evrendeki düzen tesadüf olabilir mi

entry35 galeri1
    1.
  1. Eskiden bir inançsız bile bu soru karşısında o kadar basit değil der, binbir dereden su getirir, çorba yapar sonunda ne demek istediği anlaşılmayan bir takım şeyler söylerdi. Hatta bu soruya girilmezdi bile böyle bir saçmalığı birden bire söylemeye utanırlardı.

    Fakat internette 3 adet bilim anlatıp 1 adet şaklabanlık yapan siteler, youtube kanalları, bilmem ne ağaçları falan işin içindeki utanma kısmını yavaştan kaldırmış durumda ve kimileri de bu şarlatanlığa balıklama dalmaya başlayarak evet tesadüf olabilir demeye başladı bile arsızca. Cümlelerine çok bilmiş edalarla komik, olasılıksız olasılık hesapları ekleyerek.

    Daha geçen gün yeni doğan yavruların sevimli olması, aynı şekilde insanlar ve hayvanlarda da bu sevimliliği hissetme duygusunun yavruların gelişimini tamamlayana kadar onların ebeveynlerinin korumasına ve hayatta kalabilmelerine destek olduğu için bu şekilde evrimleştiklerini geveledi.

    Ortada bir yeni doğan var. Bırak seçilimi, aradan zaman geçmesini, daha henüz doğmuş bir yavru var. Kalıtım deseniz bile gelmiş geçmiş ilk yavruyu ele alsak da bu böyle. Ve yavrunun sevimliliğine karşı ondan farklı, başka bir canlının iç dünyasında gelişen yavruyu sevme, şevkat duyma, yardım etme hisleri var. Evrimin işleyişine bile ters. Hem söz konusu sevgi etkileşimi aynı canlıda değil birbirinden farklı canlılarda gelişiyor yani birbirlerinden bağımsız, hem de yavru daha henüz dünyaya gelmiş. Ortada deneyimlenebilecek, mutasyonlarla, adaptasyonlarla geliştirilebilecek durum yok. Canlı 5 dk önce doğmuş.

    Neyse yanlış anlama olmasın Canlılığın saçmalamalar şeklinde değil de Allahın bir yaratma şekli olarak akıllı bir yönelimle evrimsel şekilde geliştiğine inanan bir Müslümanım.

    Ama kimi evrimciyim diyenlerin bilim alanından çıkıp inanç alanına giderek ortadaki akıllı yönelimli, açıklanamayan olguları pas geçerek saçmalamasını, konuyu yaratıcı, yön verici bir üst akıl yok noktasına kanalize etme şaklabanlıklarını da tabi ki kabul etmiyorum.

    Eğer doğru şekilde çözebilmişsek Evrim Allahın yaratma şeklidir. -eğer vardı ise- ilk tek hücreli canlı kendinden kaynaklanmayan akıllı değişimler geçirerek tüm canlılık varolmuş gibi görünüyor. (insan bunun neresindedir yada insanın özel bir durumu var mıdır bunu bilmiyorum) Evrimde değişimleri akıllı bir yönelim olduğu gerçeğini pas geçip büyük sayılar falan diye saçmalarsak ortaya bir inançsızlık dini çıkar ve bu da basbaya başka bir dindir.
    5 ...
  2. 2.
  3. Entropinin adı ne güzel değil mi. Entropi vaay. Söyleyince ne kadar cool değil mi. Kesin bu adam birşeyler biliyor havası veriyor.

    iyi de Entropi yani düzensizlik, kaos ve herşey entropiye doğru gidiyor.

    Tüm evren de zamanın birinde mutlak Entropi durumuna gitmek zorunda.

    Fakat gel gelelim bu Entropi içinde, o da bizim şahit olduğumuz Entropinin zıttı yönde çok uzunca bir süredir ilerleyen bir dünya, bir canlılık, bir düzen var.

    Olay safi olarak, olasılıksal biçimde varlığını sürdürme şeklinde ilerliyor olsaydı bu mavcut Entropi içinde boka benzer varlıklar hiçbirşeyden habersiz bölünerek yaşıyor olacaklardı muhtemelen.

    Fakat gel gelelim biz, minnoş kedi köpek yavrularına, adriana limalara, Hülya koçyiğitlere, Muhabbet kuşlarına, yunus balıklarına, metallicalara, beethovenlara şahit oluyoruz.

