Beklentilerimin altında kalan bir film Exils.Açıkçası izledikten sonra film hakkındaki yorumları abartılı bulduğumu söylemeliyim çünkü film çok harika veya başyapıt vs. değil vasatın üzerinde bir film.Film bir yolculuk filmi,bir adamın köklerinin yaşadığı yeri görmek için kız arkadaşıyla birlike Cezayir'e gidişi anlatılıyor.Yolculuk sahneleri oldukça sıradan,ben filmi izlemeden önce farklı bir film bekliyordum fakat filmin yaklaşık son yarım saati hariç film sıradan denilebilecek bir film.Başlarda sürükleyici fakat ilerledikçe temposu düşen bir film o yüzden yolculuk filmi diye sürükleyici ve bir ton olay beklemeyin derim,zaten ben de tam sıkılmaya başlıyordum ki filmin en can alıcı sahnesi olan ayin sahnesi başladı filmde ve izlerken tüylerim diken diken oldu,o sahneyi izlerken biraz ben bile kendimden geçtim.Ayin sahnesi gerçekten son zamanlarda izlediğim en etkileyici sahnelerden biri diyebilirim,hem sahnenin temposu hem sahnedeki insanların kendilerinden geçmesi hem fondaki müzik hem de harika bir tek plan sekansıyla ayin sahnesi akıllara kazınacak cinsten.Filmin müzikleri gayet hoş,oyunculuklar başarılı,filmin yönetmenliğini de beğendiğimi söylemeliyim.Son olarak ben filmin ayin sahnesini çok beğendim,filmin geri kalan kısımları için ise vasat üzeri diyebilirim,yolculuk filmi severlere tavsiye edebilirim ama beklentiniz çok olmasın.Ayin sahnesi için puanımı biraz daha fazla veriyorum.
Anahtarlıkla birlikte bir kemanın duvardan bir kaç tuğla çıkarıldıktan sonra kalan boşluğa bir kilo çimentoyla gömüldüğü garip bir sahneye sahip Tony gatlif filmidir. Kibariye nin de soundtrack ine katkıda bulunduğu 2004 yapımı filmin Cannes ödülü de mevcuttur. Abkz: entel de olsa insan insandır. imza Kibariye.
Cezayir asıllı Fransız yönetmen Tony Gatlif'in favori oyuncularından Romain Durisin, Lubna Azabal ile başrollerini paylaştığı filmi. Fransa'dan Cezayir' e yapılan bir yürüyüşün sineması. Yönetmen aslında kendi yaralarını anlatır bu filmde. Film iyi olmasına iyidir de bir Gadjo Dilo değildir hani.
sonunda lanet olsun film bitiyor dedirtirken, finalin son 3 dakikasında duyulan hazzın doruklara çıktığı bir Tony Gatlif filmdir. dedenin mezarına takılan kulaklık, kızın elleriyle soyduğu portakalı paylaşması ve akabinde başlayan müzik daha iyi olamazdı.
başlangıcını tüylerimi ürperten manifeste adlı mükemmel müzikle yapan; cezayir'e gitsek mi? sorusuyla başlayıp köklerine ulaşmak isteyen bir çiftin yollara düştüğü bir tony gatlif filmi. özellikle çingenelerin hayatları, diyaloglar gerçekten çok güzel. filmin sonlarında yapılan ayin şeklindeki sahne de gerçekten etkileyici.