bağnazlığın, yobazlığın, şeriatçılığın habercisi olan maalesef tahmin ettiğim kadarıyla ülkemizde çoğunluğun sessiz kaldığı ya da desteklediği çağdışı istek. teori nedir? bilimsel önermeler sonucunda doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanabilir gözlemlere dayanan araştırma sonuçlarıdır. peki din nedir? din tamamen dogmalardan oluşmuş ve dogmaların dışına çıkmaması gereken ya da çıkamayan inanç sistemidir. ya nasıl bir zihniyet inanç sistemi ile düşünce sistemini karşılaştırıp, herşeyin gözlemekle doğrulunun ispatlanabileceği bir dünya sisteminde inanç değerlerini öne çıkarark varsayım yapabilir? bu çocuklar değil mi 80 den beri sadece okumaya gönderilen eğitim almayı aklının bi kenarında unutumuş, gelecekte bilim yuvası diye tabir edilen üniversitelere gidecek olan? peki kalkıp bilimle uzaktan yakından alakası olmayan bırakın kapsamayı kulu köpeği olmayı, yanına bile yaklaşamayan bir olguyu çocuk beynine kazıyacak kadar din fetişi olan bir zihniyet kapıya dayanmış bilimi çıkarın varsa yoksa... diyor. bırakın seçme şansı verin çocuklarımıza neyin ne olduğunu kendi yargılarıyla anlasın sonuca ulaşsın. 5 vakit namaz kılmasını bilen bir insanla yerine toplumu öne çıkaracak, refahı yükseltecek, insanlık için hizmet edeck bir insan mukayese edilebilir mi?nasıl olur bu? düzene ayak uydurarak. düzen ne? biimin önceliği! bütün cevherleri gömüyoruz. din diyor ki oku! şimdi de diyolar ki oku ama herşeyi değil! sen aptalsın herşeye kanarsın senin aklın ermez herşeyi biz biliriz,ulemalar.
bugün iran'da bile(evet, o iran!) evrim teorisi eğitim müfredatında gayet objektif bir şekilde anlatılırken inanılması güç bir istek. sanırım türkiye'nin bir an önce bilim düşmanı pislik yobazlara karşı sert bir eugenics politikası gütmesinin zamanının geldiğini göstermiştir.
evrim kabul etsekte,etmesekte,yalandır da desek,yetersizdir de,yersizdir de desek,imansızlıktır da desek,yahudilerin dünyayı elegeçirmek için yalanıdır da desek,ben maymun değilim de desek buz gibi bir gerçektir.
öncelikle çok duyduğum birşeye açıklık getirmeliyiz
insan maymundan evrilmemiştir
evrim bunu böyle söylemez
insansı maymunsu bir varlıktan evrimleşmiştir der
evrimde "maymunsu insansı canlı =maymun" önermesine göre
"ördek=dinazor" dur.
allah bilir ki dinazorların varlığınada inanmayanlarımız vardır.
düşünsene 12 15 metre boyunda beyinsiz yaratıklar olurmu hiç öyle saçma şey
sebep olarak "teori olduğundan ders kitaplarında işi ne" argümanını sunanlara, o zaman ışığın yapısı üstüne bölümlerin de çıkarılması gerektiğini söyleyerek yardımcı olmak ister şu deli gönül. değil mi ya, hala adamlar tam olarak bilmiyorlar, ışık parçacık yapıda mı yoksa dalga yapıda mı.. bilmiyor işte adamlar, bi de adları bilimadamı olacak, püü boyları devrilsin e mi..
yok efendim iki yapıya da uyuyormuş, lan çelişiyor işte birbiriyle, bu kadar saçma sapan bi şeye inanıyor işte bu bilimadamı tayfası.. yaa yaa..
bi de o limit hesapları falan da kaldırılmalı. ne öyle x sonsuza giderkenmiş, sonsuz diye bi şey mi var kardeşim.. sonsuz olursa allah'tan büyük olur. haşaaaa.. yok sonsuz falan, kaldırın lan o limit hesaplarını.
ışık konusuna gelince ışık allah katından gelen nurdur dersiniz, x de arşa giderken limit alırsınız çok sıkışırsanız. bak ne güzel sentezledim iki dakikada, bütün o bilimadamları salak zaten, biz hepsinden akıllıyız.. evet evet öyleyiz.
kafa kurcalayıcı entry.aslında her ne kadar dinozorların semavi din kitaplarında yer almayı$ı sorgulanmasa bile ,her türlü dogmatik öğretinin insan beynini ne hale getirebileceği ortadadır denilesi entry.Oysa , evrim teorisi doğruysa , bu yine de bir yaratıcının var olmadığını asla göstermez.eğer ya$am suda ba$layıp , amfibik olup , kanatlanıp... , çevreye uyum sağlayarak devam ettiyse bile : şu soru sorulamaz mı:yaşam suda nasıl başladı? mikroorganizmalar ise , mikroorganizmalar nasıl oldu? gibi....evet.bu nasıllar bizi yaratıcı gücün varlığına götürebilir.ve fakat evrim teorisi doğruysa da , bize yaratıcı güç tarafından gönderildiği iddia edilen kitaplar doğru değildir o zaman. ki evrim teorisiyle , yaradılışçıların çatışması da burada başlar.
her şeye rağmen , her türlü görüşü okumak , ve hatta karşısında olsan bile okutmak , tartışmak fikrimce doğrudur. bu konuda kısa bir anekdot ;
Voltaire ateist olduğu halde masasında daima bir incil bulunurmuş.Nedenini soranlara yanıtı şu olurmuş:iyi bir avukat , karşı tarafın görüşlerini daima göz önünde bulundurmalıdır.
karşı görüşler okunmalıdır.beyin gelişimi için inanılmaz bir fırsattır.eğer ateistsen kur'an okumalısın , inançlı isen evrim teorisini , ateizmi okumalısın.hegel , marx , incil , tevrat okumalısın.
beyin bütün organlar içindeki en değerli organ ise onu çalıştırıp geliştir.ona hep ağırlık çalıştırır ama koşu , yüzme yaptırmazsan beynin kas yapar.kas kafalı * olursun.elastiklik kazanmaz.**
orta çağ avrupası'na yakışacak bir istek. orta çağ'da islam medeniyetlerinde bu denli akılsız bir istek olmadığından, bilime, sorgulamaya, araştırmaya önem verildiğinden islam altın çağını yaşamıştı. lakin günümüzde işler tersine dönmüş durumda. bu istek bunun basit bir örneği.
kesinlikle yanlış olan önermedir. madem ki bazıları örgürlük neferi kesilip türbanı üniversitelere sokmaya çalışıyorlar , hür düşünceye de tahammül göstermesini bir zahmet beceriversinler. ister inan ister inanma ama öldüğünde sana çok pis koyacak emin ol...
adam ve havva'nın antropologlar tarafından iki kabile olduğunun kanıtladığını bilmeyen yobazın ortaya attığı iddia.
Tüm güç ellerinde olmasına ağmen, gelieo'nun dünya dönüyor sözüne de bunların öteki türevleri inanmamıştı. Ama dünyanın döndüğü ispatlandı. Şimdi ilkokul çocuğuna, hayır dönmüyor deseniz, size deli diye bakar.
insanın zamanı geldi artık. Sizin korkunuz bunadır.