    Not:yukarıdaki parlak arkadaş evren yasalarına mahkum varlığının ve kudretinin başı sonu olan bir tanrı hayal ettiği için kendi kilit dünyasında ona başarılar diliyorum.
    1 ...
  4. 3.
  5. VARolan şey karmaşa ve buna olan eğilim. gelişimi ve ilerlemeyi sağlayan da bu durum.
    bilinen adıyla kaos teorisi/ entropi.
    1 ...
  6. 4.
  7. Allahın varlığı kendinden diye biliyorum. Evren tabii ki islami olarak kendiliğinden olamaz.
    1 ...
  8. 5.
  9. çünkü islami olarak evren kendi kendine var olmadı.
    3 ...
  10. 6.
  11. Adamın biri diyor ki piyano çalmayı bilmeyen birisi piyanonun tuşlarına rastgele, devasa sayıda yüksek kez bassa, ortaya beethoven'ın ay ışığı senfonisi baştan sona kusursuz şekilde rastlantısal şekilde çıkabilir.

    Adam bunu utanmadan söyleyebiliyor.

    Müzik yapanlar beni daha da iyi anlayabilir.

    Not: evrende kaos yok. Evrende olması gereken, beklenen şey kaos iken çok enteresan şekilde müthiş bir düzen var. Milyonlarca inançlı, inançsız, bilim adamı, cahil, her türden insan bunu anlamaya, açıklamaya çalışıyor zaten.
    5 ...
  12. 7.
  13. evrende müthiş bir düzen olduğunu iddia edenler neye göre ediyor acaba?

    evren bildiğin kaos.
    2 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. 10.
  17. Ne zaman bu konulara kafa yoracak olsam aklıma şu eleman gelir diklatim dağılır vaz geçerim.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/772010/+
    3 ...
  18. 11.
  19. Evrendeki düzenin tesadüfi olmasını bırak herhangi bir şeyin tesadüfi olması imkansızdır.
    Evren düzensiz, hatta kaos içinde diyorlar kanıt olarak da entropiyi gösteriyorlar. Halbuki entropi evrenin daha düzenli halden daha duzensiz hale doğru geçişinin kanıtıdır. Evrenin sonlu olduğunu gösterir. Hem, bir yerde bozulma olması için orada önce düzen olması gerekir. Evren'de düzen olmasaydı bilim yapılamazdı, bırakın bilim yapmayı biz var olamazdık. Mutlak kaos halinde canlılar nasıl var olsun, ekosistemi olan bir dünya nasıl var olsun?! Gel de bunu aptallara anlat!
    4 ...
  20. 12.
  21. hadi her şeye ok de, yıl olmuş 2021 ilkokul mezunu eski bir müftüden alıntı materyalist felsefesi argümanı kullanmak nedir? turan dursun nedir? yazık amk.
    5 ...
  22. 13.
  23. evrende düzensizlik var demek bir yerde bilimi de inkar etmektir. bilinen tarihteki tüm bilimsel olgular birbirini destekler ve üstüne ekler bir biçimde ilerlemiş.

    Bu var olan kaos nasıl oluyorda fizik yasalarını stabil tutabiliyor?
    2 ...
  24. 14.
  25. Ya kader diyorlar ya da tesadüf…
    Ya Yaratıcı tesadüfü hayatın içine yerleştirdiyse?
    0 ...
  26. 15.
  27. Olamaz. nefes alman yutkunman bile bir düzen içindedir.
    2 ...
  28. 16.
  29. Gözlerim yaşardı, normalde olsa yazardım ama okumak istedim.
    Resmen gözlerim yaşardı.
    0 ...
  30. 17.
  31. düzenden kasıt, güneşin doğuyor-batıyor oluşu, denizlerin taşmaması, toprak yağmur ilişkisi, hayvanlar, fizik yasaları falansa, tesadüf olamaz sanırım ya. entropi dediğimiz şey camın kırılması olayına benzer. dünya belirli bir düzen içinde düzensiziğe ilerliyor. bu farklı bir olay.
    2 ...
  32. 18.
  33. hep aklımı karıştıran şeyler bunlar.
    1 ...
  34. 19.
  35. bu başlığa bugünkü ikinci entrym olacak ama yazılanları okudukça yazma gereği duydum. bakın arkadaşlar din bir dogmadır. bu dogmada tutarlılık aranmaz, ikna yoktur. sen kabul eder devam edersin, öteki devam etmez.

