gökyüzüne baktığımızda gördüğümüzün -uzaklık sebebiyle- belki de kainatın milyonlarca yıl önceki resmi olabileceği söyleniyor. peki o halde, şuan genişlediğini gözlemlediğimiz evren belki 1 milyon yıl önce hızla çöküşe geçmiş olamaz mı? Her şeyin tersine dönerek evrenin başladığı noktaya döneceği söyleniyor.. Biz hala eski görüntüleri not ederken sistem çoktan tersine çalışmaya başlamış olabilir mi? Belki de yanılıyorumdur, fizikçi değilim...
bir zamanlar şahsen desteklediğim, ancakvatikan'ın ciddi biçimde desteklediğini gördükçe şüphelendiğim kuram.
şüphelerimden bir kaçı:
- Fizikte biliyoruz ki bir maddenin hareket etmesi için bir boyuta ihtiyacı vardır. Büyük patlamanın da gerçekleşmesi için içinde yer alacağı bir şey olması gerekir. Bardak ta duran su, dünyada yer alan atmosfer, gibi. Şimdi büyük patlama olduysa, bu patlamanın "bir şeyin içinde olması" zorunludur. O şey nedir ve nerededir.
Eğer böyle bir şeye bu kuram yok derse, o zaman da yoktan var olmayı savunur demektir ki yanlıştır.
Ayrıca bu kuramı kabul edersek acayip mantıklara gidebiliriz. Mesela 1 milyon ışık ötene gelen bir ışığın biz 1 milyon yıl önceki halini görüyoruz demektir. Yani güneşe baktığımızda aslında güneşin 8 dakika önceki halini görürüz.
Şimdi andromeda galaksisi bize en yakın galaksi ve yaklaşık 1 milyon yıl uzaklıkta. Peki andromeda, samanyolu'nun geçmişi olamaz mı? Roma sütünlarını gördüğümüz gibi geçmişin izlerini yakalıyor olamaz mıyız?
2002 yılında iki farklı araştırma grubunun aynı sonuca ulaştığı gerçek.
evren hızlanarak genişliyor. gerçekten hızlanıyor mu yoksa yavaşlıyor mu sorusunun cevabını doppler etkisi denilen dalga boylarındaki maviye yada kırmızıya kayma ile anlayabiliyoruz. şu ana kadar yapılan tüm ölçümler hızlandığı yönünde.
evren derken elbette bilinen evrenden söz edilebiliyor. evren nereye doğru genişliyor bunu bilmiyoruz. bilim sadece bilinebilen gerçeklerle ilgilenir. bugün bilinen evrenin sınırından 1 cm ötede ne var sorusu tamamen dini inancınızı ilgilendiren bir soru. ancak her geçen saniye o boşluğun yerini evren alarak yardırıyor.
uzayda herşey hareket halinde. dünya kendi etrafında dönerken aynı zamanda güneşin etrafında da dönüyor. aynı şekilde güneş de belli bir yörüngede hareket ediyor. elbette biz bunu hissedemiyoruz çünkü güneşin peşinden hiç ayrılmıyoruz. onunla birlikte biz de o yörüngeyi dolaşıyoruz. diğer yıldızlar da belli bir yörüngede hareket ediyorlar. ve yıldızların oluşturduğu galaksiler de hareket halinde. işte evrenin genişlemesi dediğimiz şey burada başlıyor. hareket eden galaksiler hızla birbirinden uzaklaşıyor.
gök cisimleri yeryüzünden ne kadar uzaksa yansıttığı ışık yeryüzüne o kadar geç ulaşır. bunun anlamı dünyadan yüz ışık-yılı uzakta olan bir yıldızı evimizden penceresinden seyrederken onun yüz sene önceki fotoğrafını seyrettiğimizdir. yani o yıldız 70 sene önce patlamış olabilir ama biz onu bir 30 sene daha hiçbirşey olmamış gibi seyredeceğiz.
benzer şekilde evrenin genişlemesi şu anda durmuş olabilir ama biz bunu yeryüzüne ulaşan ışınlar bize anlatana kadar, belki de milyonlarca yıl boyunca öğrenemeyeceğiz.
evren genişliyor, biz daralıyoruz arkidiş. halbuki geniş yerde ferahlık vardır, rahatlık vardır vs... evren genişliyor, dünyadaki insanların yaşamı daralıyor, nasıl bir yaratmadır? nasıl bir düzenlemedir anlamadım arkidiş?
madem kuranda yazıyordu, o halde neden 1929'da hubble evrenin genişlediğini keşfedene kadar hiçbir müslüman bilim adamı çıkıp da evren genişliyor demedi ve bunu ispatlamaya kalkmadı?" diye sorulduğunda nedense cevab gelmez.