evrensel bir ahlak yasası var mı

entry8 galeri0
    1.
  1. Eheh liseli felsefe dersini alıyor sanırım dedirten soru.
    2 ...
  2. 2.
  3. Yok. bilmem nerede eşşek sikmek evlilik öncesi gelenek iken başka bir yerde idam cezası. Italya da aç ve işsiz birinin hırsızlığı yapması mahkemece tolere edilirken. başka yerde el kesilmesi. örnekler uzayabilir
    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. Ahlak yasası adı altında islam a " kölelikten" belaltı vurmak isteyenlerin olduğu konudur.

    https://www.google.com.tr...Cy2vBvww6hOYtKQBmQBVhF5jg

    Diğer taraftan " kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma" kuralı da belli bir yere kadardır.

    Zinayı, içkiyi, kumarı, faizi; ekmek gibi, su gibi, hava gibi gören insana ne diye bilirsiniz? Fıtrattan uzaklaşmış insanın ar damarını yeniden çalıştırabilir misiniz?

    Diğer taraftan dinsizlerin masum ve biricik olduğunu ileri sürenler;

    Rusya komünizm devrimini dindarlar yapmadılar. 40 milyon insanı dininden dolayı dinsizler öldürdüler. Buna mao yu ve doğu avrupa nın sosyalist diktatörlerini de ekle.

    Türkiyede ki; pkk, dhkp c, devsol, dev yol gibi terör örgütleri ateist, marksist bir ideoloji üzerine kurulmuştur. 40 bin insanın ölümünden sorumludurlar.

    Diğer taraftan bir dinin fetihler yapmış mensuplarının kazandığı ve bin yıldan beridirde kan dökerek koruduğu topraklar da, gerile gerile yaşayıp " atalarımız köle edinmiştir yea" demekte nasıl bir ahlaktır?

    Bura da ahlaktan söz edeceksek ya çeneni kapatıp oturacaksın ya da bu fethedilen topraklardan çekip gideceksin.

    islam da köle denilen şey savaş esirleridir. Bu esirler düşman eline geçmiş ya da geçebilecek kendi askerlerinin yada halkının can ve namus güvenliği için tutulurlar.
    Abd nin ırak ta 91 yılın da esir aldıklarına neler yaptıklarını tüm dünya gördü. Rusların çecen ve afgan mücahitlerine ve israil in filistinliler e...

    Yani islam da esir olmuş bir kişiye bu zulumleri asla yapamazsınız. Onlar ya karşılıklı olarak, ya ücret karşılığın da, ya hizmet karşılığın da, ya azat edilerek serbest kalırlar.
    3 ...
  7. 5.
  8. Onca spinozalar, farabiler, sokratesler bu mevzuyu çeşitli tanımlarda fikirlendirmişler fakat aralarında son ve en pürüzsüz noktayı kant koymuştur. Zahmet ediniz okuyunuz buyursunlar:

