500. entry'imi önemli bir başlığa gireyim diye düşündüm, sonra tüm narsistliğim ile en önemli benim dedim, kendi nick altıma girmeliyim dedim, heyecanlandım, başlıyorum;
- Kafası karışıktır her zaman, mevsim salatası gibi bir adamdır.
- Kafası vücuduna göre büyüktür, diyarbakır karpuzu kafalı adamdır.
- Saçları yıllarca beline kadar uzundu, döküldüler sonra, ama karizmatik döküldüler, çimleri hiç uzamayan çim adamdır.
- Yıllar önce ekşi'de yazardı, çok eskiden ama ekşi bile yoktu o zamanlar, yazar yazar desktop'ında limon yazan bir text dosyasına kaydederdi. Word'de yoktu o zamanlar. Windows 3.1 gibi adamdır, dos ekranında win yazın gelir o.
- Uludağ ile sözlük olayına geri döndü, ama ne güzel bir yermiş bu diye değil, eski kız arkadaşı sözlük yazarıydı, aman yafşayan olur, ortamda biz de bulunalım diye girdi. Öyle de pis adamdır.
- Pek entry girmezdi başta, lakin kız arkadaşı terkedince, onu andy warhol'un dediği gibi 5 dakika ünlü yapan migros ta aglamak entrysini girdi kalbim acıdı dinlerken. Sonra mesaj kutusu aylarca doldu taştı, her okuyan bu sigarayı acın için içiyorum dostum, bu kadeh sana dedi, dertleşti bir sürü insanla. Kolay ağlayan, sıkça sözlük ile dertleşen sümüklü böcek gibi adamdır.
- Çok okumuş, entel diye tabir edilebilecek, ama concon görünümlü, ama rockçı, ama clublarda kıvırtan, kısacası ne idüğü belirsiz, 1tl'ye 4 çeşit yemek satan lokanta da gelen yemekler gibi adamdır.
- Çok gezmiştir, çokca yurtdışında, çokca yurtiçindedir, karıştırmıştır artık neresi neresidir, otel odalarında tek dostu bilgisayarıdır, ondan dizi izler, film izler, msn'de ona buna dert yanar, sözlük'e entry girer, civilization oynar, boş vakit geçirme ve bavul hazırlama uzmanı, yurtdışından getirilmiş ucuz çikolata gibi adamdır.
- Bass çalmaktan parmakları nasır tutmuş, kızların ellerini tutmaya çekinen, "elimi tutsaydın önce hayvan herif" nidasıyla pek çok tokat yemiş, şamaroğlanı gibi adamdır.
- 3 ay sonra 30 yaşına girecek, sürekli kendine "30'undan sonra başlıyor hayat hocu" gazı veren, ama hafiften dizleri titremeye başlamış, dışardan süper hayatı varmış gibi gözüken ama içini kurtların ölmeden önce kemirmeye başladığı ceset gibi adamdır.
500. entry'de de bir experimental klasiği olarak şu bakınızı verelim (bkz: sözlük ile dertleşmek)
Edit: experimental klasiği ne ya, 30 yaşında adam senfoni yazmış klasik olmuş, sen hala sözlüktesin gözlüktesin. De git pis herif...........@'
muhtemelen en beğenilmeyenlere girecek. girsin. ehemmiyeti yok.
vira bismillah!
vakt-i evvel zargana vardı sözlükte (belki hala vardır, emin değilim). ona benziyor experimental. sürekli aşk, sürekli aşk, sürekli aşk.. böyle bir cezmi ersöz havası, tuna kiremitçi tandansı felan. can dündar'a da dokandığı oluyor ara ara. baştan aşağı duygusal bi' abi. iyi yazıyor, kötü yazıyor, ağlatıyor, gözlere doldur boşalt yapıyor... konu bunların hiçbiri değil. konu, yazdığı konsept. "migros'ta ağlamak", "tansaş'ta dudağın büzüşmesi", "bim'de göze blume peçete kaçması", "havalimanında kalp spazmı geçirmek", "otogarda hareket saati geçmiş otobüs kaptanına el sallamak".. ve fakat bu kadar duygusallık fazla değil mi ya hu? tamam aşk yaşanır, acısı da çekilir eyvallah ama boyutunu bu raddeye getirmek bence hastalıklı bir durum. ki gereği de yok. durmadan, yılmadan aynı nakarat.. sıktı hani. onu demeye çalışıyorum ben. başka denizlerin de tuzu kaçsın gözüne yazarlık deryasında. naçizane tavsiyem budur. uzatmayayım daha fazla.
