sadece bir teoriden ibarettir. bilim doğruları bulmaya çalışırken alınan yolda yapılan hataların bütünüdür. en son raddede bile bilim için bir adım ilerisi var diye düşünür insan. düşünmek bir tek bize mahsus ama bir yaratıcı olduğu inancında olmak ya da hayır yok demekte tamamen kendimize ait. çok fazla dalarsan sıyırırsın! tüm kainatın sırrı çözülecek diye de bir kaide duymadım, yoktur da.
edit: mevzuya tanım getirelim de tam olsun.
tanım: insan evladı durumudur, normaldir, olabilir.
tamda darwinin istediği hadise. adamın kendisi de biliyodu zaten evrimin bi fiyasko olduğunu. bu fiyaskoyu örtbas etmek için cahil kesimi kullandı onları maymun etti. walla zekice. helal olsun.
yoktur böyle bir şey. ha diyorsan, kanıtlarla, araştırmalarla, deneylerle, genetikle, bilimsel makalelerle konuşan binlerce bilim adamına maymun diyorsun ki bu adamların söyledikleri dedemin dedesinin dedesinin dedesi bacısını sikmiş, ondan çoğalmışız demekten daha edeplidir bence.
en güzel örneği yiğit bulut'un habertürk'teki evrim tartışılan programında yaşanmıştır. evrimi savunan bir gazeteci "canlılığa bir kutsaliyet atfetmeyin. canlı ve cansız maddeler arasında o kadar fark yok." gibi bir cümle kurmuştu.
maymundan geldiğini iddia eden komik zihniyetin sonunda gelebileceği durumdur.
hücrenin içi su dolu bir baloncuk olarak görüldüğü darwin döneminden 200 yıl geçti. bugünkü mikroskoplar ile quark'ları bile çözümleyebiliyorlar.
darwin'in "eğer teorim doğru ise, türleri birbirine bağlayan sayısız ara geçiş çeşitleri mutlaka yaşamış olmalıdır. bunların yaşamış olduklarının kanıtları da sadece fosil kalıntıları arasında bulunabilir. (türlerin kökeni syf 179) sözünden yıllaaaar geçmiş. ama darwin'in iddia ettiği gibi abudik gubidik ara geçiş formlarına hala rastlanmamıştır.
evrimciler mutasyona sığınmış ve bu şekilde evrimleşme olduğunu iddia etmişlerdir. fakat ne hazindir ki hiç bir yararlı mutasyon örneği verememişlerdir. hiç bir yararlı örneği bulunmayan mutasyonunda ah dur şuraya güzel bir sağ göz yaptım dur şuraya da bir tane sol göz kondurayım aman simetriyi şaşırmayım demediği aşikardır. yararlı mutasyon örneği verebilir misiniz sorusuyla muhattap olan richard dawkins'in 17 saniye havalara baktığı güzel videoyu ise sona sakladım.
baktılar bir şey bulamıyorlar. e ne yapsınlar. yapsınlar! yaptılar da, piltdown adamı diye bir şey yaptılar mesela. tarihin en büyük sahtekarlıklarından biridir bu. yıllarca müzede ara geçiş formu olarak sergilendi. fakat sonra bunun insan kafatası ve orangutan çenesinin yapıştırılmış hali olduğu ortaya çıktı.
o da yetmedi mi? zulüm edelim o zaman dediler. ota benga isimli zavallı bir aborjini evinden aldılar, hayvanat bahçesine götürdüler. ara geçiş formu diye sergilediler. adam sonunda intihar etti.
yetmez mi? ernst haeckel bir güzellik yaptı, embriyoların çizimleriyle oynadı. ve evrim varmış gibi göstermeye çalıştı. yaptığı sahtekarlık ortaya çıkınca da "e herkes yapıyor ne var bunda" dedi.
sonra dediler ki sudan karaya geçiş var. ha pek. ama nedense bir suda yaşayan bir canlının akciğer yapısının karada bir kaç dakikadan daha fazla canlı kalmasına el vermeyeceğini ve 1 anda süpersonik bir şekilde kara yapısına uyum sağlaması gerektiğini düşünmediler. valla da düşünmüyorlar.
bir de dediler her şey tesadüf. deneyler yaptılar dediler ki paçavra ve buğday koyunca fare çıkıyor. * onu da geçtim haydi. yılllaaar geçti ve hala labovatuar ortamında tek bir amino asit, tek bir protein üretilemedi. şimdi çıkıpta klonlanma var gibi komik bir iddia gelmesin diye peşin cevap. klonlanma varolan canlı dnasından yapılır.
evet ne diyorduk, labovatuar ortamında tek bir protein üretilemedi. ama evrimciler tesadüfen çıktığını iddia ediyordu değil mi? o zaman matematik bilimcileri güzel bir araştırma yaptı ve bir proteinin tesadüfen meydana gelmesinin 10 üzeri 950 (yani 10 sayısının yanına 950 tane sıfır ekleyin) de 1 ihtimal olduğunu ortaya koydular.
