yirmilik dişlerin çıkmasıyla nesilden nesile küçülen çenenin bu dişleri almayarak envai çeşit ağrıya sebep olmasının altında yatan sebep gibi görünmekte olan teori.
darwin teorisini tam manasıyla oluşturmadan önce araştırma yapmaya başlamış, bu esnada bir çok bilim adamının kitabını okumuş ve hatta onlarla da mektuplaşmıştı da. * kendisi aynı zamanda yemek yemeyi çok seven değişik tadlar arayan bir insandı *. hem yeni tadlar denemek hem de araştırma yapmak için gemilerle yolculuklara başlamış, hem ziyaret hem ticaret diyerekten her gittigi yerde yeni yemekler yeni tadlar denemiş, bu esnada da araştırmalarına devam etmişti. kendisi en son gezisinden döndüğünde artık bir çok yemek denemiş ve bir çok araştırma yapmış haldeydi. yalnız bu arsız damak zevki darwine çok pahalıya mal olmuştu, çünkü son gezisinin akabinde bir kusma hastalığı başlamış ve bu hastalık ölümüne dek sürmüştü hatta bu yüzden öldüğü de söylenir onu bilemiyorum.*yani darwin türlerin kökeni adlı kitabını yazarken sürekli kusmustu*
aslında teorisi en başta çok kale alınacak bir teori değildi kendisi de bunun farkındaydı, hatta kendi teorisini kendisi de eleştirmeyi ihmal etmemişti, ama her ne hikmetse teori siyasilerin ve burjuvanın desteğini alınca bi anda populerlik kazandı. materyalist felsefeye sahip bilim adamlarının teoriyi ispatlamak adına giriştiği çabalar da cabasıydı.
darwin'in kitabını yayınladığı zamanların avrupalı devletlerin sömürge zihniyetinin tavan yaptığı döneme dek gelmesi de ilginçtir. avrupalı devletler evrim teorisini göstererek sömürdükleri yerlerdeki insanların ara form olduğunu iddia ediyorlardı. hatta kiliseden bu insanların köle olarak kullanılabileceği yönünde de fetva bile almışlardı. velhasıl kelam 150 yıl politik desteğini arkasına alarak evrimleşen evrim teorisini kucumsememek lazım ama büyütmemek de lazım çünkü 1990 lara kadar evrim teorisini eleştiren alternatif bir bilimsel teori ortaya atılmamıştı. 90 yıllarda behe akıllı tasarım adıyla bilinen teorisini ortaya attı, ama zamanın evrim teorisyenleri tarafından (hala da devam etmektedir) şiddetle eleştirildi. akıllı tasarımın önermeleri mantıksız değildi ama gizliden gizliye bir tanrının varlığını kabul etmesi evrim teorisyenlerini çılgına çeviriyordu. akıllı tasarım teorisi en başta bilim camiasından aradığı desteği bulamadı teoriyi destekleyenler muhafazar kesim ve kiliselerdi. bush iktidarının başa geçmesiyle birlikte aradığı siyası desteği de bulmuş oldu. şu anda akıllı tasarım teorisi evrim teorisine en ciddi eleştiriler getiren teoridir.
yalnız hem akıllı tasarım hem de evrim teorisi ideolojik tabanlı bilimsel teorilerdir.
biz işimize bakalım.
bu arada
evrim teorisinin ideoloji olduğunun göstergesi için bkz:
"insan maymundan geldiyse, neden hala maymunlar var?" esprili sorusunun ortaya cıkısını saglayan, en az sözde ermeni soykırımı kadar safsata olan ve darwin'in bomboş bir iş de olsa hayatta başarılı oldugu nacizane konu.
- oleyyy, heyooo, lorkee
+ noluyo lan burda
- evrim geçirdik, artık insan olduk.
* taze muz buldum, gidip toplayalım mı ismail?
