Evrim teorisi ,değil ağzıyla kuş tutsa, götüyle uçak kullansa bile, dogmaların içine hapsolmuş bir bünyenin onu kabül etmesi mümkün değildir.
Bu mümkünlüğü beyin kıvrımlarında muhafaza edemeyen bir bünyeye bilimsel bir terminoloji ve bilimsel bir sistematikle evrim teorisini anlatmaya yeltenmek uşsuz bucaksız bir boşluğun içinde dönüp duran bir çabadan öte gidemez(ki en öteside bu zaten).
şimdi evrimi anlatmaya yeltenmek yerine şu şekilde sorular sormak daha anlamlı bir çaba olacaktır;
-''yoktan hiçbirşey varedilemez'' demek ''varolan herşeyin bir yaratıcısı vardır demek anlamına geliyorsa eğer, evrende varolan herşeyi vareden ''şey'' herneyse,bu ''şey''i vareden şey nedir?varediciyi varededen şeyi vereden veredici nedir?, varedeciyi varedeni vareden şeyi vareden nedir?.........böyle devam eder.
-somut olan her varlık ya da şey bir mekan içerisinde yaratılmak zorundadır,boşluğun içinde varolan tekşey boşluğun kendisidir ve boşluğun gebe kalabileceği tek şey yine boşluktur,bu anlamda bir şeyin varolabilmesi için bir mekan gerekmekte,şimdi buradan hareketle şu sorulabilir; dünya ve diğer gezegenler,yıldızlar,tanımlanamayan diğer gök cisimleri..vs..herşeyi vareden ''şey'' bu varedişlerini evrenin içinde varetmiştir, peki dünyayı ve diğer gök cisimlerini içinde varettiği evreni neyin içinde varetmiştir,evreni içinde varettiği mekan neyin içinde varedilmiştir,evrenin içinde varedildiği mekanın içinde varedildiği mekan neyin içinde varedilmiştir?..............böyle devam eder.
önemli istek: cevap yazacak olan arkadaşlar gazali başta olmak üzere,kindi,farabi(ki o biraz sakat,çok dokunmayın ona) ve hatta ibni rüsd'dende faydalanabilirler,zira bunlar dışında pek alternatifleri yok görünmekte,bunlara eklenebilecek isimlerde elbette var,fakat ağırlık noktasının bu kişiler olacağı aşikardır.tabi genç arkadaşların çizgisel tarih anlayışı içerisinde kalmalarınıda diliyorum,anımsayın skalayı;yaradılış ve kıyamet arasında nefes alıp veren faniler.
şaşmaz bir beklentiyle beklenen cevap: bizim zihnimizin sınırları vardır,bazı şeyleri idrak edemeyiz,idrak edemediğimiz yere ulaştığımızda oradan sonrasına geçme çabası göstermeyip,iman ve inanç sahibi olan insanlar olarak varedicimize inanmaya devam etmeli ve onun kudretini keşfetmeye çalışmamalıyız.bir müminin yapması gerekn budur,sorgusuz ve sualsiz yaradadına tapınmak.
kişisel edit: beklentimin dışında bir cevapla karşılaşmak emin olun şaşırtıcı olacak
maddenin öncesizliği ve sonrasızlığı düşünüldüğünde, aynı öncesizlik ve sonrasızlıkla ele alınıp düşünülen tanrı nasıl bir öncesizlik ve sonrasızlığın ürünüdür? eğer tanrı öncesiz ve sonrasız değilse,öncesiz ve sonrasız olan maddeyi nasıl yarattı?
birşey, yapılması tanrı tarafından istenildiği için mi iyidir,yoksa iyi olduğu için mi tanrı tarafından istenmiştir? eğer tanrı tarafından istendiği için iyiyse,tanrının bu iyinin karşısına koyduğu kötünün iyi olana tarihler boyunca üstün gelmesinin sonucunda tanrının gücünün kendini hissettirmemesinin nedeni nedir? tarihin her evresinde kötünün hakim olduğu dünyasal anlayış karşısında tanrının gücü ve kudreti neden hiç kendini göstermemektedir?
