Evrim kesinse neyi mi kanitlamaya calisiyoruz? cunku ortalikta bir ton din adami "evrim icin kanit bulamazsiniz, bilim adamlari da evrimi reddediyor, evrim artik bir tartisma konusu degil (aslinda gercekten degil puah. cunku geri kalmis ulkelerdekiler disinda butun bilimsel kurulusta kabul edildi)" falan diye bir ton safsata yayiyolar ortaya. ve inanmaya bayilan halkimiz da azicik arastirmak yerine bunlara inaniyo. sonucta koskoca din alimi sen ondan daha mi iyi...
Uzun lafin kisasi belki insanlar bi okur arastirma ihtiyaci duyar. dogru mudur yanlis midir uzerine biraz dusunur, Millet evrim evrim diye dolaniyo neymis bu evrim diyip bir kisi baksa kardır. Ama tabi ki evrimi evrimciden dini dinciden (varsa kutsal kitaplarindan) ogreniceksin. ve kim olursa olsun tutarli mi degil mi biraz kontrol etme ihtiyaci duyucaksin.
java adamı ve pekin adamı gibi ara formlar. grip virüsünün sürekli form değiştirmesi. bilim adamlarının bunu kabul etmesi ve üniversitelerde öğretilmesi. çürütüldü diyenlerin kedicikli adam adnan oktarın sitelerini göstermesi.
evrim varsa (daha doğrusu varolduğuna kanaat getirdiysen) neden kanıtlamak için bu kadar efor sarfediyorsunuz amkduklarım diye soru sormak istediğim iddia.
tıpkı son dönem ilahiyatçılarının tanrının varlığını kanıtlamaya çalışması gibi. iman ettiysen ettin, artık o kitapla tutarlı yaşamak senin görevin. neyi kanıtlamaya çalışıyorsun deve?
tamam, hepinizin elinde yeterince kanıt varsa, artık neye inanmak-bilmek istiyorsanız lütfen "ahanda kanıt" diye adamın sinirini bozmayın. başkalarının sizin kesin olarak varolduğuna kanaat getirdiğiniz kavramlara "onay" vermesini beklemeyin. evrimse evrim, tanrıysa tanrı, seçin yolunuzu ve gerektiği gibi onurlu bir şekilde yürüyün. şu kanıt saçmalığını da bi tarafınıza sokun.
Dindar kesim o kısımla pek ilgilenmiyor zaten. Allah Hz. Adem'e öğretmiş der ve geçerler, zaten kitapta da böyle yazar.
Bilimsel konularda yorum yapmak dindarın işi değil, bu konuda objektif olmak gerek.
Yine de sevgiler.
Hocam fazla yazmiycam. insanlar atesi buldu diye dindar dinsiz hepimiz bunu kabul ediyoruz di mi? Yani bizim atalarimiz bulmus bunu. burda da bir sikinti yok. Atesin bulundugu zamanlarda ise gunumuzdeki modern insan (homo sapiensler) yoktu. homo erectuslar vardi. iste burda bi gariplik var. evrimin gercekligini kabul eden biri icin bir sikinti yok. homo erectuslar zaten bizim atamiz. ancak muslumanlar homo erectus homo habilis vs. eski primatlarin insan atasi olmadigi soyluyosa, atesi nasil insan buldu diyebilir?
bir yerden başlamak gerekirse; Köpeklerin ayağının arka üst kısmındaki o küçük uzantı nedir? Hiç bir işe yaramadığına göre bu parçanın varlığının sebebi nedir? bu uzvun artık işe yaramadığı için evrim sürecinde yok olmakta olan beşinci bir parmaktır. Nitekim, kurtların, kedilerin ve kaplanların da aynı uzvu vardır. Mesala parmaklarımız; Mesele şu ki, 5 tanedir. Bu da bizi memeliler sınıfına sokar. Tüm memelilerin kol veya kol yerine gecen uzuvlarında 5 parmak veya parmak kalıntıları bulunmaktadır. Tipik 5 parmak yapısına tam uymayan canlılarda fosil kayıtlarına bakarak bu sayıdaki azalmayı gözleyebiliyoruz. Örneğin, atlarda. Fakat prensip aynı. Memelilerin 5 parmağı vardır. Bunu gerektiren doğru dürüst bir sebep olmadığı durumlarda bile. Örneğin, neden balinaların yüzgeçlerinin altına gömülmüş 5 kemik uzantısı bulunur? Neden yarasaların açıkça beş uzantıyla ayrılmış kanatları bulunur? Bunların dizayn benzerliği olması mı daha iyi bir açıklamadır, yoksa Tüm memelilerin ortak bir atadan gelmesi mi? bazı memeliler bu 5 parmağın tümünü hala kullanır, bazıları birkaçından kurtulmuştur, bazıları ise hala ise yaramayanları taşımaktadır. Örneğin, yunuslar.