    dünyada faal bulunan 10000'den fazla aktif din var. ilk insanlardan beri din var. son insana kadar da devam edecek çünkü acziyet insanın mayasında var. ayrıca dinin varlığı toplumsal gelişmeleri engellemez. kötü insanlar engeller. bugün büyük çoğunluğu ateist coğrafyalarda yaşam standartları oldukça yüksektir. bu coğrafyalardaki toplumsal üst akılda din adamlarından kurtuluşun en kolay yöntemi dinden kurtulmak olduğu fikri ağır bastığı için din terk edildi. maneviyattan uzaklaşan insan elbette kısıtlı ömrüne çok fazla tecrübe sığdırmak ister. madde ve evren ilişkisine daha kuşkucu bir biçimde yaklaşır. bunun doğal sonucu olarak bir çok alanda veri sahibi olur. bu da toplumsal gelişime ön ayak olur.

    peki şimdi biraz geri saralım. 9.-10.-11.-12.-13.-14.-15.yy süreçte günümüz avrupası nerede konumlanabilirdi? engizisyon, giyotin, kilise tarafından öldürülen bilim insanları, kadına verilen değer.... bugünkü orta ve güney asya'nın bulunduğu konuma. ya ortadoğu toplumları?(özellikle türkler) bilim ve sanatın beşiği bu toplumlar ne zaman ve ne sebeple bugünkü konuma geldi? sebep açık; ne dindar olabildi ne de tamamen sırtını dönebildi. avrupa sırtını döndü ve idealist bir biçimde yol almaya başladı, avrupanın yeni hayatını deneyimleyen ortadoğu halklarıysa giderek boka battı.

    2 paragraf yazıyı dinin bilim üzerinde etkisi olmadığını açıklamak için yazdım. oldukça dindar biri de çok iyi bir bilim adamı olabilir, ateist biri de. çünkü bilim keşiftir, din yaradılış.

    başlığa gelince, evet evrendeki her şey bize göre(altını çizili okuyun) kaotiktir. (bkz: entropi) ancak inanan biri için bu kaos da yaradandır. yarın bilim burada kaos yok düzen varsa o zaman yine yaradandır. çünkü o teslimiyettir.

    yani inanç bu dünyadaki en kişisel mevzudur. 1.5 milyar hristiyan nüfusu 1 milyardan fazla müslüman nüfusu var onlar bile 10 binlerce mezhebe, tarikata bölünmüş halde. o yüzden biz bu dünyadaki işimize bakalım, diğerlerine takılmadan.
    1 ...
  36. 20.
  37. bizim en büyük eksiğimiz bu işte! karşıt fikirler birbirini aşağılıyor her zamanki gibi.

    din ve bilim birbirinden uzak kavramlardır.asla içiçe geçemez,boşuna tartışmayın.

    bilim somut deliller arar.tanrı somut olarak yoktur.dolayısıyla bilim tarafından tanrı diye bir kavram olması mümkün değildir.

    bilim insanları evreni araştırırken çok hassas davranırlar.şu zamana kadar yapılan araştırmalar neticesinde evren;büyük bir düzensizlik içerisinde kendi mükemmel düzenini oluşturmuş durumda.ama bu demek değil ki böyle devam edicek.çok bilen arkadaşa söylüyorum mahalledeki yeni çocuğa..
    1 ...
  38. 21.
  39. bu tarz muallakta kalmış konular tartışılırken genelde teistlerin neden bu kadar agresif olduğunu anlamıyorum.

    senin inancın en gerçeği ise bu kadar agresif olmaya gerek yoktur.
    0 ...
  40. 22.
  41. valla gençler bir tanrının olduğu çok basit de bence dinleri tartışın tartışacaksanız.

    bu arada turan dursun'un duvara attırarak yaptığı çıkarım hayatımda gördüğüm en boktan ateist argümanı.efe aydal çomarı bile daha üst seviye o kadar diyeyim.
    2 ...
  42. 23.
  43. 24.
  44. tesadüf kelimesinin bilimdeki anlamı günlük hayatta kullandığımızdan biraz farklı. tesadüf, karmaşık nedenler zincirini o an açıklayabilmek için uydurduğumuz bir kelimedir. birçoğunuzun şu an bu cümleyi okuduğunda kafasında hiçbir şey canlanmadığını ve sadece okuyup geçtiğini biliyorum. hatta muhtemelen daha ilk cümleden itiraz etmeye başlayanlarınız da olmuştur.

    onun için bu cümleye biraz yakından bakalım. ne demek istediğim bi anlaşılsın.

    bir olayın artı sonsuzdan eksi sonsuza bütün nedenlerini bulmak çok zordur. bu yüzden bazı süreçleri rastlantısallık, tesadüf olarak açıklarlar ki aslında bununla demek istedikleri şey şudur: "birbiriyle eşit sonsuz sayıdaki olasılıktan bir tanesi gerçekleşti ve şu an bu karmaşık nedenler zincirinin hepsini keşfedemiyoruz."
    yani aslında tesadüf dediğimiz şey aşırı karmaşık süreçleri o an ifade edebilmek için imdadımıza yetişen bir kelimedir.

