az olan ulasilmaz olanin cekim alani o kadar kuvvetli ki.. evli olundugunda bunun artik bambaska bir kurulus oldugunu kabullendigini anladigin an gobek cikmistir artik... hatta hani hanima bir turlu izin verilmeyen mini etekler, uzun tirnaklar falan bir baska yan kulvardan esinlenmistir. metresten. adi kotu metres ya sevdiysen.. allah sevgi duygusunu insanlara verdiginde kalbin kilitleme anahtarinida verdiyse ben birakiyorum bu aski, sevgiyi, romani ve masali.. hanim sende soyle biraz guzellessen diyorum alalim sana mini mini su saclari baslari yaptir boyan guzelles yahu bak kendine (kiskanclik bitmis metresten esinlenmis)
evlilikte ozellikle firtinaya donememis bir aliskanligin sonucu bir evlilikse bir gun taraflarin bir baskasina asik olma sevilmem sevme ihtimali yuksek olacaktir. zaten evlilikte insanin kendini tanimasini bir yolu. bir de turk toplumunun evlilige hapis kurallari var ki. bosanmak ayiptir, kadinin bbosanip bir baskasina gitmesi asagiliktir, erkegin bir baska kadini sevmesi okuzluktur. yok abi ben yasamiyorum bu tabularla, ben kendimi kimde bulduysam ki ayran gonullulukten bahsetmiyorum onunlayim.. faka bir saniye ikinci bir evlilikmi? basa mi donuyoruz.. yoksa hic evlenmemek mi? ama bu sefer her kadinin istedigi ama hic caktirmadigi evlilik konusu sizin pesinizi birakmayacaktir.. haa hatun guzel diye kapatmak icin evlenen KFC gencliginden bahsetmiyor isek.
kadinlarda ki (saf kadinlar haric) tarantula durtusu erkegi mutlaka o agin icersine cekiyor, kapiyor seni evleniyor ister 3. ister 4. olsun..
novu homo olacagim, ayri evlerde evli hayati yasayacagim...
aşkın bilimsel olarak ömrünün 3 yıl olduğunu*, ondan sonra sevgiye dönüşmezse ilişkinin biteceğini düşünürsek acele eden çiftlerin yüzleşeceği gerçektir.
gazete kupürlerinde geçen cümleleri hayat görüşü edinmiş bünyelerin düşüncesidir, bu da. evlilik aşkı öldürmez. hoş aşk zaten nedir ki?...bir kadını vücudu gözü kulağı sempatikliği için sevmektir...
evlilikte iş başa düşecektir. para kazanmak gerekecektir, birisinin arabayla gidip çocuğu kreşten alması gerekecektir, akşama yemek yapmak lazımdır, ya hanımın ya da senin alışveriş yapman gerekecektir. e bunu yapabilmen için mutfakta patates bitmiş mi, evde süt var mı biliyor olman gerekir, yoksa alışverişe gidince bi sürü şeyi boşa alırsın, onlar bozulan nesnelerse bozulurlar, aldığın gibi çöpe atarsın.
bu işlerin hiçbirisi öyle kuru bir "aşkıııımmm bak seni ne kadar da seviyorum" la olmazlar. bu işleri bizzat icraate geçirmek gerekmektedir.
demek ki evlilik aşkın fiiliyete dökülmüş halidir. herhalde bir şeyi "hayal" etmekle o hayal edilen şeyi gerçekleştirmek arasında bir fark olacaktır. bunu gazetelere göre yaşayan bünyeler bilsindir.
doğruluk payı olsada kesin yargılara varılamayacak önermedir. aşk nedir? aşk bence ulaşılamayandır. arzu, istek ve hırs. kişi evlenmeden önce karşıdaki insana tam hakimiyet kuramaz.. tam olarak onun kendisine aidiyet duyduğuna emin olamaz. onu her zaman kaybedeceğim korkusuyla yaşar.bu birazda kişinin iradesiyle alakalıdır. bu korku onda aynı şekilde bir hırs yaratır. ona daha çok bağlanır. ona karşı olan arzu ve hissiyatı artar. ne zamanki onunla evlenir artık ona tam hakimiyet kurmuştur. bu aidiyet duygusu artık onda bulunan arzu ve hırsı doğal olarak rölanti seviyeye indirir. işte burda çok önemli bir şey devreye girer. sevgi, sadakat ve güven. eğer siz onun kaşına, gözüne ve iki güzel sözüne aşıksanız sizi onla tutan bir bağ kalmaz. ve aşk ölünce evlilikte biter. ama eğer siz ona aşkın yanı sıra güven,sadakat ve sevgi duyarsanız, aşk rölanti seviyeye indiğinde ki bu çok normaldir orda bunların 3 ü devreye girer. bu bağ evliliğin sürmesinde etkili olur.
aşk kimyasal bir olay olduğundan evlenilse de evlenilmese de bitecektir. önemli olan aşkı sevgiyle harmanlayıp güçlü bir bağ oluşturmaktır. şahsi düşüncemse evlenmemek en iyisidir.
bu kişinin benimsediği aşk felsefesine bağlı birazda. e ne demiş yüce mevlana ''şehvetin adını aşk koymuşlar''. hal böyleyken bir insan için şehvet duygularını yitirmek hiçte zor değildir. dipsiz bir kuyu düşünün! o kuyuya düştüğünüzü hayal edin. dibini göremediğiniz bir şeyi nasıl sevebilirsiniz ki? bir ademoğlu için ne zor bir şey. hep görünene aldandık sevdik sevdalandık. aşkı leyla ile mecnundan emanet alıp bozuk para gibi harcadık. ee ne kaldı geriye ? aynı evde iki yabancı.. eğlendik, güldük, seviştik, öpüştük, kavga ettik, ağladık ve bitti. buraya kadar dedik. neden? çünkü evlilik aşkı öldürüyormuş güzelim. he canım he gördüm sen beni şehvetle değil aşkla sevmişsin maş. da yapacak bi'şey yok, ne de olsa aşkın ömrü kısa. büyükler öyle söylüyor. ya da ben öyle duydum bilmiyorum.
doğru önermedir,sonuçta beğenip evlenirsiniz ancak beğendiğiniz kişinin uyurken,tuvalete girerken ve diğer insani şeyleri yaparken gördüğünüz an aşk ölür,o ilahlaştırdığınız kişininde sizin gibi bir insan olduğunu görürsünüz ve eski aşk kalmaz,ama evliliği devam ettirmek için aşka gerek yoktur,sevgi varsa ilişki devam ettirilebilir.