    IMMANUEL KANT
    Ahlaki olanın özerkliğini ilk ortaya atan Demokritos'tan Stuart Mill'e kadar uzanan ilk, Orta ve Yeni Çağda ahlak eylemin amacı mutluluğa erişmektir. ilk Çağda Demokritos, Sokrates, Aristippos, Aristoteles, Epikuros vb. için söz konusu olan tek tek bireylerin mutluluğudur. 18. yüzyılda Jeremy Bentham ve Stuart Mill'le bireyci mutluluk yerini toplumcu mutluluğa bırakmıştır. 19. yüzyıla girildiğinde de Alman filozof Immanuel Kant (1724-1804), mutçu (eudaimonist) bir ahlak felsefesinin insanın yapıp ettiklerini açıklayamayacağını ileri sürmüş­tür.
    Kant'a göre ahlak eylemin amacı mutluluk olamaz. Çünkü "mutluluk" değişken ve öznel bir kavramdır; biri­si için "erdem", başka biri için "iyi", başkası için "doğaya uygun yaşama" olabilmektedir. Böyle olunca eylemle­rimizin ahlaki olması ya da olmaması da değişecek, birisinin ahlaki bulduğu bir eylemi başka biri ahlak bulma­yacaktır.
    Kant, ahlakı böyle bir durumdan kurtarmaya ve onu "herkes için aynı kalan, herkes için değişmeyen bir şey"le temellendirmeye çalışmıştır. Ona göre herkes için aynı kalan, değişmeyen bu temel, iyiyi isteme (iyi niyet) ve ahlak yasasıdır. Başka bir deyişle ödevdir. Ona göre ödev, her çeşit duygunun, özellikle de çıkar duygusunun öte­sinde, ahlak yasasına sadece "yasa saygısı" duygusuyla bir boyun eğiştir; kesin bir buyruktur, akıllı olan herkesi yükümlü kılan evrensel bir kuraldır.
    Kant için bir eylemin ahlaklılığı, o eylemin içeriğine değil, salt iyiyi istemeye (niyete) bağlıdır. Örneğin, birisi gösteriş yapmak gibi bir amaçla bir yoksula yardımda bulunmuşsa bu kişinin eylemi ahlaki niteliğini yitirir. Çün­kü Kant'a göre ahlaklı insan, ilke olarak yoksula yardım eden insandır. Kısacası Kant, bir koşula bağlanan buyru­ğu ahlaki saymaz. Nitekim "Sana inanılmasını isliyorsan yalan söyleme!" buyruğu bir koşula bağlı olduğu için ahlaki değildir. "Yalan söyleme!" buyruğu ise bir koşula bağlanmadığı ve kesin olduğu için ahlakidir. Kısaca iyi niyete dayanan ve ödev duygusundan kaynaklanan her eylem, sonucu ne olursa olsun ahlakidir.
    Kant, ahlaklı bir kimsenin şu üç buyruğa göre davranması gerektiği görüşündedir:
    1) "Her zaman öyle davran ki eylemine ölçü olarak aldığın ilkeyi, herkes için genel bir yasa olarak isteyebilesin." Kant bu buyruktan, aslında aynı şeyin iki ayrı görünümünden başka bir şey olmayan iki buyruk daha çıkarıyor:
    2) "Öyle davran ki insanlığı, kendinde ve başkalarında hiçbir zaman bir araç olarak değil, hep bir amaç olarak göresin."
    3) "Öyle davran ki kendi istencini genel bir yasa koyucusu gibi saygın tutabilesin."

    Kant'a göre, kişinin yapması gereken, bu üç ilkeye uygun davranmaktır; çünkü ilkelere uygun olan "iyi", ol­mayan "kötü"dür.
    Burada Kant'ın "bilgi"yi incelerken benimsediği yaklaşımdan ayrıldığını görüyoruz. Bilgi alanında "mutlak"ı (numeni) bilemeyeceğimizi ileri süren filozof, ahlak alanında aklın yasa koyabileceğini kabul etmektedir. Bu ko­nuda Kant'a yöneltilen eleştirilerden biri de şudur: Bir eylemin sonuçlarının hiç dikkate alınmaması ne denli doğ­rudur? Kant ahlakını bu yönden eleştirenlere göre ahlaki bir eylem, hem salt iyi niyete dayanan hem de etkili iyi sonuçları olan bir eylemdir.
    16 ...
  9. 6.
  10. Evrensel bir ahlak yasası yoktur varsa bile bunun farkında olduğumuzu sanmıyorum. Daha evrenin sırrını çözememiş iken çıkıp yasasını tartışmaya açmak ironi olsa gerek veyahut saçmalık. Kişisel ahlâk bilincini topluma uyarlı şekli ile yaşıyoruz dünyada. Kısacası sana yapılmasını istemediğini bir başkasına yapmamak sana yapılmasına ve başkasına yapmana engel olmak üzerine kurulu ahlâkî normlar ile yaşıyor/uz/sun/lar. Sonuç olarak bazıları bu kurallara uymuyor olabilir bu bir tercihtir ve dolayısı ile her tercih bir sonuç meydana getirir.
    1 ...
  11. 7.
  12. cevabı açık seçik "yok" olan ama toplumdan çok toplumcu olan tiplerin kabûllenemeyip inatla sormaya devam ettikleri zerzavat.
    0 ...
  13. 8.
  14. Bunu kohlberg'e sorsana delikanlı. Piaget'e sorma ama çünkü pijigetonun teki. Swh.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük