evrimin bilimsel dayanakları

entry3 galeri1
    ?.
  1. ?.
  2. çok derinlere inmeye gerek yoktur! ilk insan kabul edilen homo sapiens ile bugünkü insanın anatomik yapılarına bakmak dahi yeterlidir.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/11911/+
    1 ...
  3. 1.
  4. düşünce tarihinde uzun bir süredir, insanın ve canlıların kökenine ilişkin iki görüş çarpışmaktadır: yaratılış ve evrim... öncelikle şunu bilmek gerelir ki, bunlardan birine hak verip diğerine vermemek, bir "inanç" meselesidir; yani bu daha bilimseldir, diğeri daha az bilimseldir diye bir konu yoktur. ikisi de aynı derecede bilimsel destek arayışı içinde ve ikisi de aynı derecede "inanç" konusudur.

    prensip olarak, bir yaratıcı'nın varlığına inananlar, insanı ve diğer canlıları o'nun yarattığını savunurlar. bütün semavi dinler ve felsefelerin büyük bölümü bu gruba girer. yine prensip olarak, yaratıcı'nın varlığına inanmayanlar, canlı türlerinin belli bir mantık içinde birbirinden oluştuğuna ve bu oluşumun en son aşamasında da "insan"ın meydana geldiğine inanırlar. Bu görüşe göre insanın atası "yaratılan ilk insan" (adem) değil, önce maymun, daha sonra tek hücreliler ve sonunda cansız maddedir. bazı mitolojik dinler, bazı felsefe ve ideolojiler de bu inancı taşırlar.

    yaratılış düşüncesinin en büyük dayanağı ruhtur. yaratılışçılar, insana ait bütün maddi hücreler başka bir türün evrimleşmesi sonucu ortaya çıkmış olsa bile, yine insanda "yaratılmamış", ezeli ve ebedi, sınırsız bir şuuraltı dünyasının içinde gelişen ve insanı tabiattan alıp "tarih"e yükselten bir şeyin varlığının inkar edilemeyeceğini söylerler. her türlü ahlakın ve ahlaksızlığın, her türlü bilgi ve cehaletin, özgür seçim yapabilme ve irade davasının, her dinin ve her bilimin yatağı olan bu şeye de "ruh" adını verirler.

    evrimcilerin "ruh" hakkında hiçbir ciddi görüşleri yoktur. evrim çalışmalarını sovyetlerden miras alan amerikalı bilimadamları (geneli evrimcilerdir), ruh hakkında konuşmaya kalkınca, çoğunlukla mitolojik öğelere başvurur veya bunu "yapay zeka" gibi, sözümona insan sonrası evrim türlerine de giydirilebilecek, bilimselliği tartışılır bir fenomene indirgerler.

    bu anlamda evrim düşüncesi, türleri sınıflandırmasındaki orijinalliği bir yana, ruh üzerine henüz hiçbir doyurucu çalışma yapamamış olduğu için, yarım bir teoridir; bilimsel dayanakları yoktur. tabiattan tarihe geçişin hala tek ilgiye değer teorisi, engels'in "insandan maymuna geçişte emeğin rolü" teorisidir ki, o da yaklaşık 200 yıllık ve en az 200 yerinden çürütülmüş bir teoridir. tabiattan tarihe geçişte, maddeden ruha geçişte "emek" faktörü?..

    evet ama, emek, yani kol emeği, sadece bedeni bir parça geliştirir; o da kendinden başka bir şey olmaya doğru değil, sürekli kendi olarak kalmaya doğru. yani "devrim" düşüncesine zıttır. nerede kaldı, ruhun oluşumunda emeğin rolü?

    (pek harun yahya kitaplarına benzemedi ama, benim de fikrim, özet olarak bu yani)...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük