aşkın evreleri vardır. ilk evresi heyecan ikinci evresi salt sevgi, sadakat üçüncü evrede ise alışkanlık anne baba olma her ihtiyacı olduğunda yardıma koşulma hissidir. bu evrelerin hepsi belli bir zaman diliminde gerçekleşmektedir. ruhumuz doyumsuz olduğundan ve en tatlısı ilk evre olduğundan insan hep ilk evrenin tadını istemektedir. halbuki aşk her dakika heyecan duygusunu ayyuka çıkaramaz. işte ilk evreden diğerlerine geçiş yapamayanlar çiftler boşanır. şu da bir gerçek gençler ikinci kere aşık olduğunuz ilkinden daha iyi olmayacak bu kadın erkek ilişkileri hep sıkıntılı. bu sebeple sarılmak en iyisi sevdiceğe...
mesafeyi dolayısıyla önce anlayışı sonra saygıyı kaybeder, eşinizi ve fikirlerini önemsememeye, ona ve hayatınızdaki yerine değer vermemeye başlarsınız. sonra sonu malum.
insanların heyecan arayışı sonucu ve günümüz dünyasında kolay bir şekilde başka insanlara ulaşması yani aldatmalardır. tabii bunun temelinde herkesteki 'dünyaya bir kez geldim, ne kadar çok heyecan yaşarsam o kadar kardayım ' fikri de vardır.
Cagimizda rahata, tembellige alismis insanlarin teknolojininn de etkisiyle doyumsuzlasmasi ve karsi tarafin eksiklerini kolayca dunyanin en buyuk sorunu gibi gorebilmesi.
çok fazla ilişki yaşayan bireyler, bekarken daldan dala konanlar evlenince bu döngüyü devam ettirme eğiliminde oluyorlar. hovarda, sulu ve eğlenceli erkekler veya rahat, gezegen ve şımarık kadınlar evliliğin yükünü kaldıramıyor. lay lay lomdan sonra kiraydı, faturaydı, aileydi, işt, derken çareyi evliliği bitirmekte görüyor. bir de iki taraftan birinin mal, yollu, hovarda, dayakçı, dırdırcı, tembel vs olma ihtimali var. bu durumda diğer tarafın acilen boşanması ve o kişiden kaçması lazım. ömrünü birine feda etmek yanlış.
Herşeyin tadının eskide kaldığı gibi evliliklerin de tadının eskide kaldığını düşünüyorum. Çünkü duyarsızlaşan insanların en yakınındakine bile duyarsızlaştığının en büyük belirtilerinden biri de bugün evliliklerin hüsranla sonuçlanmasıdır. Hayatta iki kişilik düşünülmesi gereken sürede bencilliklerin, saygısızlıkların samimiyetsizliğin ve güvensizliğin ayyukaya çıkması herşeyi bitirecektir elbette.
en önemli sebep kadının kadınlığını, erkeğin ise erkekliğini bilmemesidir.
yetersiz cinsel birliktelik ve ekonomik unsurlar da bunda etkilidir.
son olarak ailelerin evliliklere müdahalesi, önlem alınmadığı takdirde sona yaklaştırır.
Kirlarda, bayirlarda, romantik ortamlardaki heyecanli kacamaklardan sonra ayni cati altinda dip dibe olmanin rutininden sikilmak,
karsilikli ozgurluklerin kisitlanmasi...
genellikle baslica nedenlerdir..
Devamindaki nedenler de corap sokugu gibi gelir ve nihai sonu hazirlar..
genelde ideal arayisi olanlarin yasadigi bir sorundur, karsidaki insanin en iyisi oldugunu kabul etmek ve bir gun boyle olmadigini anlamak evliliklerin kisa surme nedenidir. Oysaki karsiki insanin digerleri gibi oldugunu hatta en pislik dusunceyle en guzelininde tuvalette ayni haltlarini yedigini dusunmek elimizdeki malin degerini anlamamiza yardimci olacaktir.