eğer birşey,iyi olduğu için tanrı tarafından yapılması istenmişse,tanrı bu iyi kavramını kendi dışında ne şekilde bulmuştur?,tanrının bunu bulması demek tanrı dışında başka bir yaratıcı gücün olduğu anlamına gelmektedir
felsefi akımların savunularının ortaya çıkardığı inanışların tanrıdan ibaret inanışlar olduğunu düşünen,üsttüne üstlük bu düşünüşünü bir çıkmaz olarak nitelendiren felsefe katledicilerinin hala cevap veremedikleri sorulardır.
allahın varlığını öğrendiğimiz günden bu yana sorulan sorular diye yazaraktan zaten ilk başta tanrının reddiyatını kendin dile getirmektesin,zira dinsel anlayışa göre tanrı öğrenilebilir bir kudret değildir,insanın doğumuyla beraber kişinin zihninde yereden,kişinin kendi kendine keşfettiği varsayılan bir ön kabuldür. tanrının ,gücünü ve kudretini insanlara farkettirecek olaylar meydana getirmesine ihliyacı yoktur,böyle bir ihliyaç içerisine girişmesi demek onun ezeli ve ebedi gücünün kul tarafından sınanması anlamına gelmektedir,tanrı bu sınamanın içerisine girmez,islam anlayışı tanrıyı bu şekilde özetler..
evrim teorisini neden anlamsız bulduğuna yönelik tek bir veri yazmadan ,gün gelir ilim adamları evrim teorisinin yerine en doğru olanını bulur şeklindeki iyimser saflığın ürünü olarakele alabileceğimiz vecize sadece ve sadece bir zoorrrrlamanın ürünüdür.evrim şunu açıklayamadığı için evrimci teoriyi benimsemiyorum diyemeyen bünyelerin ileride evrimin karşısına çıkacak bir teori bekleme saflıklarına gelsin bu şarkı,ümit besen söylüyor efendim
(bkz: teorine benide çağır sevgilim)
Evrimi savunanların, şuan ki durumlarından mesela eşşeğe ne zaman evrileceklerini doğrusu çok merak ediyorum. (Ne kızıyorsunuz eşşek maymundan daha mı kötü, yahut tek hücreli amipten?)
çizgisel tarih anlayışını kabül etmiş,tarihin tanrısal yaratılışla başlayıp,kıyamet gününde son bulacağını,bu anlamda sonlu bir tarih anlayışının olduğunu kabul etmiş bir dinin biat edicisi olduğunu iddia eden bünyelerin hala sonsuzluk bık bıkklarını yazdıklarını okumak artık trajikomikliktende öte bir durum arzetmekte.zaten bu başlığın ilk açılış entrysinde de şunu belirtmiştim;
şaşmaz bir beklentiyle beklenen cevap: bizim zihnimizin sınırları vardır,bazı şeyleri idrak edemeyiz,idrak edemediğimiz yere ulaştığımızda oradan sonrasına geçme çabası göstermeyip,iman ve inanç sahibi olan insanlar olarak varedicimize inanmaya devam etmeli ve onun kudretini keşfetmeye çalışmamalıyız.bir müminin yapması gerekn budur,sorgusuz ve sualsiz yaradadına tapınmak.
