21. yüzyılın en iyi aktörlerinden birisi olduğu kanımca kuşkusuzdur. cassandra's dream, trainspotting gibi bilinen filmleri yanında rouge trader adlı filmde de mükemmel bir oyunculuk sergilemiştir.
tabi kendisine tapılma sebebi obi-wan kenobi'yi alec guinness'ten bile daha çok hakkını vererek oynamasıdır.
Londra'da yaşayan uzaktan bir akrabamızın oğlunun kapı komşusudur kendileri.'Yüğvın' diye telaffuz ediyorlardı ismini.
Her sabah 05:30 da köpeği ile yürüyüşe çıkıp 07:00'den önce gelmezmiş.Haftada bir gün mutlaka evlerinin bahçelerinde barbekü partisi düzenler , aynı sokakta yaşadığı tüm komşularını çağırırmış.Eşi fransızdır.Unicef elçisidir bir de evlatlık kızı var toplamda 3 kız çocuğuna sahiptir.Tüm Zamanların En iyi 100 Film Starı arasına da girmeyi başarmıştır.
iskoç oyuncu Denis Stamper Lawson'ın yeğenidir.Oyunculuk bir yana sesi de muhteşemdir:
boru değil lan, evi, karıyı çolucu çocuğu bırak 3,5 ay, 103 gün motor sırtında gezin. yağmur, çamur, açlık sefalet vs sikine takmamış adam fantazi ye bak. helal olsun diyoruz kendisine.
çok kafa adamdır. arada bizim mahalledeki kahveye gelir. muhabbetine doyum olmaz. bi okeye dönüşü vardır, o dönerken kimse bitemez. batak desen gözü kapalı 11 alır. king'de artı 500'den aşağı bitirmez. böyle bi adam nasıl olur yav? bu özelliklerin hepsinin aynı insanda buluşması baya zordur ama olmuş işte.
tıpkı trainspotting filminde mark renton'ın kafası güzelken duyduğu şarkıdaki gibi, gözü bazen mavi, bazen yeşil, bazen ise gri(!) olan yakışıklı iskoç aktör.
özellikle big fish deki oyunculuğuyla koparmış bi abidir.sesi müthişdir (bkz: iskoç aksanı)film içi şarkılar vs kendisi seslendiriyor. ayrıca adı yu-in diye okunuyor.