+ sktr, muna kodumun maymunu!
charles darwin in türlerin kökeni kitabında kanıtlamaya çalıştığı olgu. her geçen gün bulunan fosiller ve devam eden araştırmalar sayesinde gelişmektedir. bu gelişmeleri kuran yazmıyor, incil bahsetmemiş ya da benim dedem maymun değil gibi oldukça yüzeysel fikirlerle çürütmeye çalışmak yararsızdır. çünkü kuran incil ya da maymun evrimin sadece rolleridir. 1500 sene önce mağarada vahiy almak kutsal ve erişilemezken şimdilerde uzayın derinliklerini araştırmak peşindedir insanoğlu. bu bakımdan evrim doğanın en gelişmiş devinim aracıdır. yanlış olduğu veya olabileceği sadece ilahi dinlerin kutsal saydığı kitaplar ya da bunları kullanarak fikir edinen insanlar tarafından kabul edilmektedir. aksine bilim tarafından gayet savunulan ve geliştirilen bir hal almıştır. kavram olarak sürekli devinim halinde olmak anlamında düşünülebilir. evrim bir ders değil bir sonuçtur fakat bu sonuç kendisinden sonra kurallar koymaz sadece yoluna devam eder. yolu da önceden belirlenemez ve kestirilemez.
bütünüyle olmamakla birlikte kabul edilebilecek teoridir.zira darwin büyük bir hata yapıp evrimin yönünün tam tersini savunmuştur.maymundan insana geçiş süreci aslında insandan maymuna [hayvana] olarak değiştirilmelidir.günümüzde örneklerine sıklıkla rastlanır
insanların var oluşundan milyonlarca, milyonlarca yıl önce Pangea isimli "tek kıta" parçalara ayrıldı ve yine insanların var oluşundan milyonlarca, milyonlarca sene önce günümüz dünyasının haritada gördüğümüz haline dönüştü.
ilginç olan şudur ki, Avustralya, madagaskar, yeni zelanda, yeni gine ve daha bir çok adada, bugünkü yerlilerin atalarına ait iskeletler, fosiller bulunmuştur. Örneğin
1- "avustralya yerlileri olan aborjinler'in ataları koskoca denizi aşıp Avustralya kıtasına nasıl varabilmişlerdir? Yüzbin sene önce gemi yapmayı öğrendilerse, şimdi hala ellerinde mızrakla nasıl dolaşıyorlar?"
2- "Yoksa hiç geçmemiş, hep orda mı var olmuşlardır?"
Hangisinin mantıklı geldiğini sorgulayarak düşünmek gerekir. Hem de dogmalara, saplantı fikirlere bağlı kalmadan...
en yanlış anlaşılan tarafı insanların atası maymundur ki türlerin kökenini okuyan yada bilimle ufak bi şekilde ilgilenen insan darwinist yaklaşımda insanla maymunun atası ortaktır denilmesi daha doğru olur.
Efendim görülüyor ki, evrim hakkında yorum yapmak, doğruluğu üzerinde tartışmak ve dalga geçmek için öncelikle bilimin ne olduğu, daha sonra da evrimin ne olduğu bilinmelidir.
Öncelikle bilimin mutlak, sabit ve kesin olduğu bir yanılgıdır. Bilimsel yollarla ulaşılan doğrular mutlak değildir, değişebilirdir. Bilimin bize \"doğru\" olarak öne sürdükleri sadece doğru farzedilmiş bilgilerdir, aksi ispatlanmamış olduğu için bu bilgileri kullanarak ilerlenir. Bilimin ilgilendiği konularda \"tamam doğruyu bulduk, buraya kadarmış\" diye bir anlayış söz konusu olamaz. Bazı kaynaklardan gelen bilgilerin kesin doğrular olduğunu savunmak, bu doğrular da bilimsel yollarla desteklenemeyecek duruma geçildiğinde ise bu -sözde- doğruları doğaüstü güölerle ilişkilendirmek bilimin işi değildir. Yaratılışla ilgili konuların uzaktan yakıdan bilimsellikle ilgili olmamasının nedeni,yukarıda açıklanan değerlendirmelerle ters düşmesi, sabit doğru kabul edilmesi ve deneye tabi tutulamamasıdır.
Konunun dağılma ihtimaline karşı bilimsel yolu açıklayalım.
\"1. Evrendeki bir fenomenin gözlemlenmesi
2. Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi
3. Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması
4. Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması
5. (3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney arasında tutarsızlık kalmayana kadar tekrarlanması\" *
Bunları göz önünde bulundurduğumuzda, yaratılış daha 2. basamağa anca gelirken, evrim bu yöntem ile geliştirilmiş ve çoktan belli güvenilirliğe sahip olmuştur.
