Yağmurlu bir asfaltı tüm arabalar terk etmişken tam ortasından yürümeye başlayıp her terk ettiğin adımın ardında kalan sokak lambaları muntazam biçimde sönerken birden bir adım ardındaki lambanın başka bir adımla yanması hissini veren radiohead şarkısıdır.
beni ağlatan radiohead şarkılarından yalnızca biri , bunları yazarken süzülen bir damla gözyaşı elde bi sigara akılda nazlı yar vardır , thom un sesi insanın içinde bulunduğu melankoliyi daha da tetikler. Kapatamaz ulan insan , seviyorum bu güçsüz masum halimi.
romeo ve juliet'le bütünleşmiş muhteşem bir radiohead parçası. en mutlu anınızda bile içinizde buruk bir hava bırakır. işte o zaman, şarkıyı hissetmenin ne anlama geldiğini anlarsınız.
Amerikan müzisyen Marilyn Manson, Rolling Stone dergisine şöyle bir mülakat vermiştir: "Tedavi merkezinden kaçtım ve bir uçurumun kenarında durmuş, atlamayı düşünürken bu şarkıyı dinledim." Daha sonra, muhtemelen bu şarkının etkisiyle olay yerinden uzaklaşmıştır.*
''şarkının genelinde duyulan garip sesler aslında oynayan çocukların seslerinin tersten oynatılmış şeklidir. Jonny Greenwood konserlerde benzer bir ses yaratmak için gitar tellerine bozuk para sürter.''
(bkz: thom yorke)
(bkz: ingiliz dili ve edebiyatı)mezunu ve (bkz: shakespeare)hayranı bir adam
tamam.
ama olmaz
bu kadar güzel bir şarkı için bunlar yeterli değil
bu başka bir şey
bambaşka...
boğazımda düğümler yaratan şarkı. keyifli bir günde hiç umulmadık bir anda çalmaya başladığında olduğum yerde bir süre sabit kalmama sebebiyet verir. özellikle girişi mükemmeldir.