şaşmaz bir statiklikte beklediğim cevapları görmek nedense bendenizi hiç şaşırtmamakta,çünkü bunun ötesinde bir cevap verebilmeleri mümkün değil.illaki olayı bir sonsuzluğa indirgemek ve bu şekilde bitirmek zorundadırlar,ama bu durumda türlü türlü sorular çıkmakta,maddenin öncesizliği ve sonrasızlığı sorunu ortaya çıkmakta,ama genç biat edici bu noktada susmak zorunda,zira yazabileceği tek bir cevap bulunmamakta.
evrim teorisinin alternatifinin allah'ın varlıgı oldugunu öğrendiğimiz tarih boyu onlarca kez farklı renk ve biçimler içerisinde arz edilip temcit pilavı gibi sunulan sorular...şeklinde vuku bulan skandalvari cümleyi yazan biat edicinin hala yazdığı cümlenin anlamını keşfedememesi inanılır gibi değil,evrim teorisinin alternatifinin allahın varlığı olduğunu öğrendiğimiz....,şimdi bu cümle şu şekilde yorumlanabilir; evrim teorisi vardı,insanlar buna inanıyorlardı,ama sonra allahın varlığından haberdar olduk ve evrim teorisine tu kaka demeye başladık. iyide paşam bu evrim teorsinin tarihi ne kadarki bilemedin 150 bilemedin 200 yıl, ama senin biat ettiğin yaratıcı bir zaman aralığında bile düşünülemez,evrenin ve evrenin içindekilerin varlık nedeni olan,dolayısıylada rahmetli darwin efendininde yaratıcısı olan bu yaratıcı kendi varlığını 160 senedir mi hissettirmekte? genç ve heycanlı biat edicilerimiz daha sakin ve dikkatli bir edayla yazarlarsa, bu şekildeki skandalvari yorumlarda büyük bir düşüş olacaktır iyimserliğini kendimde muhafaza etmeye devam etmek istiyorum.
evrim teorisinin alternatifinin allah'ın varlıgı oldugunu öğrendiğimiz tarih boyu onlarca kez farklı renk ve biçimler içerisinde arz edilip temcit pilavı gibi sunulan sorular...genç yazar burada darwini tanrı ile eşgüdüm bir vasfa indirgediğini ısrarla görememekte,''önce darwin vardı sonra tanrı ortaya çıktı ve darwinin foyasını meydana çıkardı şeklinde''ki totolojik çıkarımı yapamamakta.
'' evrim teorisinin alternatifinin allah'ın varlıgı oldugunu öğrendiğimiz tarih boyu onlarca kez farklı renk ve biçimler içerisinde arz edilip temcit pilavı gibi sunulan sorular.'' şeklindeki cümlenin ilk çıktığı zihnin,hala kendi zihninin ürününü anlayamaması ya da anlamlandıramaması sonucunda, sabahın horozluk vaktinde gülücüklerimin horoz sesleriyle birleşmesine ve bu ambiasın hoşluğunu paylaşma isteğim sonucunda norveçin oslo beldesinde balıkçılık yapan arkadaşım olaf'a mesaj atmama doğru ilerleyen bir sürecin yaşanmasına vesile olmuş sorulardır.
deniyorki evrim teorisinin alternatifinin allah'ın varlıgı oldugunu öğrendiğimiz: ey soru soran kişi evrimin alternatifi allah'ın varlıgıdır, ya da cümleyi cevir tanrı'nın varlıgının alternatifi evrim teorisidir ikisi birbrinin muhalif durumlardır. tanrı varsa evrim yok evrim varsa tanrı yok. bu çıkarım sorularından çıkarılan nihai neticedir. senden bunu öğreniyoruz. senin bu tip bir öngörün var ki evrimcilikle ilgili bir konuda allah'ın varlıgını sorguluyorsun...bir bünyeyi bu şekilde bir çıkarım yapma komikliğine maruz bırakan bir dürtüyüde ortaya çıkarmış sorulardır ayrıca.evrim teorisini savunan bir insanın; evrim varsa tanrı yok,tanrı varsa evrim yok şeklinde dötsel gülünçlüklere örnek teşgil edebilecek bir çıkarım yaptığını iddia eden biat edicinin skandalvari pozisyonu artarak devam etmekte.evrimin mümkünlüğü tanrının reddiyatını otomatikmen doğurmakta,ama tanrı vardır kabülü evrimin reddiyatını mümkünleştirmemekte. evrim öngörüsel bir olgu değil,olgusal bir öngörüdür,fakat tanrı düşüncesi ikiside değildir,bir kabulleniştir,bu anlamda evrim düşüncesi insan olduğu müddetçe devam eder, fakat tanrı düşüncesinin her an yokolma olasılığı bulunmaktadır. tarih boyunca insanların sırasıyla güneşe,aya,toprağa,suya,putlara tapmışlıkları vardır,ama zaman bunların hepsini tarihin kirli çöplüğüne attı,bu anlamda tapınılan herşeyin her an tarihin çöplüğüne dahil olabilmesi bir olasılıktır.
