evrim eleştirisi için örülmeye çalışılmış mantık örgüsüdür. zorlama ve sürekli bir ilahi ilk nedene gitme gayreti kendini gösterir.
bunun bir de "madem evrim var, birçok şey tesadüf, o zaman bir maymuna daktilo verelim ve tesadüfi olarak tuşlara bassın. sonunda da bir shakespeare eseri oluştursun" versiyonu vardır. şimdi ben bu konu üzerinden giderek birkaç kelam etmek isterim. hem içinde maymun da var, daha çekici olur.
evet, maymun önündeki daktilo taşlarına rastgele basarak 10 yılda bile mantıklı cümlelerden oluşan bir metin yazamaz. 100 yılda da yazamaz, 1000 yılda da milyon yılda da. iyi ama doğal seçilim faktörünü neden göz ardı ediyoruz? bu ilkesiz bir durum değil mi?
şimdi yeniden başlayalım. maymun tuşlara rastgele basar. ve bir makina(doğal seleksiyon) bu harf topluluklarından, mantıklı olanları ayıklar mantıksız olanları da eler. zaman ilerledikçe ayıklanan mantıklı sözcüklerle, gayet mantıklı cümleler oluşması yüksek olasılıktır. belki yine shakespeare eseri olmayacaktır ama ortakarar bir metin çıkacaktır ortaya. eğer bu zamanı milyon yıllarla ifade edilen bir hal ile düşünebilirsek(işte kafanızdaki saçmasapan soruların kaynağı böyle bir zaman dilimini algılayamamaktır) kesinlikle ve kesinlikle eninde sonunda bir shakespeare eseri oluşacaktır. lakin evrim karşıtları sürekli olarak kısa süreler içinde somut evrim örneği isterler. "neden şu anki maymunlar insan olmuyor? " gibi muazzam(!) zeka gerektiren sorularla evrimi köşeye sıkıştıran(!) bu arkadaşlara verilmesi gereken cevap basittir aslında: sağ elin neden hâlâ bir vajinaya dönüşmediyse, maymunlar da o yüzden hâlâ maymun şu anda. evrim, senin 70 -80 yıllık hayatında bu kadar derin bir örnekle görebileceğin bir süreç değil. sen 1000 yıl gibi bir zaman dilimini bile algılayamazken, milyonlarca yıl diye cümleye başlamak istemem ama evrim, milyonlarca yıllık süreçlerden bahseder. az biraz geniş düşünmek gerek. ve daha bilimsel.
sıçılmış makalemsi. arkadaşa önerim gitsin biyokimya, genetik vs. okusun ondan sonra konuşsun. iki kitap okumuş imam-hatip zırvaları yetti. zaten sadece kuranı isteyerek okuyan, kitap düşmanı, bilim karşıtı bok yiyen zihniyetten ne beklenir ki.
iddiaya yanıt verelim de kale boş sanmasınlar. buyur sevgili kardeşim hodri meydan. hangi hocan, büyücün, cincin varsa çağır ya da biz gidelim. yalnız lafı ortaya atıp kaçmak yok. büyüleyin beni. cinlerinizi salın üstüme. bak üye adım da maske değil gerçek. pat diye bulursunuz beni.
yıllar önce karabasandan bahsetmişti bir arkadaş. yatakta ekmek kırıntısı varmış da ondan basmış! amk ekmeğin tamamını yastığın altına koyup uyudum ama karabasan basmadı! sadece karıncalar vardı sabah uyandığımda. acaba neden bu cinli perili durumlar sadece inananların başına geliyor hiç düşünmüyor musunuz siz la.
zorunlu tanımın ardından unuttuğumuz bir şeyi ekleyelim. dünya, evren, canlılık tek bir anda ortaya çıkmadı. şartlar oluştukça basamaklar atlandı
haliyle tüm masalarda aynı anda düşeş gelmesine gerek yok. her masa zarı atar. düşeş gelen bir daha atmaz. atamayan da atana kadar devam eder. öyle ya da böyle, bir şekilde tüm masalar(isterse milyon masa olsun) bir gün düşeş atacaktır. öyle laf kalabalığı yaparak, gevezelikle tartışılmaz böyle konular. gerçi siz de haklısınız. elinizdeki argümanlar evrimle boy ölçüşemediğinden başka çare bulamıyorsunuz. neyse, kendinizi kandırma ayininizde başarılar hepinize.
