Ayrıca kendimi salak gibi hissetmeme neden olan hadisedir. "oturup iyi niyetle kime neyi açıklamaya çalışıyorsun?, aptal mısın?" sorusu beynimi kurcalamaktadır.
evet.. bilimsel gerçeklere dayanan bir yazıya "içinden de kimbilir diyordur ki vay be ne kadar da kültürlüyüm lan yıktım geçirdim ortalığı, blablabla" şeklinde saçma sapan bir tespitle yaklaşan insana birşey anlatmak sanırım benim gerizekalılığımdı..
yalnız sorarlar adama, sen kim oluyorsun da bana " allahın kelamı kuran-ı kerime ve peygamberlere inanmayan imanı zayıf, inançsız insan" diyorsun diye.
bu kadar inançlı bir insanın başka birisinin inancına dil uzatması cehennemin hangi çukuruna layık bir harekettir, onu da tanrıya bırakmak lazımdır..
evrim teorisini s.ktiredelim kısa bir süre için. ironi diye birşey vardı değil mi bu gezegende? hani istemeden sebep olunanından..?
evrim hakkında bilgisi olan ama bu bilgileri harun yahya ve tayfasından almayan, önyargılardan uzak ve tabularını yıkmak yolunda büyükadım olan insandır., sadece sözlükte bile bu konu ile ilgili yazılan onlarca yazıyı okumuş ağabeylerinden duyduğu sözlerle değil bilimsel verileri inceleyerek konuşan insandır.
efendim inanır veya inanmaz tamamen kendisini bağlar. lakin bunun bilimsel ispatının olduğunu iddia etmek o kişinin aslında inandığı şeyi tam olarak araştırmadan ve yanlı yayınlardan okuyarak ve dinleyerek öğrendiğini gösterir.
hoş inanıp inanmaması her halükarda kendini bağlar hiç kimse de birey olarak bilimsel bir gerçeğe inanmak zorunda değil zaten. amma velakin evrim teorisini bilimsel anlamda mutlak doğru olarak kabul etmek bilimin özüne aykırıdır ve kendi içinde çıkmazlara sürüklenmesine neden olur.
eğer ki bir olguyu bilimsellik çatısı altında inceleyeceksek onu dogmatik bir yapıya sıkıştırmadan tamamen özgür bırakarak incelemeli ve öyle tartışmalıyız.
yok efendim ben bunu bilimsel açıdan incelemek istemiyorum bu felsefi bir olgudur diyorsanız buyrun savunduğunuz şeyin etrafına duvarlarınızı örüp mutlu mesut yaşayın.
açıkçası evrim teorisine inanıp inanılmaması çok ta umrumda değil lakin kalkıp ta "hey siz inanmayanlar salaksızın olum siz bak bilimsel lan bilimsel hala mı kabul etmiyon gerizekalııı" şeklinde hezeyanlarla sağa sola saldırılıyorsa o zaman orada dur bakalım demek düşer. en azından kendi özel alanıma girdiği anda bunu derim.
hem ne diyoruz hiçkimsenin inancına müdahele edilmeden herkes istediğine inanabilmeli ama karşısındakinin inancına da saygı gösterebilmeli.
"adı üstünde bak teori yani doğru değil" diyenlere "senin inandığının adı da yaratılış teorisidir" şeklinde cevap veren, kendisine öğretilene değil, kendi araştırıp öğrendiğine inanan tapılası zihniyettir.
bilimin ne olduğunu anlayabilmiş, bilimi idrak edip özümseyebilmiş bünyelerdir... çocukların bile inanmadığı alternatif türeyiş methodlarına gülüp geçebilen eli öpülesi insalardandır.
evrim bir inançtan öte, bilimin bir aynasıdır. öncelikle bir biyolojik evrim vardır. bu charles darwin'in teorilerinden biridir. diğer anlamda bir de evrenin evrimleşmesi var fakat onu burada açıklamaya gerek görmüyorum zira konuşulan konu bu değil. bir yanlışlığı düzeltmekte fayda var, organların körelmesi teorisini ortaya atan lamarck'tır. charles darwin ise bunun yanlış olduğunu ispat etmiş ve evrimi geliştirmiştir. şimdi bilimadamları bu görüşe karşı çıkabileceği, geliştirebilir. işte daha evvel yazdığım bir entry gene koyacam buraya. evrimle ilgili bir açıklama.
--spoiler--
öncellikle kötüleneceğini bile bile bu entryi giriyorum ama belli mi olur belki bir kaç mantıklı insan çıkarda kara cahilliklerinden vazgeçerler. şimdilik şunda anlaşalım bilim tanrıyı araştırmaz, varlığını yokluğunu ispat etmek için çaba harcamaz. buna bilinmezcilik denir ve bilim yalnızca bu evren üzerindeki olguları ispat etmeye çalışır. aksi halde bilimin metafizikten farkı kalmazdı ya da newton'un teorilerindeki gibi mekanikleşirdi. fakat bunlardan hiç biri değildir bilim. şimdilik bunu anlamaya çalışalım.
