allah'ın dostlarıdırlar. imanları ve ahlakları kemale ermiş olduğundan, allah onları sever ve onlara da kendi sevgisini bahşeder. allah bir kimseye sevgisini verdi mi, o kimseden iman kamil manada olgunlaşmış demektir. allah dostları yeryüzünde dolaşır ve müminlere allah'ın izni ve inayeti ile yardım eyler, onları meşakkatli sıkıntılardan kurtarırlar. zorda kaldılar mı allah onlara bir takim haller nasip eder, buna da ''keramet'' denir. evliya istediğinde keramet gösteremez, zaten keramet göstermek de istemez. bir velîye, ''senin hallerin halkın diline kadar düşmüştür, sende keramet vardır, niçin göstermiyorsun?'' derler de velî ''her hal keramet dahi olabilir, ayaklarım üzerinde gidiyorum, bir sakat gidemiyor. bu sana yetmez mi?'' diye cevap verir. hiçbir gerçek allah dostunun zengin olduğu, villalarda oturup lüks bineklerde/araçlarda gezdiği görülmemiştir.
kendileri ölü dahi olsa, ruhları diridir. allah'ı sevmenin anahtarı, allah dostlarını sevmektedir. kişi nefsini böyle yener. eğer ki bu büyük zatların hayatları ve kitapları okunur, kendilerine değer verilir ve sevilir iseler, bu kişilerin ruhları kendisini ananların yanında hazır bulunur. allah, ''benim dostlarımı ananlara rahmet indirin'' diye meleklere emir verir, melekler de salih zatların anıldığı meclisleri ziyaret eder, kişilere allah'ın selamını ve rahmetini iletirler. kimi zaman bu evliyalar rüyada sevildikleri insanlara görünüp nasihat ederler.
evliyanın yardımını istemek caizdir. hatta bazen allah'a dua edilir fayda etmez de, evliyaya dua edilir sıkıntıdan kurtulunur. örneğin tezkiretü'l evliya'da şöyle yazar:
--spoiler--
Ebul Hasan-ı Harkanî hazretleri, sefere çıkan talebelerine, ''Sıkışınca benden yardım isteyin'' buyurur. Yolda talebelerini eşkıya yakalar. Kurtulmak için Allahü teâlâya dua ederlerse de kurtulamazlar. Bir talebe, ''Yâ Ebel Hasan, imdat!'' der. O talebeyi eşkıya göremez. Diğerlerinin neleri varsa alırlar. Sefer dönüşü hocalarına, ''Biz Allahtan yardım istediğimiz hâlde soyulduk, fakat şu arkadaşımız sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?'' derler. O da, ''Allahü teâlâ, günahkâr kimselerin duasını kabul etmez. Arkadaşınız, benden yardım isteyince, onun duasını Allahü teâlâ bana duyurdu. Ben de, 'Yâ Rabbî, bu talebemi kurtar!' dedim. Allahü teâlâ da kurtardı. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbîmizdi'' diye cevap verir.
--spoiler--
velîlerin hayatı okunursa, kişide allah sevgisi hasıl olur...
Kısacası evliya iyi insan demektir. Muhammed Salim hazretlerine, (Bir kimsenin evliya olduğu nasıl anlaşılır?) dediklerinde, (Tatlı dili, güzel ahlakı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi ile bir kimsenin veli olduğu anlaşılır) buyurdu.
işte bu abdi âcizin, anladığım mana. işte evliyayı kabul etmeyip, evliyanın yerine mana ile ilgisi olmayan dost kelamı ile değişiklik yaparsan ayetin manasını doğru yansıtamadığın gibi, Hazret-i Kuranın manasına ters düştüğünü bilesin!
Hazret-i ALLAHın ehl-i kitabı Hazreti Kuranda rahmeti ile ihya ettiğinin aksini, ne ile izah edeceksin?
Hala, ALLAHa iman eden ehl-i kitaba gayr-ı müslim, kafir, gavur, demekte israr edecek misin? Daha ne kadar çarpık fikir devam edecek insaf et! (Pir-i Galibi)