evrim teorisi ve din birbirine düşman mı diye incelemeden önce bazı şeyleri bilmemiz gerekir; dinler ya da din kitapları toplumlara ahlaki öğütler veren felsefi kurumlardır. eğer böyle bakacak olursak evrim teorisi ile dinlerin birbirine karşıt olduğunu söylemek imkansız olur. çünkü evrim teorisi bilimin konusu iken dinler felsefe alanına girmektedir.
peki bizler evrim teorisindeki yaratılma sürecini tesadüf olarak algılarsak ne olur? işte o zaman din ve evrim karşı karşıya gelir ve yaratılma meselesi tesadüf müdür, yoksa bilinçli midir sorunsalı ortaya çıkar. yani evrim dine karşı kapsam olarak hale gelir.
evrim ve dini karşı karşıya getiren şey evrim felsefesidir. evrim felsefesi, evrimin tesadüfler sonucu olduğunu söyler. evrim felsefesinin bir başka adı da darwinizim'dir. evrim teorisi ise evrim felsefesi ile ilgilenmez, evrimi araştırır. yani bu karşıtlık sorunsalı baktığımız açıya karşı değişebilir.
iki taraftan da pek çok işinin mütehassısı zatın sorguladığı soru(n). Her şeyden önce din ve bilimin kapsamını, inceleme alanlarını bilmekte fayda var. Evrim Teorisini Lamarck'dan Darwin'e, Huxley'e en nihayetinde günümüze kadar tartıştığı konuları biliyoruz. ve fakat işin ilginç tarafı gerek islam dünyasında gerekse hristiyan dünyada pek çok tanrı merkezci evrimcilerin çıkmasıdır. Bunu Darwin'den bir etkilenme, ya da ona karşı uydurulmuş bir savunma anlayışı olarak anlayabiliriz. Ama mezkur düşünceyi savunanlar Darwin'den yüzyıllar önce yaşamışlar. mesela ibn-i miskeveyh ve ibn-i Haldun bu düşünceyi açık açık savunmuşlardır. Ha bunların düşüncelerini de Yunan'a dayandıranlar var o ayrı. Darwin sonrasında da bu anlayışlar varlığını sürdürmüş. Henri Bergson mesela. Malum, Bergson'nun 'l'évolution créatrice' ile temellendirdiği bir 'evrim yorumu ' var. islam dünyasında da mesela Ali Şeriati durmadan adem meseli üzerinden bir evrim anlayışı geliştirir ve bunu vurgular. daha da ileri gider evrenin bu temel üzerine işlediğini söyler. Aslında bakılırsa Kun fe yekun ayeti islam'da ayeti islam'da bir 'yaratıcı evrim' anlayışının olduğunu söylemeye imkan veriyor ( ayetin meal ve tefsiri için M.islamoğlu mealine bakılabilir.) Ama her ne olursa olsun din ile bilim arasındaki temel farklar bizi bu iki evreni algılama biçiminin uzlaştırılamaz olduğunu gösteriyor. Ölümü beklemekten başka bir çaresi de kalmıyor insanın.