çizgisel tarih anlayışının patristik ve skolastik hristiyan dönemlerinde farklı bir şekilde ele alındığını,ama islam anlayışında augustinosçu bakış açısıyla ele alındığından bi haber olan biat edici vatandaşımız olayı klasik islam motiflerine göndermede bulunarak aşmaya yeltenmekte,ama yemezler tabi diyede eklemek gerekiyor. biat edici vatandaş bundan kurtuluşun yok,senin kader olarak algıladığın kavram bu skala üzerinde olup bitiyor,yani senin anlayacağın yaradılış ve kıyamet,yani sonsuzluğun olmadığı,tarihin bir yokoluşa indirgendiği bir anlayış,yani evren sonludur diyor senin anlayacağın...yani senin sorulara cevap olarak verdiğin tanrının sonsuz vasıfları vardır,biz küçücük beynimizle tüm bunları anlayamayız,bir yerden sonra susacağız ve biat edeceğiz,tek şansımız bu demende bir anlam ifade etmemekte bu saatten sonra,zira varedilemez ve yokedilemez bir varlık olarak betimlediğin maddenin yaratıcısı olduğunu düşündüğün tanrıda varedilemez ve yokedilemezse yaradılış ve kıyamet arasında sıkışıp kalmış sonlu tarih anlayışının içinde olan tüm varlıklar nasıl sonlanacaktır?
kelamcılar mutasavvıflar, mutezile..vs.. bunların hiçbiri bu sorulara cevap verememiştir,gazali dedniz bile verememiştir,en sonunda senin bok attığın felsefeye sırtını,özelliklede aristotelese sırtını dayayan ibni rusd bu sorulara cevap vermeye çalışmış ve felasifeci geleneğe bir dönüş yapmıştır. ama onun cevaplarıda yeterli olamamıştır.
hayatta en önemli şey evrimdir diyen zihniyetin meraklarıdır.
sen önce sıcak suyla soğuk su karışınca nasıl ılık su olur onu bir anla, beşinci boyutta iki nokta arasındaki mesafe ölçümlerine matematikte bir bak, onu bir zihninde canlandır, noktayı, doğruyu, düzlemi zihninde canlandırmayı becer, en basitinden bir hücre yapmaya çalış... bunları denerken ne denli kısıtlı bir zekan olduğunu, insanoğlu olarak acizliğini bir anla. en temel sorulara bile cevap veremezken aklının ermeyeceği işlere fazla bulaşma, haddini bil. çünkü ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
'şunu anlamadım, bu nasıl olur' diye sorarken şöyle bir şeyi de aklına getir: daha önce yemediğin bir meyvenin tadını sana atlatabilir miyiz? insan evladı görmediği şeyi aklında canlandırmaktan aciz değil mi? kendin cevabı vermişsin de daha ne cevap bekliyorsun ki?
evrim vardır ya da yoktur. o kadar bilimsel bakış açısına sahipsin de bu konuda niye bu kadar kasıyorsun. cevabı içinde ara. bunun neden bu kadar önemli olduğunu bir düşün. çünkü sen bu cevabı bulmakla programlanmışsın. kafa patlatmaların bundan. neden 'bana ne' deyip kenarda oturamıyorsun ey insanoğlu.
insan ırkı daha neden büyüdüğünü bile bilmezken neden böyle işlere el atarda kendini maskara eder ki?