bilimsellik deniliyor ya. asıl bilimsellik, bilimcilik bilimsel gelişmeleri takip etmektir. geçtiğimiz yüzyılın köhne ideolojilerine takılı kalmak değildir. bilimcilik demek bir şeyin yanlış olduğunun anlaşılmasıyla onu ekarte etmek ve yeni arayışlara girmektir.
bugün artık yapılan anketlerde sonuçları kesin olarak ortaya koyuyor. evrim ölmüş, gömmüşüz bir de üzerine toprak atıyoruz.
ama son sözü dawkins'e vermezsek olmaz;
yararlı mutasyon örneği verebilir misiniz sayın dawkins?
yaratilisa inanmayanlarin yaratilisa inananlari ikna etmek icin gosterdikleri cabanin algilanis bicimidir.
evrim denen sey zaten yazilmis cizilmis, internette, kitaplarda, surada burada duruyor. "ben yaratilisa inaniyorum", "bir guc var herseyi yaratti" diye dusunen kisi zaten o bilgiyi anlamak icin degil, curutmek icin okuyor. sen bir de ona ayni seyleri soyleyince elbette maymuna donuyorsun. birak, anlamayiversin o da. birak "bir guc bizi yaratti" diye bilsin, "he" de gecsin.
cunku yapamazsin; zaten kivrimlari bir yaraticiya gore fiziksel olarak degismis bir beyin oyle birden gozundeki din gozlugunu cikarip atamaz. bilim kisileri bunu ispatladi: adami sokuyorlar beyin tomografisine, "yaratici" dedigin zaman inanan kisilerin beyninin bir bolgesi sinyal veriyor, inanmayanlarin baska bolgesi. cerrahi olarak da incelendiginde inananlar ile inanmayanlarin beyinlerinin bir bolgesi digerine gore daha farkli. butun inananlarda olan bolum, inanmayanlarda yok. bu bolum erken yaslarda (blug cagi) gelismeye basliyor, ergenlik bittikten sonra belli bir forma giriyor, oyle kaliyor. degisir mi? evet, vucuttaki diger bir cok bolge gibi, kafada olan herhangi bir kemiklesmis dusunce gibi.
ancak kisinin kendi cabasiyla, kendi kendisine uzun bir muddet sorular sormasi, inancini test etmesi, ve buldugu cevaplari samimi olarak degerlendirmesiyle. oyle "evrimcilerin su seyini nasil curuturum" diye tipki muvekkilini savunan yada karsi tarafi mahkum ettirmeye calisan bir avukat gibi, her tur kelime oyunu, acik yakalama, bazi detaylari ve delilleri gormezden gelme, basit seylere hayali anlamlar yukleme yada abartma, ve juriye oynama aktivetelerine sarmis bir kisi kendi kendisini zaten aradan cikarmistir. karsi tarafa "maymun" derse soylediklerini etkisiz kilacagini hesaplar; tribune oynar.
birak maymunluk etme bunlara; beyinleri erken yasta deforme olmus, bir seyin nasil oldugunu bilmedikleri zaman kisaca "bilmiyorum" diyecek oz guvenleri olmadigi icin bos kalan yerleri masal ile doldurmayi tercih ediyorlar. aslinda tercih de etmiyorlar, o bicim degistirmis beyin lobu oyle komut veriyor, onlar da caresiz boyun egiyorlar. merak ederlerse ogrenirler, ogrenmezlerse oyle giderler.
türkiye'de başını adnan oktarın çektiği bir kaç yaratılışçı bilim adamı*akıllı tasarım diye bir şey ortaya attılar, ama maalesef hipotezden öteye geçemedi bu konu. çünkü akıllı tasarımı en baştan bir tanrı varmış gibi düşünerek yaptılar. bilim ispat ister, kuran dediler, kuranı ispatla dedik, peygamber dediler, peygamberi ispatla be insan evladı dedik, allah dediler... ama o son soruyu sorduğumuzda, cevapları bir maymun verse yadırganmazdı. ağaçta allah yazıyor, bal peteğinde allah yazıyor vs. yalanları. ki petek muhabbetinin de aslı ortaya çıkıyor, el ile petek üstünde oynandığıyla ilgili. akıllı tasarımın kitabına baktınızmı bilmiyorum, hani şu meşhur tasarımı resimli anlatan.. eski böceklerle, şimdiki böcekleri karşılaştırıp tıpatıp aynı olduğunu savunuyor bu bilim insanı.* ama gel gelelim ki böcek resmi bulamamış olsa gerek, kancalı bir balık yemi resmi koymuş. kurbağa demiş, oyuncak kurbağa resmi koymuş... ne diyelim sevgili arkadaşım günümüz insanlarını görünce insanın maymun olası gelmiyor değil hani. *
