20 yıllık plan içerisindeki hesaba göre yazarın tezini ele alalım.
haftada iki kere keraneye gitse, 250 tl'den 500 tl.
52 haftadan 26.000 tl.
sadece kendisi için yeme,içme, barınma,güvenlik giderleri ayda 1000 tl. yılda 12.000 tl.
20 yılda 760.000 tl maliyeti var.
evlendiği takdirde giderleri hesap edecek olsak;
düğün 100.000 tl.
iki kişi için yeme,içme, barınma,güvenlik giderleri ayda 2000 tl. yılda 24.000 tl.
20 yılda toplam maliyet 580.000 tl.
karlıymış gibi gözükebilir. 20 yıldan sonrası için seks yapılamayan her ay zarara gidersin. boşansan; davaydı, nafakaydı küllen zarara girersin.
ayrıca evliliğin çocuk gibi paha biçilemez karları olduğu gibi, zaman zaman eşinin dırdırları gibi değeri ölçülemeyen maliyetleri var.
iyi düşün. bedava diye girme bu işe.
Seks zaten bedava bunun için evliliği bahane etmeye gerek yok ancak vizyonsuz hayatta hiç kız tavlayamamış insan bulduğu kızla seks yapmak için evliliği bahane eder.
evliliğin altında yatan şeyin toplumsal baskı ve seksten ibaret olduğunu ben de düşünüyorum. sonuçta evlilik insan üreten fabrikadır ve cinselliği kontrol altına alıp en sağlıklı şekilde insanların bunu yaşamasına olanak sağlar. yoksa toplumun kutsadığı o değerlerin altında gene toplum çıkarı gibi pragmatik algı vardır. fakat cinsel eğilimlerimiz değişmese de toplum yapısı değiştiği için, evliliğin dayatılması, devletin nüfus artsın diye insanları çocuk yapmaya sevk etmesi boştur. artık bunun bir anlamı kalmıyor çünkü. laboratuvar ortamında üremenin geçekleştiğini ve anne karnı gibi bir alanın oluşturulacağını hesaba katarsak, artık 9 ay o yükü taşımak, doğum sancısı gibi şeylere de gerek kalmayacak.
çocuğun malzemelerini hazırlayacağız, önden malzemeleri koyup arkadan çocuk çıkacak. çok enteresan araştırmalar var bu konuda.
ancak ağır abazan, tek derdi seks olan birisi yatağında bir kadın olsun diye evlilik yapabilir. ama kişiliği oturmuş, kadın- erkek ilişkisinin sadece cinsellikten ibaret olmadığını bilen biri için evlilik bu kadar basit değildir.