Evet efenim devam ediyoruz; Boa yılanı, piton yılanı ve kor Yılanların tümü vücutlarına gömülmüş, tamamen işe yaramaz birer bel kemiği artığına sahiptir. Aynı zamanda balinalar da. Niçin bir yaratıcı böyle yaratıkların vücuduna o yaratıkları için tamamen işe yaramaz olan ve tamamen bel kemiğinin evrimsel bir kalıntısı gibi görünen böyle kemikler koymuştur? (yaratıcı dememe bakmayın lütfen, işe din karıştırmak istemiyoruz amacım sadece evrimin varlığını ortaya koymaktır.) Ayrıca piton ve boalarda pençe artığı birer kısım da bulunmaktadır. Tavukların ayaklarının alt kısmi tüyle örtülü değildir. Pullarla örtülüdür. Eğer bu Tavukların reptil atalarından kalma bir kalıntı değilse nedir?
Erkeklerde hiçbir işe yaramayan memeler ve bu memelerin altında meme dokusu yaratmasının ne sebebi olabilir? Bu meme dokusu ergenlikte uygun hormonsal sinyali almadığından erkeklerde hiçbir zaman iş gören gerçek memelere dönüşmez. Ayrıca: Niçin testisler vücudun içinden (kadınlarda yumurtalıklara karşılık gelen yerden) aşağıya, normal bölgelerine inmek zorundadırlar? (Ki nitekim bazen inmeyip sağlık sorununa yol açarlar). Neden mağaralarda yasayan bazı balık türleri ve diğer tür canlıların işlev görmeyen gözleri vardır? Evrim süreci kör işlediği için böyle tuhaflıklara yol açabilir. insan bacağının alt kısmındaki plantaris kası maymunlarda işe yarayan bir kastır. Tüm ayak parmaklarının bir anda esnemesini sağladığından ayakları kullanarak ağaçlarda daldan dala atlarken faydalıdır. insanlarda ise yok olmaya yüz tutmuştur. Ayak parmaklarına kadar ulaşmaz bile, Achilles tendon'una kadar inip yok olur. insanlarda bu kasın bulunmasının evrim dışında mantıklı bir açıklaması aklınıza geliyor mu? insan vücudunun evrim olmadan doğru dürüst açıklanamayacak bir başka özelliği köpek dişleridir. üst Köpek dişlerimizin kökleri diğer dişlere göre çok daha iridir. Örneğin, maymunlarda bu dişlerin iriliği daha da belirgindir. Fakat bizlerde bile elinizi diş etinizde gezdirdiğinizde bu gereğinden iri kökleri far kedersiniz. Daha ilkel türlerden evrimleşme haricinde bunun daha tutarlı bir açıklaması aklınıza geliyor mu Neden insan korktuğunda ensesinin arkasındaki tüyler diken diken olur? Evrimsel biyolojiye göre bu memeli atalarımızdan kalma bir tepkidir. Diğer memeliler (kedileri düşünün) tehlikeli durumlarda tüylerini kabartırlar. Bu hayvani daha iri ve korkutucu gösterir. Biz belli ki bu sinyali çoktan terlettik, fakat geriye korktuğumuzda ensemizde oluşan bu etki kaldı. en çok kafama takılan şeylerden birisi de kuyruk sokumu; Röntgende veya bir iskelette incelendiğinde kuyruk kalıntısı gibi görünür. Günümüzde kesinlikle hiçbir işlevi yoktur ve Eğer bu kemiğinizi kırarsanız büyük ihtimalle böyle gereksiz bir organın ne işe yaradığını merak edersiniz. şöyle sorarsam belki daha iyi anlarsınız, "kuyruk sokumumuz varda neden kuyruğumuz yoktur." Zaman zaman kuyruklu veya vücudu tüylerle kaplı bebekler doğar. Kuyruklu Doğum pek çok kişinin zannettiğinden çok daha yaygın bir olgudur ve karşılaşıldığında hemen cerrahi müdahaleyle kuyruk alınır. Çocuğa ise genellikle bir şey söylenmez. Kürklü insanlara ise bir örnek meşhur Meksikalı bir ailedir. Bu kişilerin pek çoğu sirkte çalışmıştır. Ayrıca, bir not olarak şunu eklemek gerekir ki, bazı at gözlüklü beyinsiz ve cahil insanlar, eski günlerde bu tür Doğum anormalliklerinde, Örneğin, çocuk kuyruklu doğduğunda, bu çocuklar şeytanın çocuğu kabul edip hemen öldürürlerdi. Tabi anneleri de onlarla birlikte. (Cadı oldukları için). Neyse biz işin içine bunları katmadan ya da en azından katmamaya çalışarak devam edelim.