Bilimin özüne yönelik bu kadar göz gezdirmekten sonra evrim teorisiin ne olduğuna gelelim;
Canlılığın başlaması için ortamda mutlaka organizmayı oluşturup ona yaşam alanı sağlayacak bazı öğelerin bulunması gerekir. bunlar; sıcaklık (enerji), su, karbon, hidrojen, azot, fosfor ve oksijedir. Bu öğeler amino asitleri ve canlı yapı taşları olan proteinleri oluşturmak durumundadır. Bilime düşen ise zaten dünyada mevcut olan bu maddelerin nasıl birleştiği hakkında düşünmektir ve işini de zaten yapıyordur. Bir deneye göre yeterli ve güçlü bir enerji kaynağının bu organik moleküllerin bireleşmesini sağladığı ispatlanmıştır*. Fakat tabii ki bilimsel olmak gerekirse bu kesin gerçek olarak kabul edilmiyordur. Yaşamın temelinin uzayaki farklı bir ortamndan dünyaya taşınmış olabileceği de ihtimaller dahilindedir. Uzaydan gelen parçacıklar arasında tonlarca organik madde de yer alıyordur.
Evrimim mekanizmaları:
Evrilmenin gerçekleşmesi için öncelikle iki temel süreç lazımdır. Bir tanesi genetik çeşitlili sağlayıcı mekanizmalar, diğeri de ortama uyum sağlayıp sağlayamama durumuna göre \"temizlik\" görevini yapacak mekanizmalardır.
GEnetik çeşitliliği sağlayan bir mekanizma mutasyonlardır; Çoğu mutasyon organizmaya zarar verir ve bir çoğu da sadece kendi organizmasına etki eecek özelliklere sahiptir, özelliklerin taşınmasına el vermez. Fakat özellikle karmaşık yapıdaki canlılarda basitlerinkinden çok daha az da görülse yararlı mutasyonlar da vardır.
Çeşitliliğin sağlanmasından sonra ise kimin soyunu devam ettireceğini belirleyen ve tabii ki bilinçsiz olan doğal seçilim devreye girer. Genetik özellikleri ortama ayak uydurabilmesi yönünde avantaj sağlayanlar hayatta kalır, diğerleri yok olur.
senin atalarin maymun degil tek hucrelilerdi dedirten teoridir cunku bu teoriden sonra billim adamlarinin calismalarina gore ** dunyada ilk once tek hucreliler vardi.maymunlarin suan evrim gecirmemesine gelince evrimin bir kac bin yilda degil de milyonlarca yilda gerceklesmesidir
ne yani lan ben atam tek hucreliler miydi
ewt cnm yuzeysel bir bakis acisina gore oyle **
Hakkında çok bilgili yazar arkadaşların nedense yaratilis başlığı altında gıkı çıkmadığı başlıktır. Bu kişiler evrimin hala "maymundan gelmek" olduğunu sanırlar.
kafası çalışan aklı başında hiç bir bilim adamının inkar etmediği teori. aklı sıra evrimi çürütenlerin çoğunun bu konuyla ilgisiz kişiler olması da komiktir. bugün tartışılan evrimin olup olmadığı değil işleyişidir.hala bilinmeyen şeyler olsa da dün bilmediklerimizi bugün biliyoruz, bugün bilmediklerimizi yarın bileceğiz. darwin bir patika açmış, bilim de onu otobana çevirmiştir.
isteyen herkesin ataları dedeleri nineleri vs vs gelmişi geçmişi maymun olsun benımkıler değil dediğim ve karanlıkta kalmadan bunları söyleyebildiğim saçma teori.
Evrim karşıtı üstün zekalıların bazıları * şu tarz bir düşünce sistemi içindelerdir.
Öncelikle maddesel evrenin olmadığını ileri sürerler, onlara göre herşey bir sanrı gibidir, madde yoktur.
Bundan sonra da o olmayan maddesel kaynaklarlarla evrimin olamayacağını kanıtlamaya çalışırlar; genellikle bir anti tez şeklinde değil "bu kadar karmaşık şey nasıl olabilir" şeklinde itirazlardır bunlar.
Yahu, önce madde yoktur diyosun, sonra da maddeleri kullanıp ispat yapıyorsun*. Çok mu akıllısın? Herkesi senin müritlerin gibi süperzeki mı sanıyorsun? diye sordurtuyor insana.
bu saçmalığa ınananlara yoksa sizin hala harun yahya dan haberiniz yokmu denesi durum.
evrim teorisinin bir uydurmacadan ibaret olduğunu gözümüze sokmaktadır harun yahya.