bir insanın şanssız olması durumunda başına gelebilecek olaydır. nereden bakarsan bak kötüdür. evli olduğun kişiye karşı birşey hissetmemene yol açar, evli olduğun için aşık olduğun kişinin sana karşı birşeyler hissetmesine engel olur evliliğin.. geçici birşey olup olmadığı konusunda emin olamayacağın için evliliğinden vazgeçmekten korkarsın ve bir nevi arafta kalırsın. ki sanırım en kötüsüde budur. ne aşkını yaşayabilirsin ne de evliliğini.. tek iyi tarafı feridun düzağaçın alev alev şarkısı daha bir anlamlı gelir o kadar.
birbirimize bir kaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık...
çok tehlikeli durum , vaziyet. Derhal vazgeçmesi kişinin karına olacaktır. Unutmamalı ki aldatma sebepli cinayetler epey fazladır. Hoş artık aldatmakta son derece monoton bir hal aldı globalleşen dünyamızda!
aşk başka bir kavram durumudur evli olanlarda, önemli olan eşine karşı sevgisini yitirmemesidir.
eşiyle aralarındaki bağları koparan bir aşıksa hayattaki en aptal insanlardan biridir.
bu durumda evli olup aşık olan kişi erkek ise, evliliğini hata olarak tanımlar.ve kimse pek ses çıkarmaz.Aynı Durumu kadın yaşayıp, evliyken başka bir erkeğe aşık olunca orospu derler.lekelenip karalanır.kendi ailesiylede sorun yaşar.cinayet bile çıkar.garip gibi ama bu böyle.Kadınlar Hayatlarında evleneceği erkeği 1 defa seçme hakkına sahip gibi bi durum çıkıyor ortaya.
insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir herhalde. erkek için normal karşılansa da kadın için kaosa dönüşebilir içinde bulunduğumuz toplumda. olmaması en hayırlısıdır.
erkeğin yaradılışında olan poligami fıtratının dışa yansıması olayıdır. "bir çiçekle bahar geçmez" tezinden yola çıkan erkeklerin başına gelmesi son derece normaldir.
eşine de aynı hakkı tanımayı gerektirir. ha, o hakkı tanımıyorsa, hiç sevinmesin bu insan. elbet açık verecek, en azından eşi, kendisinin soğukluğunu hissedip, evlilik bir yerden çatlayacaktır. çatlayınca, kendisi de boynuzu yiyecektir. bugün olmazsa, yarın yiyecektir. platonik bir aşksa, boynuz yoksa daha bir düşünülebilir. ama boynuz takan, mahkemeye gidip boşanmalıdır. kendisi de o boynuzu yemeden.
kıçı yiyorsa, aşık olduğu kişiyle evlenmeyi gerektirir. evlenmiyorsa da, aşığım dediği insanın nasıl olup da, kendisini birinci kadın ya da erkek sandığı merak konusudur. ah be evlatçığım, evdekinden ödleri patlar da aşığım ayağına yatarlar. ferhat, dağları delmiş, leyla aşkından mahvolmuş. geçiniz bunları geçiniz. hovardalığın adı aşk olmuş.
makul olanı boşanıp aşık olunan kişi ile aşkı doruklarına kadar yaşamaktır.
bu ve benzeri durumlarda aldatmak kişiyi çözüme değil adrenaline ulaştırır.
bazı kişi/kurum/kuruluşlarda, aşkın mevsimlik, haftalık, dönemlik olarak ortaya çıktığını isviçreli bilim adamlarınca ispatlanmıştır. yani bu tip şahs-ı muhteremler, yılda 3-5 hatta abartıp 10 kez aşık olabilmektedir. * eşleri de pes etmiştir, salmıştır bunları çayıra, "nasıl olsa hevesini alıp dönüyor evine, allah cezasını (...) ama arada çocuk var/çok alıştım/bundan sonra ne uğraşacam" gibi muhtelif kendini kandırma yöntemleriyle evliliklerini sürdürmektedirler. denilebilecek fazla birşey yoktur. **