sürdürmek için ortak amaçların bir araya bile gelmemesi. hayata bakış açısında ideallik tutturamamak. bunun içinde ortak yaşama alanına ne kadar müdahale olduğu, cinsellik, çiftin arkadaş çevreleri vs genel bir etken. örnek verecek olursak evlilik, yeni nesil arabalarda ki otobanda gazı sabitleme misali sürekli tek tipe bırakılacak bir hadise değil galiba.
1-aileler
2-prenses kızlar
3-bencil erkekler.
halbuki aile olmak, her olayda ilk önce ailedeki fertlerin mutluluğunu gözetmektir.
yasadışı bir durum yoksa ananı babanı dinleme karını kocanı dinle. korkma anan baban her zaman orda. sana darılmazlar.
Eski evliliklere baktığımızda kadınların maddi imkanları olmaması sebebiyle her şeye susmak zorunda kaldıklarını, kocasının her türlü bağırmasına çağırmasına katlanmak zorunda olduğunu, yuvayı dişi kuş yapar mantığında her şeyi alttan aldığını görüyoruz. Aşk evlilikleri de vardır elbette ama binde bir belki. Istisnalar da kaideyi bozmaz.
Günümüzde çoğu kadın çalışmakta ve hayatın müşterek olduğunu bilmekte. Bu sebeple haksızlığa uğradığında, ayaklarının üzerinde durabileceğini bildiği için sessiz kalmamaktadır.
Yapılan anket çalışmalarında da çalışmayan kadınlara sorulmuş. Maddi özgürlüğünüz olsa boşanır mısınız diye. Yüzde doksanı da evet demiş. Bu da düşüncemi bir nebze desteklemektedir.
Bunun dışında artık sosyal medya ve teknoloji ile birlikte artan alternatifler. Eskiden ya işyerinde, okulda tanışırdı insanlar ya aynı mahallede. Şimdi ise onlarca saat uzağındaki kişilerle bile anında iletişim kurulabiliyor. Bu durum da hep daha iyisini bulabilirim mantalitesini beraberinde getiriyor.
Eften püften sebeplerden boşanmalar da oluyor elbette ama genele baktığımızda bence durum bu.
Evlilik çok zor bir olay ayrica hiç uzaktan göründüğü gibi değil, hem maddi hem manevi. Her iki taraf için de Sabır ister, fedakarlık ister, saygı ister, ister de ister. Boşanmak kolay, yürütebilmekte asıl mesele zaten
insanların birbirinin kıymetini bilmemesidir Tabiki. yanında sevdiğin birinin varlığı, birlikte uyumak uyanmak, Birlikte kahvaltı yapmak, bir şeyler izlemek, dışarı çıkmak, gezmek, ona güzel sözler söylemek, her şeyini Onunla paylaşmak çok güzel bir şey. Bunun nesi ile mutlu olamıyorlar anlamıyorum.
belki ilkel bir düşünce yapım var ama kimse de bunu değiştiremedi. çünkü mantıklı bir önerisi yok kimsenin.
herkes kendine öğretilenleri unutsun arkadaşlar.
ben size söylüyorum, katılmayan bassın eksiye,
1. Televizyonlar bilinçli olarak toplum ahlakını yozlaştırdı.
2. modernizm, feminizm gibi düşünceler yanlış anlaşıldı ve kadınlar ikili ilişkilerinde sorumlulukları almamaya başladılar.
3. erkek ve kadınlara öğretilmiş tabular. mesela bir erkeğin aldatması ile kadının aldatması farklı şeyler olarak algılanır toplumda ama hangi cinsiyet yaparsa yapsın kahpelikitir. hiöbir hafifletici nedeni yoktur.
4.tvlerden sonra, son darbe sosyal medya olmuştur. çok kadın tanıyorum 35den sonra kocayı boşayıp, başını açıp özgürüm ben tribine giren. ( sonları mutsuz oldukları o evliliği mumla aramak oldu)
5. evli insanların evlendikten sonra, kendilerini salmaları. abi tamam hayat gayeni tamamladın ama o götü göbeği öyle salma, abla sen de bunu dinle. eşin için süslen, bir şeyler yap.
