bunların hepsi evliliği soğutan değil, soğutmak isteyen için güzel bahane türündendir. evlilik bir güle benzer. gülün güzeldir, güzel kokar ama dikenide aradı sırada batar. gülü seven dikeninen katlanır. sevmiyorsan gülü o zaman başka tabi.
alışkanlıklardan vazgeçmenin zor olması. evlendiğinde hayatın tümden değiştiğinden eski sevdiğin alışkanlıklarından geçme düşüncesi, en büyük soğuma nedenidir.
zaten dikkat ederseniz avrupada nüfus artmıyor artık ekside. insanlar artık evlenmek, aile kurmak, çocuk sahibi olmak istemiyorlar. kaçıyorlar tüm sıkıntılardan yani gelemiyorlar bu tarz şeylere. türk toplumunda amına koyim çamurdan da olsa evlenilsin diye bi gelenek var. ondan sonra eşim beni aldatıyo diye ağlarsın.
bu olay sanki bi iş gibi. çalışma istiyor adeta, etrafta görüyosun bi kere mutsuz olanlar var çoğalıyor adeta yapılan tüm evliliklerin sayısına eşit,önceden ilerde eskisi gibi sevmeyeceğini biliyosun evlilik aşkı öldürü falan vs vs. böyle kontrollü takipli bi hayat yaşıyosun çocuklarını takip eden anne gibi biri var karşında, eşinle sevişmekten sıkılmak, masraflar fln...
bir kere bi aşk için bir ton sorumluluk biniyo insanın üstüne. yok bi de başka ailelerle tanışma falan, kızın ailesiyle tanışma, evlilikten önce sizin ananızı ağlatacak derecede bir ton sorun oluyo, anlatsan akşama kadar sürer aileyle tanışmadan tut da düğün masrafları .... of anam of.... bu anne babalarımızı ben anlamıyorum harbiden bizi bu dünyaya getirene kadar neler çekmişlerdir kim bilir. :)
ülkemizde bayanlar için; bekaretinin olmadığını kocasına gösterme korkusu, erkekler için ise; eşinin daha önce biriyle birlikte olmuş olabileceği korkusu.