bakınız evlatlarım, evililik bir aldatmacadır. bakın şimdi; bu aslında saçma bi duruma karşı saçma bi kanundan çıkmış bir mevzu. göya hakları koruyorlar. müritlerim arasında dahi bunu yüceltenler var. evlilik kararı alınca daha üst level ilişki aşamasındayız sanıyorlar bu tipler. ama öyle bişi yok tabi hala normal insanlarsınız sizler. tabi göya üst level ya normalde kavga edip ayrılacakken sürdürmeye çalışan gösteriyor iki taraf da kendini. neyi sürdürmeye çalışıyorsunuz allasen? yok çalışmıyorum dese biri, öbürü diyo sen beni yüzüstü bıraktın. karman çorman oluyor iş artık. buradan da anca mahkeme ile çıkılır çünkü suçlu aranıyor.
üreme bakanlığı kurmak lazım evlatlarım. başına da neandertal hocanız olarak geçmeye adayım. kiminiz saçmaladığımı düşünebilirsiniz sanki hocanızın saçmaladığını daha önce görmüşlüğünüz varmış gibi. çözüm arıyorum farkında değilsiniz. üreme bakanlığı kurulmalı çünkü evliliğin tek gerekçesi çocuk işte. çocuk yapma sertifikası da yapsınlar hatta. madem herkes çok meraklı buna her şeyin kursu sertifikası var en önemli şeyin niye yok? kavga dövüş yaşıyor, suç işliyor, tecavüz ediyor tip bunları bi de evlendirip üretmeye çalışıyolar. kafasızlığın daniskası.
evlenmek insan doğasının bir yasası, gerçekliği gibi sert ve korkutucu ki zaten öyle. sevmek, mutlu olmak adına yapılan bir hayat devamlılığı gibi bir sürü bir sürü tanımları vardır gider bunlar böyle ama gerçekten korkutucu olan şudur ki evlenmek kişinin kendi bilincinden feragat etmesi, basit bencilliğini bile yaşayamaması, fikirlerini uzlaştırması zorunluluğudur. mesela aile ile birlikte, aile dediğimde 2 çocuk ve eşinizden ibaret, kendinizi bastırarak davranışlarınıza dikkat etmez misiniz? şimdi diyeceksiniz zaten hayatta böyle değilmi diye, ne yani hayat böyle diye insanın doğal bir davranışını yaşayacak kadar özel alanı olamaz mı? ancak tabi bunlar göz önüne alınarak yapılırsa evlilik olur falan derseniz, o da zaman içinde bu yönde sivrilecektir.
evlilik aşk ve sevginin alışkanlığa dönüşmesinden kaynaklanan bir durumdur.sevgililer bir süre sonra kavga bile etseler birbirilerine çok alıştıklarından birbrilerinden kopmak istemezler. evlilik bir anlamda seçiş bir anlamda vazgeçiştir. zaten her seçiş bir vazgeçiş değilmidir ki?
(bkz: her gün kurufasulye yemek)
kadın ile erkek arasında kurulan koalisyon hükümetidir. Bu hükümette eli güçlü gibi görünen erkek, evlenme kurumunun ve bu işin parlementosu olan evin cumhurbaşkanı olarak atanır. kadın ise tüm önemli bakanlıklar olan başbakanlık, içişleri ve dış işleri bakanlığı görevlerini erkeğin cicim ayları diye tabir edilen yumuşak karınlı zamanında alması sonucunda hükümeti tek başına kurar. bundan sonra erkek bizdeki demokratik sistemde olduğu gibi cumhurbaşkanı görevini sadece onay ve veto işleri için kullanır. kadından yani hükümetten gelecek olan teklifleri değerlendirir iraz geç de olsa cevaplar lakin bu cevaplar kadın tarafından ikinci defa önüne getirildiğinde seve seve onaylar.