daha üçüncü cümlede tanrıyı, bilim ve felsefeyle kanıtlama çabası olduğunu anlayıp bıraktığım yazı. eminim doğal seleksyonu sadece biyolojide var olan bir terim olarak bilen insan beyanıdır.
evreni kumar masasına ve olasılıklar hesabına yatıran din kafaların yarın bir gün doğada sonsuz ve sıfır gibi fantastik kavramların da peşine takılacağının işaretlerini veren komiklikler. kendi zihniyetinin kestirmeden "allah yaptı" diye pek bir kolaylıkla verdiği cevabı kabul edebilen bünyelerin evrim teorisinden evrenin sırlarının hesabını sorması, "kendi istediği gibi bir cevap" alamadığında ise ortalığa koku bombası atması operasyonudur. kendi kendinize "pek bir ince düşünülmüş, derin tespit yapmışım" modunda yarım yamalak zihniyetinize takdir bekleyebilirsiniz, ama bu savunduğunuz fikre fazladan bir saygınlık kazandırmaz.
çarpıtmayacaksın, bir insanın "acaba olabilir mi" diye fikir yürüttüğü, "görüş savunduğu" bir cümleyi, bir kitabı veya bir iddiayı tutup da "ateist evrimci cemaat" diye tasarladığın hayali bir cemaatin genel stratejik oyunları zannediyorsan bunun senin kafanda yaratılmış bir fantezi olduğunu bir zahmet farkedeceksin, önce okuduğunu anlayacaksın. bunları yapmadıktan sonra üstüne bir de, "vay benim kuran'ım dan bir ayeti buldular da çektiler de, bütünlüğünden kopardılar da" diye ağlarsan kimse yemez. bin kere söylendi; daha bu evrim'in e'si bile yokken kafir vardı ortada, aç kuran'ın yazıyor, adına sure bile var. kafirin işi senin dinini yıkmaktır, bu kadar basit.
bugüne kadar gel büyücüye gidelim sana büyü yaptıralım, şayet tanrı, şeytanlar, melekler, ruh gibi soyut kavramların ve bu soyut kavramların beslendiği tinselliklerin gerçekten hiçbiri aslında mevcut değilse ve uydurmaysa medyum-büyücü başarısız olacaktır. gel buyur ateist kardeşim.
dediğim hiçbir ateistin-dinsizin götü yemedi.
bakın öne sürdükleri argümanların ne olduğunu siktirediyorum. şuna eminim: götleri yemedi. tek kelimeyle götleri yemedi. ne inanmadıklarından, ne boş iş gördüklerinden. tek bir sebebi var: göt yememesi.
o yüzden bu insanlara karşı herhangi bir mantıksal ve ya bilimsel argüman oluşturarak haksız olduklarını-yanlış düşündüklerini anlatmak boştur. yani demem o ki bu insanlar ciddi anlamda köçek ve götlek. minik froydçuklar bunlar.
not:büyücü falan değilim hiçbir zaman hiçbir büyücüye gitmedim.
--
aylar sonra gelen edit: yukarıda yazdıklarımı eksik bulduğumdan editliyorum. çünkü şöyle bir şey sorulabilir: madem büyücü değilsin büyücüye de gitmedin o zaman nasıl bu kadar kesin konuşuyorsun? tanrı kitaba büyücüyü de büyünün gerçekliğini de yazmış arkadaşım. ve ben inanıyorum. bu kadar basit. şayet isterlerse bu inancı ateistler üzerinde deneyerek bizzat tecrübe edinebilirim demek istiyorum özetle. ama bana kalsa şart değil. yani illa tecrübe edinmem gerekmiyor.