    örneğin şu habere bir bakalım. haberde geçen bir cümle şu: geçtiğimiz hafta istanbul’un bahçelievler ilçesi yenibosna semti değirmenbahçe caddesi üzerinde bulunan lüks rezidansa kiralık ev bakmak için gelen grafiker soner elveren'in başına 15’inci kattan henüz bilinmeyen bir nedenle cam düştü. soner elveren yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

    şimdi bu vahim hadiseden birkaç dakika önce gerçekleşebilecek tüm olasılıkları düşünün: onca sayısız konumdan tam da camın fırladığı konumda bulunuyor olma ihtimalimiz aslında diğer ihtimallerin gerçekleşme olasılığıyla aynıdır. bu size şu an ilginç geliyor olabilir ama okumaya devam ettiğinizde bunun o kadar da ilginç olmadığını fark edeceksiniz. nanosaniyeler içerisinde gerçekleşen bu olayın birçok nedeni vardır: camın düşme açısı, camın konumu, aradaki mesafe, havadaki sürtünme katsayısı, çarpma enerjisi, kişinin yürüme hızı, kişinin konumu, hatta o gün yaptığı herhangi bir şeye kadar bir sürü etmen vardır ve bu bir sürü etmen aynı anda gerçekleşmiştir. dolayısıyla gerçekleşmesi çok zor gibi görünen bu hadise yaşanmıştır. birçoğunuza bu haberin verdirttiği tepki şu olsa gerek: "ne büyük tesadüf!"
    çünkü bu olaydaki bütün nedenleri tek tek bulmak ve bunları izah etmek çok zor olduğu için bulduğumuz kelime "tesadüf"tür. halbuki olan şey, sonsuz olasılıktan sadece birinin gerçekleşmesidir.

    burada anahtar cümle camın "bilinmeyen bir nedenle" düşüyor olmasıdır. "bilinmeyen bir neden."

    işte tıpkı bunun gibi evren de "artı sonsuzdan eksi sonsuza" bir sürü "bilinmeyen neden"lerle doludur. evren de nedenler zinciriyle dolu çok daha karmaşık süreçleri içinde barındırıyor. bütün bu karmaşık süreçte "ilk nedene" kadar ilerleyememek o alanda da "tesadüf" diye bir kelimenin çıkmasına neden oluyor. fakat aslında tesadüf demek olasılıklardan birisinin gerçekleşmesi demektir. tesadüf, nedenselliğin olmaması anlamına gelen bir şey değil, "neden?" sorusunun bizi çok karmaşık problemlere götürmesini ifade eden bir şeydir.

    içerisinde her biri farklı renkte ve büyüklükte 1 milyar tane bilye olan bir kutudan mavi renkte ve x büyüklükte bir bilyenin çekilmesi diğerlerinin çekilme olasılığıyla aynıdır: 1 milyarda 1. bizim seçtiğimizin denk gelmesinin olasılığı da seçmediğimiz diğerlerinin denk gelme olasılığı ile aynıdır, hepsi belli ve eşit olasılıkta seçilebilirdir: 1 milyarda 1. evet, düşündüğümüzde matematiksel olarak durum budur. yani buna da diğerlerine ne kadar şaşırıyorsak o kadar şaşırmalıyızdır aslında. ama bizim seçtiğimizin denk gelmesine tesadüf deriz ve şaşırırız. buna şaşırmamızın nedeni bir sürü karmaşık nedenin aynı anda gerçekleşmesi ve tam da o an bizim seçtiğimizin çıkmasıdır. bu duruma beynimiz bir "neden" aramaya kalktığında bir cevap bulamaz ve neden sonuç arayışı hüsranla sonuçlanır.

    ona tesadüf dememizin sebebi çok karmaşık görünmesi ve bizim seçtiğimizin çıkmasına beynimizin neden sonuç arayışından eli boş dönmesidir.

    fakat asıl ilginç olana henüz gelmedim. matematikte "rast gelme" durumları da hâlihazırda ölçülen bir şeydir.

    hadi, size bir soru sorayım:

    bir hastanenin acil servisine 10 dakikalık bir zaman aralığında ortalama 3 hasta gelmektedir. bu zaman aralığında,
    a) hasta gelmemesi olasılığı nedir?
    b) bir hasta gelmesi olasılığı nedir?
    c) en az 5 hasta gelmesi olasılığı nedir?