aşkı kesinlikle öldürdüğüne inandığım eylem. şöyle ki flört döneminde sevgiliyi en şık haliye tanırsınız. siz de ona kendinizi iyi tanıtmak* için elinizden geleni yaparsınız. sevgiliyle bulusmadan önceki ayna karsısında geçirilen onlarca dakika, kullanılan parfümlere giden bi dolu para, konusurken kasılmak en az üç kere düşünmek falan filan. e sonra ne olur, aynı evde yaşamaya başlarsınız. bilirsiniz ki bu überinsan sizin donlarınızı çoraplarınızı yıkamaya başlayacak, salonda çamaşırlıkta çamaşırlarınız yan yana duracak, televizyınun karsısında göbekte çekirdek kabuklarıyla birlikte uyuya kalacaksınız hatta en kötüsü onun tuvaleti kullanmasından sonra siz de o tuvaleti kullanacaksınız.
artık sebepsiz nedensiz insanların elinde olan hastalık, kanser.. siz bu yazıyı okurken bana karşı olacağınızı ya da benimle aynı düşünde olacağınızın farkındayım. başka alternatif yok zaten.
buradan sesleniyorum ve kime oldukları gittikçe belli olacak. evet sizlere sesleniyorum. belki o mükemmel zannettiğiniz organınızda bile olmaz ama küçük bir irkilme bile bana yeter.
evlilik hakkında olumsuz yönde konuşanlara, evlenmek istemiyorum diyen kişilere hep söylenir. sorumsuz, korkak, sevgisiz..vs.. hadi len oradan. çok mu biliyorsun sen, hayatın her b*kunu gördün ders mi veriyorsun sen bana? ben ki yükümü sırtlamışım, ailemden ayrılmışım, yemeğimi kendim yapıp, eşyalarımı kendim yıkayıp, ütülüyorum. faturalarımı yatırıp, borçlarımla cebelleşiyorum..sen kalkmış bana sorumluluktan bahsediyorsun. açtırma ağzımı benim. çok biliyorsun sen değil mi sorumluluğu..?
etrafına bir bak. ha bakıyorsun, o zaman algıla. oda mı yok..ben söyleyeyim. etrafındaki skimsonik insanlara bak, arızalara, hapishanelere, kimsesiz çocuklara, aç gezen, zorla para kazandırılmaya çalışılan hayattan bihaber çocuklara. her erkekbaba olamaz, her kadınanne olamaz. götümüzden uydurup söylemiyoruz değil mi? fıtrat bu güzel kardeşim. o sorumsuz insanların başı boş çocukları ve geleceğin hırsızları, katilleri oluyor. sen de bana bencillikten bahsediyorsun..
bendim değil mi bencil, sorumsuz, korkak. sense süpersonik kişilik. değil mi? süpersin olm sen, laf demeye gelince her şeyi söyleyen ama farkında olmayan. süpersin olum sen, tam bir babasın. hadi oradan.
amaç doğrultusunda süper ailem olsun, eşim tapsın bana, çocuklarımda mükemmel olsun. bunu istemiyorum şuan..ben kendimi sorguluyorum, olabileceğimin en iyisini olmaya çalışıyorum, analiz yapıyorum. he oldum mu? işte o zaman belki baba olabilirim..
kadın ve erkek arasında gerçekleşen çoğu zaman saçma, çoğu zaman mantıklı ama genel olarak medeni bir durum *
türkiyede ise evlilik sadece kadın ile erkek arasında gerçekleşen bir durum değildir, kadın ve erkeğin ailelerininde dahil olduğu bir durumdur.
türkiye de sadece kadın ve erkek değil onlarla birlikte iki tarafın aileleride birbirleri ile evlenirler anasını satayım. her duruma müdahildirler evlilik boyunca. kadın ve erkeği kesinlikle kendi dünyalarında bırakmazlar illa her boka her püsüre*karışırlar.
zaten evliliklerin bitmesinin en temel nedenlerinden biriside budur kanımca.