adet olduğu üzre övgümüzü de yazalım ki taşlanmayalım iyiden iyiye;
entry'lerini okurkene bir ağlıyorum, bir ağlıyorum allah sizi inandırsın konu komşu eve doluşuyor cenaze var heralde diye.. hesap et.
karma kölesi olmuş sözlük yazarı. geçen hafta kendi nick altına girdiği, eksilendiğini belirten entrysini, çok eksi oy aldığı için silmişti fark ettiyseniz.
kendisinin 2 gün önce, gece tam 00.00'da, sözlük yazarlarının itirafları başlığına girdiği entry'yi hatırlarsınız. yalnız, o entry öyle bir eksilendi ki, experimental'ın girmekte alıştığı istatistiklere giremedi.
bunun üzerine, bütün anlaşılmamış entrylerini silen experimental, o entrysini de sildi ve bugün bir daha yazdı.(#6835974)
gerekçe olarak da elle tutulur bir şey söyleyemedi. gerçi kim karmanın tek amacı olduğunu itiraf edebilir ki?
vay anasını karma, sen nelere kadirsin!
beni bilen herkes şunu da iyi bilir ki, iyi yazan adamlara karşı hiçbir hıncım filan yoktur. bilakis, iyi yazanı en çok alkışlayan, özel mesajlarla 'ahaha abi süper yazmışın ya, aynen devam' şeklindeki samimiyetsizce gazlayan bi insanım. yani bu hususta zerrce kıskançlığım çekememezliğim filan yoktur.
lakin bu yazarda hoşuma hiç gitmeyen bi durum var. o da ara ara kendi başlıklarına veya hoşa gitmiş-gidebilecek olan entrylerinin ardına yeni entryler giriyor olması. unutmuştur, aklına bişey gelmiştir filan dedim ama, her zaman da böyle olmaz ki! olmamalı. başlığını sol frame tutma çabaları gibi görülür bu. nitekim de öyle görmüşüm işte. ben de yapmışımdır bunu. ama iyi bişey değil. iyi yazan birine hem hiç yakışmaz; hem de buna ihtiyacı yoktur.
böyle işte. ben gördüğüm yanlışlığı belirteyim de...
facebook'um yoktu, bir ara açmaya niyetlendim, ama arkadaş "şu uygulama şöyle", "bu uygulama böyle", "yok şu resmini tag'ledi", "yok bu poke'ladı" diye anlatmaya başlayınca kafam karıştı, gizlilik ayarlarını anlatırken uyuyakalmışım, rüyamda öyle bir ayar yapıyordum ki, "a kişisi benim 34 fotoğrafımı göremezken, b kişisi 56 fotoğrafımı göremiyordu, c kişisi ise ikisinin de göremediği fotoğrafları görebiliyordu, d kişisi elma yiyordu"
uyanınca sordum, "hocu yok mu bunun basiti", "twitter var" dedi, "iyi ondan açalım hocu" dedim, "benim basmadı kafam bu facebook'u"
özetle bu sabahtan itibaren benim de bir twitter'ım var, tam olarak nasıl kullanıyor çözemedim, hiç bir şeyi kısa anlatamayan ben 140 karakter sınırıyla ne ederim bilemedim, benim twitter'ımın olmasından kime ne? bunun topluma faydası ne? onu hiç mi hiç bilemedim ama adresi bu, ne sıklıkla tuvalete gittiğimi öğrenmek isteyenlere duyurulur;
iş hayatındaki bazı değişiklikler nedeniyle, şu aralar başını kaşıyacak vakti olmayan yazar, zaten saçı olmadığından başı da kaşınmaz ya neyse...