Şöyle ki; Apandist gibi hiçbir ise yaramayan bir organ niye vardır? Bir faydası olmadığı gibi, zaman zaman iltihaplanarak hayatı tehlikeye sokan sorunlara da yol açmaktadır. Bunun artık işe yaramayan evrimsel bir artık olması dışında tutarlı bir açıklama var mıdır? işe yaramayan bazı genler, Bu genler 1994te keşfedilmiştir. Bunlar artık işe yaramayan fakat DNA ile birlikte fazlalık bir yük olarak taşınan gen artıklarıdır. Ayrıca zaman içinde değişirler. Nesilden nesile taşınırlar. Ayrıca evrimsel soyağacı çıkarmada da çok faydalıdırlar. iki organizmanın en son ortak atası birbirinden ne kadar uzaksa bu iki organizma arasındaki işe yaramayan genlerin ortaklığı da o ölçüde az olacaktır.
insan bünyesi C vitaminine ihtiyaç duyar. Eğer düzenli bir biçimde bu vitamini almazsak iskorbit hastalığına yakalanır ve zaman içinde ölürüz. insan bünyesinde C vitamini üretmek için gerekli gen yukarıda bahsettiğimiz işe yaramaz genlerden biridir. Halbuki Örneğin Köpeklerin bünyelerinde bu aynı gen iş görür ve köpekler kendi C vitaminlerini kendileri yaparlar. Dışarıdan almaya ihtiyaç duymazlar. Eski yüzyıllarda uzun deniz yolculuklarına çıkan gemiciler bu hastalıktan ölürken gemideki köpeklerin başına bir şey gelmemiştir. Bu kesinlikle tesadüf değildir, en azından ben böyle düşünüyorum. Günümüzde şeker hastalarının kullandığı Tüm insulin genetik mühendisliği yoluyla genlerinde değişiklik yapılmış E.coli bakterisi (ki bu bakterinin normalde yaşadığı yer insan kalın bağırsağıdır) yoluyla üretilir. gerçek insan genleri rekombinant teknikleri kullanılarak bakterinin DNAsı içine katılmıştır. Böylece bu bakteriler bildiğimiz insan insulini üretirler. Öyle gözüküyor ki bizi insan yapan biyokimyasal yapıyla mikropları mikrop yapan biyokimyasal yapı aynıdır ve görüldüğü gibi birbiriyle kolayca değiştirilebilmektedir. Bu biyokimyasal bir ortaklıktan başka ne anlama geliyor olabilir sizce? Mikroorganizmalar niye vardır? Bunların yaratılmasının mantığı nedir? Ayrıca Nuhun gemisine mikroorganizmalar nasıl alınmış ve yerleştirilmiştir? (Nitekim sayısız mikroorganizma vardır dünyada ve pek çoğu ancak belli ortamlarda yaşar.)insan embriyosu, gelişme sürecinde, özellikle çok küçükken kuyruğa ve balık pulu benzeri pullara sahiptir.
Tüm memeli, kuş, reptil, amfibi ve balık embriyoları da öyle. Embriyonun gelişim sürecini herhangi bir biyoloji kitabından kare kare izlerseniz, bunu kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Embriyonun gelişimi adeta canlılar arasındaki evrim tarihinin bir özetidir. Çoğu kişinin ağzı yirmi yaş dişlerinin tam olarak çıkmasına izin vermeyecek kadar küçüktür. Bazılarında bu dişler hiç dışarı çıkmaz, bazılarında ise örneğin üsttekiler çıkıp alttakiler çıkmaz (ya da tersi) ve bu yüzden bu dişleri çiğneme için kullanamaz pek çok kişi. Pek çok kişide bu dişler çürümeye ve ağız problemlerine yol açmaktadır. Öyleyse, ya bu dişler evrimsel bir kalıntıdır. Her insanin zaman zaman yaşadığı ani irkilmelerin veya uykudan irkilerek uyanmaların sebebi nedir? Evrimin güzelliği böyle ilgisiz görünen konuları bile açıklayabilmesidir. Örneğin, evrim biyolojisine göre bu tür irkilmeler ağaç dallarında uyuduğumuz zamanlardan kalma evrimsel bir tepkidir. Denge hissinde olan en ufak bir değişiklik veya çevredeki bir ani hareket, bizde bu ani irkilmelere sebep olmakta ve Eğer uyuyorsak uyandırmaktadır.
Şimdi oradan "allah'ın işine akıl sır ermez!" diyenleri duyar gibiyim, af edersiniz ama bok ermez efenim. Ben kesinlikle yaratıcıya karşı çıkmıyorum, sadece sorguluyorum, düşüncelerimi kanıtlarıyla sunuyorum. Yani bu bir şirk değil, yorumdur. Evrimi bilim adamları tartışmaz. Daha doğrusu bilim adamları evrim var mıdır, yok mudur diye tartışmaz. Evrim nasıl olmuştur diye tartışır. Evrimin var olup olmadığını tartışanlar hala dinin etkisinden kurtulamamış, evrime karşı çıkarak farkında olmadan bilime, gelişmeye ve uygarlığa karşı çıkan, içlerinde iyi niyetli ve halk için iyilik yaptıklarını zanneden, fakat bu uğurda, topluma ve insan uygarlığına en büyük kötülüğü yaptıklarının ve gerilik, karanlık çağ, ilkellik,cahillik ve despotluğa yol açtıklarının bilincinde olmayan aptal kesimdir.