6. belki kızacaksınız ama, artık kadınlar şu konuda çok hatalı, erkeklerle eşit olmak istiyorlar ama tüm sorumluluklarını erkeklere yıkmaya bayılıyorlar. erkeği, hesap ödeyen, düğünü yapan, para harcaması gereken varlıklar olarak görüyorlar.
7. iyi paralar kazanan kadınlarla evli olmak her zaman daha zordur. cebinde parası olan kadın, her zaman eşine itaat etmeyi doğru bulmuyor maalesef. eskiden evliliklerin uzun sürme nedeni, kadınların erkeklere muhtaç olması ve saygı duymasıydı. adam şunu alma diyor, kadın, sanane para benim değil mi diyor ve maalesef büyük sorunlar başlıyor.
yani kadınlar para kazanmasın demiyorum, ama hayatta eşit olduklarını düşünüyorlarsa, maddiyatlarıyla erkeklerle aynı yükleri sırtlanmaları lazım... mesela eşi işsiz kalınca bırakıp giden kadınlar. yani demek istediim bir kadının işsiz kalması ne kadar normalse, erkek içinde bu durum var.
8. erkeklerin dünyaya seks için geldiğini sanması. evet bir başka problemde bu. kimse kusura bakmasın evliliklerin çoğu bu düşünceyle yapılıyor. ama aşk, sevgi, saygı aranmıyor. yüzü güzelse evlen! ya huy nolacak?
9. kimsenin kendisini bir kişiye adamak istememesi. yedekte biri dursun ama daha iyisini bulursam giderim düşüncesi.
10. maalesef evliliklerde davul dengi dengine çalar mantığıyla yapıldığı için, ruh hastası bir doktorla evlenen, beyaz yakalı hanımefendi boşanmak zorunda kalıyor.
ERKEKLER! YA KADINLARA BOYUN EĞECEĞiZ, NE DERLERSE YAPACAĞIZ!
Ya da ''kadınlara mı gidiyorsun, kırbacını al'' diyen niçe amcayı dinliyceğiz.
evet safsata ve saçmalık diyebilirsin. sinirlisin çünkü haklılık payı var.
1. her iki tarafın ailelerinin yeni evliliğe hükmetme savaşları.
2. yüz göz olmadan dolayı saygısızlıklar.
3. evlenince ortaya çıkan kültür farklılıkları.
Hayaller ve gerçeklerdir ve bu durumu ne yazık ki medya organları yaptı. instagram, facebook, televizyon vs. her yerde mutlu eşler gözüküyor fakat bu olay gerçekte ne yazık ki böyle değil. Dizilerde zengin kocalar mutlu eşler elde ediyor diye sizin kocalarınız işten yorgun döndüğünde gerçekler oluyor işte.
Bu durumda gereksiz evliliklerinde mutsuzluk ve beklentilerinin yüksek tutulmasıdır.
En büyük nedenlerin başında gelen tabii ki maddiyattır. Araştırın görün..
Öaddiyat başka olaylara sebebiyet tanır.. tanıdığı olaylar ilişkiyi yıpratır.. e sonuç ?
Ya işte kayınpederin borcu vardı ödeyemedi aile arasında kavga çıktı zaten zor geçiniyoz bitirelim dedik.. e ne evlendin lan o zaman? Her iki cins için de soruyorum.. aldatma vs bunlar nadir şeyler.. geçecen o işleri..
Günümüz insanı mutsuz. Tatmin olma duygusu yok. Her zaman daha güzel veya daha yakışıklı birileri olacak etrafta. Bu gerçeği kabul edip seçim yapıp bu secimle mutlu olmaya çalışmak varken hep diğerlerini istemekten dolayı tatmin olamama durumu var. Dizileri izleyip orada yaşanan hayatlara orada o hayatları canlandıran insanlara yönelik algı oldukça mutlu olamazsınız. Onlar gerçek değil. Gerçek gibi algılandığı anda evde koltukta oturana bakıp onunla kıyaslama hatasına düşülüyor.
