar sıfatını sonuna kadar hakeden yazardır kanımca. blogu takip edilesidir. bugünkü "zaten dizileri en çok sahip olamadıklarımızı barındırıyorsa severdik." tespiti ile de kendimi sorgulamama sebep olmuş yazardır. ellerine, gözlem ve algısına, bakış açısına sağlıktır.
eksi sozlukten bir yazar vasitasiyla,'neden evlenmedim' entrysini okuyup, daha sonra blogunun varligindan haberdar oldugum ve eksi sozlukteki yazara 'bunlari sen mi yazdin' diye sordugumda, hayir uludag' dan 'experimental' diye cevap aldigim ve blogunu okudukca erkek versiyonum olarak nitelendirdigim yazar. (Ne tanim kastim be arkadas) ona inat insanin 'asil (öz- hakiki) ben neden evlenmedim' diye yazasi geliyor ama yemiyor...
edit: niye kötülediniz lan? benle mi yoksa experimental ile mi alıp veremediğiniz var?