güçsüz ve yaşlı arılar, kraliçe dahi olsalar kovandan atılırlar. bu gözlemsel bir gerçektir. doğal seleksiyon diyelim buna. mesele arı'nın, zayıf ve güçsüz olanı, değer üretemeyeni kovandan atması gerekliliğini nasıl bildiği ve bunun bilimsel olarak açıklanıp açıklanamayacağı. içgüdüsel olgular bilimle açıklanamaz.
doğal seçilim ingilizce adıyla '' naturel selection '''in açıklamasıdır.
doğa kendine en uygun hayvanı seçer veya buna mevcut hayvanları zorlar.
canlılığın görüldüğü son 2.5 milyar yıldır dünya'da sürekli değişiklikler olmaktadır ve bu değişiklikler canlıları değişime zorlamaktadır.
örneğin; dinozor çağında atmosferde %33 oranında oksijen vardır bu oksijen oranı günümüzde olmuş olsaydı bir çok canlı yok olacaktır fakat ufak değişikler ve bu değişikliklerin zamana yayılmasıyla her kuşak çevreye daha büyük bir adaptasyonla doğar aynı türden adapte olamayanlar ölür en iyiler hayatta kalır bu doğal seçilime milyonlarca örnekten bir tanesidir.
evrim daha doğrusu bilim yaşamın başlangıcı için ''adem ve havva'' ya da daha farklı bir teolojik bir açıklama getirmesi durumunda objektiflikten söz edemez asıl. bilimsel yasaların tek dayanağı deneyler ve gözlemlerdir; ne kadar mantıklı olursa olsun bunlarla kanıtlanamayacak veya gözlenlenemeyecek bir şey bilimsel olmayacağı için ''tanrı'' kavramı bilim de yer almaz, bilimin doğasına aykırı olur. yaratıcı kavramı girdiği vakit bilim olmaz; felsefe olur, inanç olur. ''objektifliği kaybetme'' gibi bir şey olamaz.
ayrıca yaşamın başlangıcını açıklama gibi bir amacı olmadığı için evrim eleştirilemez.