bunu neden mi paylaştım, söykü'nün bu sayısındaki gecikme tamamen benim suçumdur, öyküler hazır, yeni sayının konusu hazır, her şey hazır, bir tek benim 1 saat oturabilmem lazım internetin başına lakin beceremedim, inanın 24 saate 48 saat sığdırmaya çalışıyorum, gecikme için kimseyi değil sadece beni suçlayın lütfen.
ayrıca hem söykü, hem uludağ sözlük, hem de öykü yazan tüm uludağ sözlük yazarlarını yakından ilgilendirecek büyük bir haberin altyapısı ile uğraşıyordum bir süredir, istanbula gidiş gelişler, toplantılar vs. lakin tam bu dönemde yurtdışına çıkmam gerekti, döner dönmez bu büyük haber gelişmeler butonunu aydınlatacak, aydınlatmalı, aydınlatır diye umuyorum, ummaya vakit bulamıyorum.
zaman sürekli azalan bir hazine be sözlük, zaman bir hazine ve ben meteliksizim...
ortalık am,göt,meme,sik dolu yazılardan geçilmezken, okunacak bir şeyler yazıyor ya, bin beter olsun.
hele ki yaşına, başına bakmadan aşk üzerine yazıp bayıyor ya, sürüm sürüm sürümsün.
lan arkadaşlar şaka mısınız siz?
günde beş vakit bu sözlükte ağlaşmıyor musunuz? yok okunacak bişi kalmadı, hep troll doldu,kaliteli bir şey yazan yok, her yer bkz yazarı doldu falan filan.
al işte, elamanın biri çıkmış, emek veriyor, okunacak bir şeyler yazıyor. bu sözlüğün şu anki durumunda, şöyle adam gibi yazanları eleştirme lüksümüz, onları da tu kaka etme lüksümüz var mı?
(#5534820)
(#5534824)
(#5534827)
(#5371466) nolu entryleri sayesinde uzuuun uzun girilen entryleri de sıkılmadan okuyabileceğimi farketmemi sağlayan yazar. dizi gibiydi bu entryler, bir solukta okuyuverdim ve başlıklar arası kopuklu da olmuyor; entrynin sonuna geldiğinizde sizi kendiliğinden yönlendiriyor sonraki başlığa. lafı uzatmadan söyleyeyim, gözlerim doldu entry dolayısıyla ilk defa yahu.
edit: eksi verenlerin sebeplerini geçekten inanılmaz merak ettim. bana mı kastınız var yoksa experimental i mi çekemiyorsunuz söyleyin de bileyim. ***
evvela kötü bir yazar der isek; vicdanımızın bam telinden şüphemiz olmalı. kötü bir yazar değil. gayet güzel ve ortalamanın üstünde bir yazar. bu yımışak girişi yaptım ki; sonrasındaki kanka saldırıları olmasın deyü.
velhasıl bu arkadaşın entrylerine bir göz attım. reklam sektörüne aldanıp tgrt pazarlamadan 2 misli fiyata tencere almış gibi hissettim kendimi. yani demem o ki yapılan bunca övgüyü yansıtan bir ayna göremedim.
(bu kısmın benim şahsi zevksizliğim olma ihtimali hakkım saklıdır)
ne mizah gücü yüksek bir vendetta; ne de umutsuzluk için rol model olabilcek bir umut sarıkaya. tek numarası anlamlı cümleleri birleştirip uzun yazılar yazıyor olabilmesi. başka hiçbir numarasını göremedim. unutmadan yazım stili fena şekilde ahmet yildiz olmedi'ye benziyor. seveni çok bir yazar abimiz. sonra bana polum yapmayın. övmeyin demiyorum; siz yine hobi olarak övün; ovun.
tanım: ne kitap yazacak kadar edebi, ne hayran olunacak kadar takip edilesi olmayan; sadece iyi bir sözlük yazarı. ortalmanın üstünde iyi bir yazar.