evrim teorisine gelicek olursak; sanıldığı gibi evrim teorisinde insanların maymunlardan geldiği söylenmemektedir. sadece insanlarla maymunların ortak birer ataları vardır; primatlar. onun içinde gidip aynaya bakmaya gerek yoktur, anlayamazsınız aynaya bakmayla. görüldüğü gibi insanlarla maymunların ataları ortaktır yalnızca bunlar 40 milyon yıl önce yaşamışlardır.
insanlarla maymunlarda olduğu gibi bütün türlerin birer ortak atası vardır. dünya üzerinde öncelikle "RNA" adı verilen tek zincirli moleküller ortaya çıktı. RNA tüm canlılarda ortaktır ve var olmak zorundadır. C,H,O ve N birleşiminden oluşur. daha sonra rna gelişerek çift zincirli DNA oluştu. bunlar uzun zaman sonra birleşerek kendilerini koruması için gerekli olan bir kalkan inşa ettiler. buna hücre zarı denilecekti ve bununla beraber bu hücremsi yapı bir takım kimyasal tepkimeler vermeye ve sentez işlemleri yapmaya başlamıştı bile. ve bilinen ilk hücreler ortaya çıktı. o kadar ilkellerdi ki yalnızca kimyasal tepkimelerden oluşmaktalardı. daha sonra hücreler kendi aralarında birleşerek çok hücreli canlılar oluşturmaya başladılar. bunlarla beraber omurgasız türler ortaya çıktı. bunların bir takımı karaya çıktılar ve omurgalı türler ortaya çıktı sonra dinazorlar falan filan işte. tabi bir takımıda suda gelişti omurgalıların. kısaca hikayesi budur evrim teorisinin.
evrim teorisini oluşturan lamarck'tır. daha sonra bunu geliştiren ise darwindir. darwin lamarck'ın bazı görüşlerinide reddetmiştir. ona göre evrim şansla olmamaktaydı. belli ortam şartlarının oluşması gerekmektedir. ve doğada güçlü olan tür güçsüzü ezer ve güçlü olan tür yaşar. güçsüz ise ya yok olur ya da bir şekilde evrilir.
şimdide bu evrilmenin çok düşük bir ihtimal iddialarına gelelim. evet çok düşüktür. 1/10 üzeri 960 bir ihtimal bile olabilir, tamamen uyduruyorum şuan rakamı. fakat bazı sivri zekalılar çıkıp "yahu kardeşim işte çok düşük ihtimalli 0 işte demekki" diyor. ben de diyorum ki onlara " yahu kardeşim sanki 1/n gibi bir dizinin sonsuza giderken ki limitini alıyorsun da n 0'a yakınsıyor işte o yüzden olma ihtimali 0'dır diyorsun" derim. bunca matematik okumuş kişi bilir ki bir olasılığın olma ihtimali çok düşükte olsa olma ihtimali vardır. zaten olasılık hesabıda 1 ile 0 aralığında yapılabilir yani en fazla olma ihtimali 1'dir. o zaman neden bu kadar kasıyorlar anlayamıyorum bunların olma ihtimali olma çok düşük diye.
ayrıca teori olmasının nedeni bazı sorulara cevap verememesidir. fakat bunun nedeni dünyanın bazı dönemlerinin hala bilinememesidir. ancak yeni kanıtlar bulundukça ispat edilebilir. bu tıpkı big bang gibidir. bing bang'de ispat edilememiştir hala matematiksel hataları vardur, fakat teori denmemektedir. çünkü neden? bu arkadaşlarımızın işlerine gelmemektedir. bilimi dini konuulara alet etmek istemekdirler. fakat bilim bir ideolojinin yansıması için değildir, yalnızca insanlık içindir.
toparlamak gerekirse; insanlar maymunlardan gelmemiştir, ortak bir atadan gelmişlerdir. yani bilip bilmeden konuşmayalım değil mi arkadaşlar?
--spoiler--
doğal seleksiyonun teori değil, kanun(evet, the law of natural selection denir gavuristanda kendilerine) olduğunu bilen zihniyettir. tanrıya illa ki inanmaması gerekmeyen, inanıyorsa "hmmm, şuraya bi kartal koyuyum, şuraya bi inek, aa bak şuraya da zebra, hmmm" diye mallıklar(bazılarının inanmalarını istediği gibi) yapabileceğine inanası gelmeyen zihniyettir. böylelikle iki yaygın kanıyı çürütmüş olduk.(ee hep sizin efendileriniz mi bu çürütme kelimesini olur olmaz, bilmeden ve bol keseden kullanacak, biraz da biz kullanalım, değil mi?)
evrim teorisinin çürütülemediğini aksine gün be gün güçlenip "pozitif bilim" ile uğraşan çevreler tarafından desteklendiğini bilen badem bıyıklı, kolormatik gözlüklü olmaya, sandalet altına çorap giymeyen akıllı zihniyettir.
cehalet kötü. bilim size femdeki ezik biyoloji hocalarının öğrettiği gibi değil.
sorularına cevap bulamayan zihniyettir. yeri gelir dinci kesilenler koca kainatın hz adem ve ailesi arasındaki ensest ilişki ile mi türediğine bir türlü cevap veremezler. bu cevabı alamayanlarda evrim teorisine inanır. çünkü islam'da ensest ilişkinin yeri yoktur ama bir yandan da insanlığın türemesi konusunda mantık hatası içerir.