    "bu tamamen tesadüf, bunu nereden bilebilirim? hesaplanamaz." mı diyorsunuz?

    şaşırmaya hazır olun, o halde. bu hesaplanabiliyor.

    hatta bakın, matematikçiler sorduğum bu sorunun cevabını vermişler. (beşinci sayfasında)

    bu konu ile ilgili merakları artanlar şu iki kelimeyi google scholar gibi makale sitelerinde aratırlarsa göreceklerdir ki rastlantısallık da ölçülür: poisson dağılımı.

    buna poisson dağılımı deniyor.

    (bkz: poisson dağılımı)

    (bkz: random process)

    yukarıda verdiğim bakınızlar tesadüfi görünen süreçlerin aslında birer olasılık olduğunu ve hesaplanabileceğini gösterir. görüyoruz ki matematiksel olarak bunun bir formülü bulunmaktadır. bu formüller ile rastgelelikler hesaplanmaktadır.

    o hâlde altını çizerek tekrar ediyorum: tesadüf aşırı karmaşık ve anlayamacağımız süreçleri ifade etmek için bulduğumuz kestirme bir yoldur, ama her tesadüfün derinine indiğimizde aslında bütün bunların bir denk gelme olduğunu değil, bir olasılığın gerçekleştiğini görüyoruz. ve bu olasılık günümüzde hesaplanabilir bir şeydir. rastgele olduğunu düşündüğümüz olayların bile belli nedenlere bağlı olduğunu ve bunların hesaplanabildiğini görüyoruz.

    peki soru şu: tesadüfi süreçler bir formül ile bulunabiliyorken, hesaplanabiliyorken, bize evrende bir düzen olmadığını gösteren nedir?

    bir banka kuyruğunda sıraya giriyorsunuz. sıra tamamen olasılıklarla oluşuyor. ilk sıradan son sıraya kadar... bir sürü nedenler zinciri birbirine eklene eklene tam da o sırayı oluşturuyor. bir sürü etmen bir arada etkileşime girerek herkes bulunduğu konuma yerleşiyor. burada bir olasılık(tesadüf) söz konusu. ama ennihayetinde dıştan bakıldığında orada bir düzen var. bir sıranın tesadüfen o sırayla gerçekleşiyor olması o sırada düzen olmadığını göstermez.

    tesadüf, kaosla eş anlamlı değildir. eğer evrende sadece kaos olsaydı yaşamımızı devam ettiremezdik. canlı yaşamında bazı türlerin yok olması evrimsel süreçle açıklanır. ama bu, kaosun değil, aksine düzenin bir getirisidir. evrim de diğer yasalar gibi bir yasadır ve düzenin olmadığı bir evrende yasalar belirlemek de imkansızdır. çünkü yasa bir olguya yönelik gözlemdir. ve gözlediğimiz şeyde bir düzen vardır. bu düzenden ötürü biz ona yasa deriz. şayet bir düzen olmasaydı bugün ne kütleçekim yasası ne de evrim yasası olabilirdi. yasalar öylesine temeldir, öylesine düzenlidir ki onları farklı şartlar altında uygulayarak da tekrar edebilirsiniz. mesela canlı popülasyonlarını bilgisayarlarda modellediğimizde de değişen çevre şartları altında türlerin gen ve özellik dağılımlarının her nesilde değiştiğini görüyoruz. işte bütün bunlar, düzenin bir işaretidir.

    o hâlde cevap:

    1. evrende bir düzen vardır,
    2. çok karmaşık nedenler zinciri vardır,
    3. sayısız olasılıktan birisinin gerçekleşmesi tesadüf olarak adlandırılabilir.
    1 ...
  45. 25.
  46. Emek verilmiş yazılmış da... Saygı duyarım

    Şu metni copy-paste yapsan... Altına karmaya inanan bir putperest hindu imzası da atabilirsin... Bir hristiyan veya müslüman.
    Yahudilerde "şans, tesadüf" kelimesi bile bulunmaz ibranicede!

    Hangi yaratıcıya çıkacak sonuç!
    Bellli bir yaratıcıya çıkmayacak ise sonuç veya bir ateistten beklenti nedir mesela?
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük